mermaid

1. Uyarılmış vajina ebatının iki katına çıkar.

Uyarılmamış bir vajinanın ortalama derinliği 7.5 ‐ 10 cm kadar. Ancak uyarılma halinde rahim etrafındaki kaslar kasılarak, rahmin yukarı çekilmesine ve vajinanın genişlemesine neden olur. Cinsel ilişki sırasında uyarılan vajina bu derinliği 2 katına kadar çıkarabilir. Seksten sonra vajina normal derinliğine geri döner. Bu durum erkeklerin ereksiyon olması ile oldukça benzer.

2. Doğuştan bekaret zarı olmadan doğan kadınlar;

Yaygın inanışın aksine her kadın halk arasında bekaret zarı olarak bilinen hymen ile doğmaz. Üzerine yüklenen birçok toplumsal anlama karşın hymenin, asıl görevi;enfeksiyonlara karşı; evrimsel bir kalkan . hymen ; rahim içine kaçabilecek; dışkı gibi kirlerin, girmesini engeller. Ancak ; doğuştan; her kadında bulunmadığı gibi kalınlığı ve koruma miktarı da kişiden kişiye değişiyor. Ayrıca cinsel ilişki sırasında yırtılmayan esnek bekaret zarı da sıkça görülen durumlardan biri ve ancak normal doğum yapılması halinde bu bekaret zarı yırtılıyor.

3. Vajina kendi kendini temizler :

Vajina, kendi kendini temizleyebilen bir organ. Vajinada sürekli olarak bulunan salgılar, bakterileri öldürmeye yönelik lökositleri ve bazı iyi huylu bakterileri içeriyor. Böylece vajina hiçbir şey yapılmasa da temiz kalabiliyor. Sabun ya da kozmetik ürünler ile vajinayı temizlemek, içerisindeki sağlıklı bakterileri yok ederek pelvik inflamatuvar bozukluğuna, bakteriyel vajinoza ve diğer sağlık sorunlarına neden olabilir.

4 . Vajinada 8 bin sinir ucu bulunuyor

Peniste 4 bin sinir ucu, klitoristeyse 8 bin sinir ucu bulunuyor. Klitorisin uyarılmasında tüm bu sinirler kademeli olarak uyarıldıkları için, bu durum bazı kadınlar için acı verici olabilir. Ancak klitoriste çok daha fazla sinir ucu bulunmasının bir sonucu olarak, klitoral orgazm erkeklerin orgazmından çok daha yoğun yaşanır.

5.Seks vajinanın şekline zarar vermez
Vajina seks sırasından iki katı derinliğe ulaşabilecek kadar esnektir ve cinsel ilişkinin ardından eski şekline döner. Erkeğin penis boyunun büyüklüğü ya da fazla seks yapmak vajinanın şekli üzerinde kalıcı bir değişikliğe neden olmaz. Ancak yaşla birlikte ve bazı kadınlarda doğumdan sonra vajina eskisi kadar sıkı olmayabilir. Bu durumu önlemek için düzenli kegel egzersizleri yapılabileceği gibi, sonrasında lazerle vajina daraltma operasyonları da denenebilir.

6.Vajina olarak bildiğiniz şey aslında vulva!


Genelde çoğu insan vajina derken aslında vulvayı kasteder. Vulva gözle görülebilen labia, klitoris, idrar kanalı kısımları kapsayan ve dışa açılan etli kısım aslında. Vajina ise, vajinal deliğin içerisinde bulunan, gözle görülmeyen ve vulvayı dölyatağı boyuna bağlayan kaslı geçidin adı.

Kadının, kocalarını seçebilme hakkı yokken ; erkeğin, karılarını kendi tercihiyle seçmesidir.

(bkz: polijini ) erkeğin kendi kişisel tercihiyle; birden fazla kadınla evlenmesi durumu iken ; tam tersi olan (bkz: poliandri ) kadınların kendi kişisel tercihi olmadan, birden fazla erkekle zorla evlendirilmesidir.

Bu , iki zıt çok eşliliklerin arasında ki ; en keskin çizgi , erkeğin hür iradesiyle, geleneklerin belirlediği limitde ve birden çok ; kadınla evlenmesi iken;
Kadının, zorla evlendirildiği, erkekler arasında ya akraba veya dostluk ilişkisi vardır. Örneğin; bir kadının, 6 erkek kardeşle, evlendirilmesi veya bir kadının, 3 yakın arkadaş erkeklerle; evlendirilmesi gibidir. Kadının, hiçbir şekilde, seçme şansı yoktur. Polijini ; toplumun erkeğe, ödülü iken; geleneklerin dayatması poliandri ; kadına verilen azaptır.

