kızlık zarı diktirmek

melina
Bırakın diktirmeyi hymen muayenesi bile etik değildir ama böyle bir toplum kapıda çarşaf bekleyen kaynanalar ilk gece kan gelmedi diye kapının önüne konan kadınlar varken hymen diktirmek bir mecburiyet halini alıyor
1

katır

okuryazar
İnatçılık deyince akla gelen hayvan.
İki katırın bir köprüde karşılaşıp inatlaştığı ve sonunda sırtlarındaki tuz çuvallarıyla dereye düştükleri bir hikaye vardı. Çocukken uzun uzun düşünmüştüm üzerine. İnat dozajı ve kaybetmek hakkında..
Ben inatçı değilim. Yerinde Vazgeçmeyi bu hikayeden öğrendim diyebilirim. Sırtında eriyen tuz çuvalıyla suyun içinde olmaktansa izin veririm geçsin gitsin..
7

formattan muaf serbest yazma köşesi

banadalazm
Herşeyin bokunu çıkardılar, turiste serbest olup ülke insanına yasak koymak nasıl bir mantık, insanları eve tıkıp yardım yapmamak nasıl bir kafa yapısı belli değil. Baştaki adam kendi kuralına uymadan iftar iftar gezerken, insanlara ceza yazmak için yarışan polisler ayrı bir ironi konusu. Kaç gündür e devlete girmeye çalışan ben,imalat sektöründe çalışmama ve muafiyet kapsamında olmama rağmen sisteme girdiğimde bana izin belgesi vermemesi, kurumlar arası entegrasyonu beceremeyenler yüzünden, izin belgesi için ordan orayı aramam yıldırdı artık beni. Düşünün, cinsel sözlükte bile bu konulardan başka yazacak birşey gelmiyor aklıma. Kafam rahat olsa Amdan götten bahsetmek isterdim aslında

Sözün özü evde zaman geçmiyor, ülke gündemine bakınca sürekli bir moral bozukluğu. Ülkenin en önemli kalkınması olan sanayi sektöründe olması gereken para, üretim yapmadan veya bir değer katmayan iş yapan kişilerin elinde olması daha çok canımı sıkıyor.

Bir umut yaşıyoruz işte, eğer olurda 2023te yine bu parti iktidar olursa, kesin gidiyorum bu ülkeden. Sikseler durmam daha.

başarıyı yakalamanın sırları

gudubet kari
kişisel gelişim kitaplarının çok sevdiği bir tema var. başarılı insan profilleri üzerinden tavsiyeler veriyorlar.
oysa bence hepsi çok yanlış bir paradigma üzerinden hareket ediyor. determinizm yani kısaca, her olayın maddi veya manevi birtakım nedenlerin zorunlu sonucu olduğunu kabul eden "determinist" bir dünya görüşü: "evren, varoluş anından başlayarak dizgesel bir süreçte (zaman) ilerlemektedir ve tarihte ne olduysa, öyle olması gerektiği, başka türlü olamayacağı için öyle olmuştur."

bu tür düşüncenin kökeni, aslında hiç de yeni değil. 13ncü asra kadar gider. batı aydınlanması'nın bir sonucudur. aydınlanma, ortaçağ hıristiyan mirasını sekülerleştirmiş, insan aklı, tanrısal aklın yerine geçirilmek suretiyle, 'insan' 'tanrı'laştırılmıştır.. dolayısı ile onun temel kavramlarından ve evren anlayışından kopabilmiş değildir. hıristiyan aksiyolojisine göre, insan dışında, her şey ilahi iradeye boyun eğer. sadece insan, iradesi ile monizme aykırı davranabilmektedir. burada ahlak devreye girer; insan, varoluşuna uygun davranmalı, olması gerekeni yapmalıdır.

batıda gelişen bu fikirler, aslında o çağın olaylarının doğal bir sonucu sayılabilir. batı sömürgeciliği, batı-dışı toplumları yağmalar, onların zenginliklerini avrupa'ya transfer ederken, mübadele'ye dayalı ticari kapitalizm gelişmeye başlamış, "burjuva" sınıfı belirmiştir.