Keşke ; dibine kadar desteklediğim kampanya; evlenmeyin! kızlar evde kalsın ki , rahat bir nefes alsın . Üremesinler çocuk yok, çoluk yok dert yok, azıcık aşım ağrısız başım .

Dünyaya bir daha gelsem, ne evlenirim ne çocuk yaparım

incil ile kur'an birbiriyle kıyas edilemez; zira şu an incil olarak bilinen kitap (ki dört incil diye de bir şey yoktur, incil tektir) kur'an gibi allah kelamı değildir. incil'i illa ki bir şeyle karşılaştıracaksak, en benzer metin, hadis kitapları olur; zira nasıl ki hadis kitaplarında efendimiz'in sözleri, ahvali ve etvarı (tavırları) varsa, incil'de de havarilerin hz. isa'dan duyduğu şeyleri aktardığı sözler vardır, ki bu sözler de hz. isa bu dünyadan ayrılır ayrılmaz kayda geçirilmiş değildir. incil'in bazı bölümleri 200-300 sene sonra yazılmıştır. ayrıca günümüzdeki incil'in yazarlarının hepsi havari değildir, sözlerin de tamamı doğal olarak hz. isa'ya ait olmayabilir.

ayrıca, hıristiyanlığın günümüzdeki şekline ulaşmasında belki de en çok paul'ün katkısı vardır. kendisi birçok epistle yazmıştır; ama havari falan değildir. hatta bazı avrupalı akademisyenlere göre paul bir yahudi'dir ve hıristiyanlığı özünden uzaklaştırmak için hıristiyan gözüküp dini tahrif ettikten sonra (kısmen haklılık payı vardır; zira hıristiyanlığın içinde çok miktarda pagan öğe de vardır) görevini hakkıyla tamamlamıştır.

bizzat bir akademisyenden şu ifadeyi de duyduğumu hatırlıyorum: "paul, hıristiyanlığın peygamberidir." şimdi bana sormayın hz. isa ne oluyor bu durumda diye. kaldı ki, hz. isa'nın ilahi oluşu da hıristiyanlar arasında tartışmalıdır. ne dereceye kadar ilahidir orası ayrı bir muamma. tanrı'nın oğlu ifadesindeki oğulluğun biyolojik bir oğulluk olmadığını bugün birçok hıristiyan teolog da kabulleniyor nitekim. zaten kendileri öyle olmasını istiyor.

işin özü, incil diye bir kitap var mıdır orası bile tartışmalıdır islam alimleri arasında. incil kelime olarak müjde manasına geldiği için, hz. isa'nın kendisi de incil olabilir bazı yorumlara göre.

hasılı, hıristiyanlığın h'sini bilmeden küçükken cami hocasından duyduklarımızla bir şeyler söylemenin bizlere yakışmayacağını düşünüyorum naçizane.

aslında basit bir düşünce gerektirir mantık ilmi noktasında yaklaşırsak. şimdi ihtimallere bakalım:

kur'an'ın allah lafzı olduğu kabul ediliyor mu? ediliyorsa zaten allah, kendi kitabında değişmeme garantisini vermişken, değiştiğini iddia etmek abes.

yok hz. muhammed veya başka birisine ithaf ediliyorsa, bu durumda zaten bu meseleyi tartışmak fazlasıyla gereksiz.

geriye tek bir argüman kalıyor: "iyi de incil ve tevrat da allah kelamı değil miydi, onlar niye değiştirildi?"

bu soruyu soran kişi incil ve tevrat hakkında "sıradan bir müslüman"dan daha fazla bir şey bilmiyor demektir. bir kere mevcut incillerin hemen hemen hiçbiri değiştirilmiş değildir zaten; çünkü en erken yazılan incil, hz. isa'nın vefatından 40-50 sene sonra yazılıyor.


bizi ilgilendiren kısmın tercümesi: "ilk nüshalar milattan sonra 50. yılı civarında yazılmaya başlanmıştır."

yani bu ne demek? zaten, topu topu üç sene peygamberlik yapan hz. isa zamanında incil diye bir kitabın inmesi söz konusu olmayabilir. (doğrusunu allah bilir.)

ayrıca incil'i kur'an'a değil, muhteva açısından hadis kitaplarına benzetebiliriz; çünkü "isa şöyle dedi, böyle yaptı" gibi kıssalar ve vecizeler çoktur incil'de. allah'ın kur'andaki veya tevrat'taki gibi doğrudan konuşması nispeten azdır. en erken 50 sene sonra havarilerin ve diğer "mübarek" zatların akıllarında ne kaldıysa yazmalarıyla başlamış ve belli bir zaman sonra yüzlerce nüshası olduğu için iznik konsili'yle birlikte temel nüshaları dörde düşürülen bir kitaptan bahsediyoruz. kaldı ki "dört incil" diye de bir şey yoktur. bizim dört incil dediğimiz şey, incil'in ilk dört bölümünün adıdır ki incil'de 27 bölüm vardır. gerçi bu ilk dört bölüm yarıdan fazlasını teşkil eder incil'in ki orası da ayrı bir mesele.

bir de şu var: bizim mesela matta dediğimiz incil'in ingilizcesi şudur: the gospel according to matthew. yani matta'ya göre incil. bir nevi yorum vardır burada ifade tarzından da anlaşılacağı üzere. kur'an'da ise tek bir yorum ve nüsha vardır.

tevrat'a gelince durum daha vahim; zira tevrat'ın yazımı da yaklaşık 1000 seneyi buluyor ki 1000 sene içerisinde eklemeler, çıkarmalar, tahrifler epey bir olmuş olabilir. zaten israiloğulları oradan oraya sürülmüşken, o hengamede tevrat'ın derlenmesi, yazılması ne kadar sağlıklı olmuştur size bırakıyorum.

geneli hıristiyanlık propagandası gibi olan bu yazı aslında kur'an-ı kerim'in allah tarafından korunmasının gayet mümkün olduğunu ve allah'ın diğer kitaplarda böyle bir garanti veya söz verecek bir ortamın oluşmadığını ispatlamak için kaleme alınmıştır.

kur'an'ın değişmezliği meselesi ise zaten yeterince izah edildi.

islam'a göre incil diye bir kitap yoktur iddiasında bulunmuyorum. işin doğrusunu allah bilir diyorum; çünkü kesin iddialarda bulunmaktan kaçındım incil'in mahiyeti hakkında. ayrıca kur'an'daki her şeyi literal yani ilk manasına göre ele alamayız. zaten hz. isa romalıların kılıçları ve ölüm tehditleri altında peygamberlik yaptı. o kısacık sürede hz. isa'ya inen vahiyler kitaba dökülmemiş olabilir her ne kadar o kelimeler allah indinde bir kitabı ifade edecek olsa da.

Sürekli nefret kusulan aşağılanan ve orospu diye etiketlenen seks işçileri ile gidip seks yapmak.

Sorun seks işçisin de değil onları karaladığı ve aşağıladığı halde cinsel beraberlik kuran erkekte.
Bu bence seks için düşülen en büyük acıdır. Zavallılıktır.

Ya seks işçiliği yapan kadınla yatmayın ya da yakıştırdiğınız orospu etiketini sinirlendiğiniz kişilere bile öfke kusmak için kullanmayın. Bu ne ikiyüzlülük.

Not: seks işçisi orospu değildir o etiketçilerin karektersizliğidir.

1974 doğumlu olan Wiltshire'a 3 yaşında otizm teşhisi kondu. 5 yaşında olağanüstü resim yete­neği keşfedildi; yani bir anlamda savant olduğu ortaya çıktı. Küçük çocuk, yaşından beklenmeyecek denli başarılı perspektif resimler çizebiliyordu. Ailesinin yönlen­dirmesiyle özürlülerin de eğitim aldığı bir sanat okuluna gönderi­len Wiltshire, burada Londra otobüslerini, önemli heykelleri ve tarihi yapıları resmetmeye başladı.

Çizdiği resimlerle med­yanın ilgisini çeken Wiltshire, pek çok televizyon programında yer aldı, hakkında kitaplar yazıldı. Kraliyet Akademisi tarafından “En İyi Çocuk Sanatçı” seçildi.

İnanılmaz görsel belleğiyle, Roma uzerinde helikopterle yanlızca yarım saat uçtuktan sonra üç gün içe­risinde kentin 5 metre kare büyüklükte panoramik bir resmini çizdi. Tabloda binaların pencere sayılarına kadar tüm detaylar mevcuttu.