aydınlanma da buna koşut olarak, batı'da gelişmekte olan kapitalizmin ideolojik formunu oluşturmuştur. bu ideolojinin kant'a atfedilen bir aforizma ile parolası, 'aklını kullanma cesaretini göster' şeklindedir. bu açıdan "aydınlanma", ticari kapitalizmin ve onun temel öğesi 'mübadele'nin ihtiyaç duyduğu 'birey'in yaratılması, gelişen kapitalizmin ihtiyaç duyduğu 'insan modeli'ni kuran ve onu örgütleyen ideolojik sürecin adıdır.

bu modelde toplumsal sürecin bütünü, bireyin iradesinden bağımsız ancak belirlenimci ve mekanik, özgür bireylerin eylemlerinin toplamı olarak düşünülmüştür. kendiliğinden işleyen bir piyasa ekonomisi ve bu piyasada çıkarlarını koruyabilen ve başkaca bir otoriteye tabi olmayan özgür bireyler vardır. birey, kendi bilinci ve kendi türü içinde bağımsız bir öğedir. bu nedenle kapitalist düşüncenin özünde "akılcı kararlar veren" birey yatmaktadır. yani homo economicus, günümüz dünyasında olduğu gibi kapitalizmin oluşma evresinde de akılcı kararları veren, bunun için plan ve programlar yapan bireydir.

adı her ne kadar modern de olsa greko-hıristiyan kültürünün üzerine inşa edilmiş olan bu paradigma, doğası gereği olabildiğince determinist, indirgemeci ve tümevarımcı bir nitelik taşır. ve ne kadar köhnemiş de olsa batı toplumu hayata atılacak her yeni bireye aynı tabletlenmiş fikirleri şırınga ederek varolmaktadır.

bu hayat görüşü olabildiğince yarışmacıdır. fırsat eşitliği olarak sunulur ve bireye, kararlarında aklını kullanır ve planlı davranırsa başarının kaçınılmaz olduğu fikri aşılanır. bu sayede rekabet ortamına sürülen her yeni neslin, tüm enerjilerini sisteme akıtarak sistemi ayakta tutmaları sağlanır. bu mücadelenin içine itilen bireye başarılı olmuş örnekler gösterilerek iştahı kabartılır ve yeterince akılcı ve planlı kararlar alırsa bir gates, bezos ya da bloomberg olabilmesi için önünde hiçbir engel olmadığı fikri dayatılır.

oysa bu yaklaşım gerçeklerden topyekün uzaktır. çünkü:
1) tümevarım geçersizdir. yani herhangi bir genelleme yanlıştır. dolayısı ile bireysel deneyimler hiçbir zaman kanıt teşkil etmezler
2) evrendeki her süreçte olduğu gibi ekonomide de tesadüflere yer vardır ve hatta aslında bireylerin ve onların yönettiği girişimlerin akıbeti, aslında kendi bireysel kararlarından çok bu tesadüflere bağlıdır. dolayısı ile burada da vahşi doğada olduğu kadar doğal seçilim devrededir. birey açısından bakıldığında sans faktörü olarak görünen bu durum kimseyi daha zeki yada aptal yapmaz. dahi çocuklar kuramı bir safsatadan ibarettir. öyle ki psikoloji alanında yeni bulgular kararlarımızın da dahi, gelişim kitaplarının iddiası aksine tamamen dürtüsel olduğunu göstermektedir. (referans: thinking fast and slow/ daniel kahneman) yani başarıya ulaştıran yol, sistem ya da plana dayanmıyor. tamamen tesadüfi...

değişkenleri ele alalım: piyasa faktörleri, seçtiğimiz yatırım, karar mekanizması olarak kişilik özellikleri...
artırılabilir elbette. bir yatırımcı ele alalım ve simülasyon çalışsın.
aynı sezonda denize aynı anda açılan sayısız balıkçı gemisi örneğin. her bir kaptanın seyir planı, kendi kişilik ve tecrübeleri ile tamamen öznel. bu durumda sezondan kimin en fazla karla çıkıp kiminse batacağına (buna kelimenin bire bir anlamı ile batmak da dahil) tamamen koşullar (piyasa, hava durumu, makro ekonomi, doğal felaketler) karar verecektir. ve o koşullar neredeyse heizisenberg'in belirsizlikler kuramı ile uygun hareket ederler. risk almayan bir kaptan, denize hiç açılmasa bile sezondan büyük karla çıkabilir örneğin.