Aynı şekilde, New York kentinin üzerinde helikopterle kısa bir uçuştan sonra on kilometrekarelik bir alanın tümündeki binaları, daire numaraları­na kadar çizdi. Paris, Madrid, Roma, Frankfurt, Kudüs, Hong Kong, Dubai gibi kentler de aynı şekilde çizimleri arasında.

karşılıklı olabilmesi için iki ahmağın biribirini bulması ; birbirlerini egosuz , gurursuz , koşulsuz sevebilme yetisidir.
birinden birinin , egosu veya gururu yada çıkar ilişkisi varsa , yalan hikayedir. diğerinin ise durumu ahmak aşıktır . işte bu ahmak aşık gerçektir. yaşadığının adı platonik aşktır. karşılıklı aşklar imkansızdır.

Platonik aşk; incinir , üzülür , kırılır ama asla darılmaz hep aff eder.

not: aşık ahmak olduğunun farkındadır. bütün bunların bilincinde olduğu halde yinede sevmeye devam eder.

Online olmasına gerek yok cinsel sözlük'ten tanışmak istediğim yazarların listesi:
(yazar: organick)
(yazar: peki karicigim)
(yazar: sexreter)
(yazar: dolores)
(yazar: dodisi gelene dildo)
(yazar: 1tutamnane)
(yazar: cesurca yaladim leopari)
(yazar: lorem ipsum)
(yazar: bigkerry)
(yazar: ilhampipisi)
(yazar: banadalazm)
(yazar: meursault)
(yazar: pia123)
(yazar: feromontutkunu)
(yazar: hera)

Karısı , Amphitrite'yi zeus ile yatakta basan, "poseidon " boynuzun acısını, karısıyla yatan zeus' dan almaya karar verir. O sıralarda zeus' un karısı (bkz: hera ) yeni doğum yapmıştır. Denizlerin hakimi , poseidon zeus ile (bkz: hera)nın yenidoğan kızını, belden yukarısını insan ; belden aşağısını balık, olan bir yaratığa çevirir.ve denizin dibine, sürgün eder. böylece karısını baştan çıkaran zeus'dan intimını alır. poseidon' un çevirdiği; bu yeni yaratığın ismi ;(bkz: mermaid) ve mermaid şuanda; Poseidon ve Amphitrite ile birlikte deniz dibindeki görkemli bir sarayda yaşar ve güzeller güzeli afrodit'in ; güzellikte tek rakibidir. Annesi, (bkz: hera ) ile aynı sözlüktedir. Ama annesini hiç görmemiştir .

Bir çok enrty 'nin altında entry 'nin kendisinden güzel yorumlar olduğu halde ; o yorumları beğenme seçeneği malesef yok .

(bkz: boynuz kulağı geçer) diyerek; boynuzun hakkı; nerede diye soruyorum; buradan yetkililere.

Bütün duyguları en uçta yaşamaktır. Ya çok sevmektir ya çok nefret etmek , hayat ya siyahdır ya beyaz grisi yoktur .
Bir insan ya çok iyidir ya çok kötü ortası yoktur. Birde eşlik eden boşlukda durma hissi cabası. Siyah ve beyaz sürekli yer değiştirir . Birini kötülerken, iyiliklerini unutmak yada birini överken gördüğü kötülükleri unutmak gibidir. Aşk ve nefret sürekli yer değiştirir. Iyi ve kötu hep yer değiştirir. Bu rahatsızlık zaten ayarsızlıktır. Ortası olmayandır , hep uçları düşünmek , hayatı en doruklarında yaşamaktır.

* Kur' an' ı kerim, meailini türkçe okumak ve üzerinde düşünmek.
* gelenek ve görenekle öğrendiğim her bilginin doğruluğunu test etme ihtiyacı duymam.
* kendi ailem ve çevremden öğrendiğim şeyleri , araştırmadan ve sorgulamadan kabul etmenin ırkçılık olduğunun idrakına varmam.
( ben doğruyu bilirim, benim ailem doğruyu bilir, benim çevrem doğruyu bilir, benim ülkem doğruyu bilir, benim dinim ve benim öğrendiğim doğrudur diyip kabul etmek düpedüz egoistlik ve ırkçılıktır. Herkes yanılabilir benim ailem çevrem de yanılabilir benim inandığım din doğru olmayabilir. belki başkasının dini doğrudur. Ben ve ülkem neden diğer insanlardan, diğer ülkelerden üstün olsun diye düşünmek en mantıklısıdır.)

* sonra diğer dinleride araştırdım. Hiçbirinin günümüzde orjinal dilini bilmiyordum . Diller değişirken anlamlar kayabilirdi haliyle bu koca okyonus içinde ki doğru kum tanesini bulmak imkansıza yakın geldi. Herşey olasılık dahilinde olmakla beraber hersey yanlış da olabilir bu yüzden bilinmezciyim işte.

7 kasım 1971 doğumlu Karadeniz ile rock müziğini sentezleyerek kendi tarzını oluşturan karadenizli, müzisyen söz yazarı ve aktivisttir.

2005 yılında testis kanserinin akciğerlerine yayılması sonucu 33 yaşında vefat etmiştir.

Son bestesi işte gidiyorum şarkısını öleceğini bilir gibi bestelemiştir.

Önce gözleri, sonra sözleri .

Edit : eksileyen arkadaşlar gözüne bakılmasını sevmeyebilir sözünü dinleyen kadınları da sevmeyebilir saygı duyuyorum. onlara gözünün içine bakmayan sözlerini dinlemeyen kadınlar ile mutluluk diliyorum (swh)

Hindistan'ın Rajastan eyaletinde çıkan savaşta tüm erkekler ölünce dul kalan kadınlar düşmanların cinsel saldırılarına karşı koyamayacaklarını anlayıp hepsinin kendilerini ateşe atmalarıyla başlayan bir gelenektir.

Fala inanmıyorum falsızda kalmıyorum . Fal yorumlarınızı bekliyorum







Şimdi, bana öyle birşey, söyle ki ;durup dururken; tam hayattan ,vazgeçerken; beni fala inandır.

Bunu diyenin umarım bir twitter hesabı yoktur. Çünkü Bir insanın kendine zavallı demesi ve kendinden nefret etmesi gerçekten çok üzücü. Bir insan her daim kendisiyle barışık olmalı .
Kusursuz insan olmadığını bilmeli ve kendini aff etmeli. Bırakın ortadoğu hurafelerini , kendini asla aff etme diyen vaazları . Özünde önce kendini sev.


Diğer tarafdan twitter kullanıcılarını bende narsistik kişilik bozukluğundan muzdarip kullanıcıları olduğunu düşünüyorum.

Hancock


Bana bir daha serseri desene sahnesi .

anne olabilmesidir . çocuğunu istediği gibi şekillendirir , çocuğunu iyi bir insan olması en çok annelerin elindedir. Her kötü birinin arkasında kötü bir anne yatar diye genellemiyorum yanlış anlaşılmasın. Bir insanın karekterinin şekillenmeside bir tek annenın rolü olmadığıda unutulmamalıdır.Kadının yaratılışında hep var etmek canlı tutmak ve üremek vardır. Bu yüzden eski dönemlerde kadınların savaşa katilması istenmemistir. Kadınların genelinde öldürme ic güdüsü yoktur. Yok etmek kadınin doğasına aykırı yaratılmış. Kadınlar genelde daha şefkatlidir bence bu da avantajdır . kadınlığın en yuksek mertebesi bence anne olmaktır. Anne olmak zaten bir kadinin en büyük avantajı. Not: yeniden düzenlenmiş bir entrydir. 06.08.2020 tarihinde, kadın düşmanlığı yapan yazarlara, aynı dilden konuşmaya çalışmanın, faydasız olduğunun farkına vardım. Aynı filden konuşmak nefret edenin nefrerini pekişyirmekten baska hiçbir işe yaramaz . öte yandan cinsiyet ırkçılığını iyice pekiştirir. Irkçılara karşi çikacağım diye bir ırkçıda kendim olmak istemedim. Kimse kimseden üstün değildir . evrim her iki cins içinde devam etmektedir . kimsenin kimseyi ötekileştirmediği, hic bir ayrımcılik yapılmadığı nice eğiyimli evrimlere.

Bu cümleyi kurduran sebebler; eğitimsizlik, cahillik, özgüvensizlik, haksızlık, hukuksuzluk, erkeğin egemen olduğu bir toplum, töreler, ekonomik sebepler... (bkz: öğrenilmiş çaresizlik sendromundaki kadın söylemleri )

T: kocasının fenalıklarına rağmen ekonomik özgürlüğü olmayan kadın demecidir


Bu zihniyetin sonuçları ise; kızı tacize tecavüze uğradığında sesini çıkarma, sen kirlendin der.
oğlu bi halt yediğinde erkektir yapar, kadın kuyruk sallamasaymış der.

Kocası ister kızına ister kardeşine ister baldızına ister yeğenine tecavüz etsin.
Kocası erkektir evin reisidir hep haklı.

toplumun bu şekilde olmasına sebep olan bu öğrenilmiş çaresizlik sendromunda olan , kocasından başka maddi dayanağı olmayan özgüveni sıfır annelerin yetiştirdiği çocuklar işte.
(bkz: coğrafya kaderdir.)
(bkz: türkiye' den çekip gitmek istemenin sebebleri)