bu durumda başarılı olması, kendi kararlarının bir ürünü müdür? hayır! koşullar sağlamıştır bunu. çünkü kapitalizmin gözlerden bilinçli olarak sakladığı batan gemilerdir, müflis girişimcilerdir. hep başarılı örnekleri önümüze koyup. o bir tek başarı öyküsünü üzerinden yaratılan şartlandırma, başarıya giden yolda kaç mürettebatın heder edildiği hesabını önümüze koymaz çünkü.

oysa burada da doğada her yerde olduğu gibi doğal seçilim devrededir ve her sezon göç eden yaban öküzü sürüleri gibi koşullara uyum sağlayan ayakta kalmaktadır. bill gates'e bugünden geriye bakarak yazılmış destansı başarı öyküleri, tamamen benzer fikirlerle donanmış kaç genç yatırımcının, aslında başka tesadüfi koşullarda bill gates'in yerinde olacakken, hiç de mantıksız görünmeyen kararlarla, tarihe karıştığını gözlerden gizlemektedir.

insanın, primattan evrildiğini anlatmanın zorluğu gibi yavaş işleyen bir süreçte oluşan mutasyonları gözlemek ve göstermek zor olabilir. oysa güncel koşullarda, covid-19'un piyasalara etkisi tam da sözünü ettiğim türden yepyeni koşullar ortaya çıkarıyor. serbest girişimci açısından çok ilginç koşullar oluşuyor. daha üç ay öncesinde hiçkimsenin aklına gelmeyecek sektörler öne çıkıyor. örneğin babadan kalma sabun fabrikasında yıllardır rakipleri ile kuşatılmış biçimde pazardan pay kapmaya çalışan sabun üreticisi, siparişlere yetişemez durumda, hijyenik kağıt üreticileri de öyle. devasa petrol üreticileri ise tanklarda yeni üretimlerine yer açabilmek için alıcıların, ürünlerini teslim almaları için üzerine para vermeye hazırlanıyorlar.

cinsellikte hazzı artıran moda sokan şeyler

venus
Öncelikle burada kadının işi bir miktar daha kolay olacaktır çünkü yaramaz bir bakışı, dudaklarını ısırması, saçlarını savurması ya da ufak bir dekolte verişi bile erkekte şimşekler çakması için kâfidir.
Erkek ise niyetini belli ettiği aşamada oldukça hassas bir terazi ile çalışmalıdır. Her ne kadar beyin o sırada hangi pozisyon ile başlayacağını düşünüyor olsa da sakin ve kararlı bir şekilde partnerinizin cilvelerine karşılık vermelisiniz.

Giriş tamam geldik gelişme kısmına, yoğun stres altında olmadığınız bir zaman dilimi kovalamalısınız. Aynı gün kovulduysanız ya da çok önemli bir telefon bekliyorsanız mesela asla tam anlamıyla odaklanamayacaksınız. Kafanızı boşaltın. Yardımcı olacaksa dozunda alkol tüketin, partnerinizle dans edin, şarkı söyleyin, sohbet edin. Sohbet esnasında yumuşak bir girişle cinsellik konusunu açıp derinlere inebilirseniz baldan tatlı olur. Bingo! Beyinler çoktan sevişiyor. Karşınızdaki kişi ile yakın temasa geçin göz kontağı kurun.
Gelişme tamam gelelim sonuca. Artık sadece yatağa bir adım uzaktasınız ama yine de buraya kadar sabrettiniz iki dakika daha sabredin ve sarılarak öpüşerek bakışarak da aradaki duvarları hiç değilse yıkamasanız da çatlatın. Biraz daha rahat hissettirecek ne varsa yapın. Koklayın, okşayın, arka fona müzik atın, ışıkları gereksizse söndürün. Hayır kamu spotu değil sahiden ışıkları bir tık azaltmak libidonuzu yükseltecek. Neticede artık yataktaysanız zaten modunuz yüksek, inancınız tam ve hormonlar zirvede. Ne yapmanız gerektiğini buradan sonra iyi biliyorsunuz. Kolay gelsin
5

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol