bir erkek olarak en hassas noktalarımdan biridir o meme ucu noktası.
Kesinlikle 4 yada 5nci postaya gidiyordur ve libidosu düşmüştür. Meni kalmamıştır, bokunu çıkartmaya çalışıyordur .
Fanteziler konusunda pek bir sınırım yok diyebilirim. Ve ayrıca bir kadına da keşfedilme hissini yaşatmayı seviyorum. Çünkü o halleri çok etkileyici oluyor.
Sizsiniz erkek 😠
Bunu giyen kadının kendisine ve partnerine saygısı yoktur, bomboş bir kadındır.
Erkeklerin arkadaşlıkları, birbirine bağlılıkları kadınlardan daha öndedir. Ancak bazen birbirlerine rol keserler. Konu kadın olunca bu durum daha belirgindir. Sürekli yarış içindedirler. İçlerinde hep bitmek bilmeyen kim daha çok si..ti yarışı vardır. Örneğin; yapamasa bile yemeğe çıkardığı sonrasında evine bıraktığı kızı, 'benim eve geçtik, çok ateşliydi karı' şeklinde arkadaşlarına anlatırlar. Ya da sevgili statüsünde biri varsa, sürekli aynı kişiyle sevişiyorsa, bunu söylemekten kaçınıp her hafta farklı bir kadınlaymış izlenimi yaratırlar. Rolleriyle öyle çok bütünleşirler ki kendilerini bile bir süre sonra bu duruma inandırıp 'yılın sikicisi' gibi hissederler. Bir başka konu da paradır. Para erkekler için güçtür, üstünlüktür. Tabi bunu ulu orta dile getirmek olmaz. Ortamda laf arasında 'kanka geçen bilmem nerden şöyle bir iş kaptım, iyi de oldu şu kadar para geldi' gibi alttan alttan anlatırlar. Ya da farklı yolu gittikleri mekanları, tatilleri bire bin katarak anlatmaktır. Her şeye rağmen erkeklerin arkadaşlıkları güzeldir.
Yakalanma korkusundan mıdır nedir boşalma süresi de normale göre kısadır; ama iki taraf da bu durumdan şikayet etmez. Zaten olayın heyecanı başlıbaşına yeter. Akşamına evde cila da atılırsa tadından yenmez.
Yakın zamanda Boynuzları için parlatıcı da kullanacak erkektir.
Adamın özel hayatında kendi bedeniyle yaptığı şey yüzünden açığa alınması ve hastanenin bunu basına sızdırmasıdır asıl iğrenç olan.
geceye bir karikatür bırak başlığına benden başka biri giri eklediğinde çok mutlu oluyorum dd:
(bkz: sosyal mesaj)
(bkz: sosyal mesaj)
hiç de değil içindeyken başka hayat formlarına geçiyorum
(bkz: sikilir abi sormayın artık)
Sen
Dışarıda bir sürü potansiyel partner var ama bunun hastalığı var hamilelik riski var hadi hap aldın ciddi yan etkileri var var da var en iyisi (düzenli ilişki yoksa) salatalık sok onurlu yaşa
sıvasız duvara benzer
imkânsızdır.bunlar hep mitolojik hikayeler.
içindeyken
(bkz: Boncuğu buldum selami)
beyindeki seratonin, norepinefrin gibi bazı nörotransmitterlerin etkinliğini arttırarak işlev gören maddeler. günümüzde kent şekerleme'nin tahtına göz dikseler de asıl kullanım alanı orta-ciddi klinik depresyondur. bunun yanında anksiyete bozuklukları, ptsd, okb, bulimia, kronik ağrı vs gibi durumlarda fayda görüldüğü olur.
biraz bilimsel konuşacak olursak bir çok türü ve farklı farklı etken maddeleri olmakla birlikte en çok kullanılanları selektif seratonin geri alım inhibitörleri (ssri), seratonin ve norepinefrin geri alım inhibitörleri (snri) ve trisiklik antidepresanlardır (tca). ssri'lar görece en az yan etkiye sahip olmakla birlikte her hastanın özelliğine göre farklı moleküller ve/veya molekül kombinasyonları denenir. hatta antidepresan dışı ilaçlar da eklenebilir.
antidepresan kullanmaya başlarken zannımca bilinmesi elzem olan şey, bu ilaçların etkinliğini 1-2 haftadan önce göstermeyecek oluşudur. ilacın işe yaramadığına kanaat getirmek de 4-6 haftayı bulmaktadır. bu nedenle antidepresan tedavisi biraz sabır gerektirir. ilk alınmaya başladığında olumlu etkilerini görmeden huzursuzluk, uykusuzluk veya uyuşukluk, ishal veya kabızlık, sersemlik, sekse uzaktan el sallamaklık, kafam böyle bi acayiplik gibi yan etkilerini görebilirsiniz. bu yan etkilerin çoğu bir süre sonra geçecektir veya azalacaktır, ya da durumunuza göre katlanılacaktır. ama 4 haftadan önce işe yaramadı diye ilaç veya doz değiştirmek pek söz konusu değildir. genel olarak 6 ay kadar kullanımı önerilir. bırakılırken de yoksunluk benzeri bir durum oluşturabilecekleri için zamana yayarak, tedricen doz azaltımı yapılarak bırakılır.
ciddi yan etkilerinden bahsedecek olursak en saçması özellikle 25 yaş altında erken tedavi döneminde intihar düşüncelerini arttırmasıdır. intihar etmek için kolunu kaldıramayacak kadar bunalımda olan gencimiz bu ilaçla birlikte bir miktar kendine gelmeye başlayınca kendini asacak enerjiyi içinde hisseder ve olaylar gelişir. bu nedenle yakından takip etmekte fayda var. ssri alan yaşlılar da tabii ki genç hastalara geçilen bu kıyağa tepkisiz kalmaz ve kanlarındaki sodyumu düşürerek acil servislere misafir olur. trisiklik alanlar da durur mu, hemen kalp ritimlerini bozarak yapıştırır cevabı. bir de seratonine etki eden ilaçları ve/veya sarı kantaronu birbirine iyice katıp karıştıranların seratonin fazlalığından öleyazması var ki evlere şenlik.
böyleyken böyle. psikiyatri biliminin doğası gereği tanı koymadaki esneklik, hastalara ayrılan zamanın azlığı ve eski sevgilinin şu an başkasının altında terliyor oluşunun insana bayaa koyması gibi sebeplerle reçete edilmesinin gittikçe artışı kendilerine olan inancı fazlasıyla sorgulatsa da kanıta dayalı tıpta etkinliği -%100 olmamakla birlikte- kanıtlı olan bir ilaç grubudur. ayrıca salt antidepresan tedavisi yerine psikoterapi (ki bilişsel davranışsal terapinin etkinliği gayet yüksektir), hayat standartlarını değiştirme (majör depresyondaki birine spor yap demek saçma ancak ilaç tedavisinin ilerleyen zamanlarında eklenebilir mesela), yeri geldiğinde elektrokonvulzif terapi ile kombinasyonlar denenebilir, denenmelidir. ancak kendini kötü hissetmeyle ileri seviye klinik depresyonun farkını ortaya koymak gerekiyor ki hapı yutmayalım eheh heheh heh ehm.
biraz bilimsel konuşacak olursak bir çok türü ve farklı farklı etken maddeleri olmakla birlikte en çok kullanılanları selektif seratonin geri alım inhibitörleri (ssri), seratonin ve norepinefrin geri alım inhibitörleri (snri) ve trisiklik antidepresanlardır (tca). ssri'lar görece en az yan etkiye sahip olmakla birlikte her hastanın özelliğine göre farklı moleküller ve/veya molekül kombinasyonları denenir. hatta antidepresan dışı ilaçlar da eklenebilir.
antidepresan kullanmaya başlarken zannımca bilinmesi elzem olan şey, bu ilaçların etkinliğini 1-2 haftadan önce göstermeyecek oluşudur. ilacın işe yaramadığına kanaat getirmek de 4-6 haftayı bulmaktadır. bu nedenle antidepresan tedavisi biraz sabır gerektirir. ilk alınmaya başladığında olumlu etkilerini görmeden huzursuzluk, uykusuzluk veya uyuşukluk, ishal veya kabızlık, sersemlik, sekse uzaktan el sallamaklık, kafam böyle bi acayiplik gibi yan etkilerini görebilirsiniz. bu yan etkilerin çoğu bir süre sonra geçecektir veya azalacaktır, ya da durumunuza göre katlanılacaktır. ama 4 haftadan önce işe yaramadı diye ilaç veya doz değiştirmek pek söz konusu değildir. genel olarak 6 ay kadar kullanımı önerilir. bırakılırken de yoksunluk benzeri bir durum oluşturabilecekleri için zamana yayarak, tedricen doz azaltımı yapılarak bırakılır.
ciddi yan etkilerinden bahsedecek olursak en saçması özellikle 25 yaş altında erken tedavi döneminde intihar düşüncelerini arttırmasıdır. intihar etmek için kolunu kaldıramayacak kadar bunalımda olan gencimiz bu ilaçla birlikte bir miktar kendine gelmeye başlayınca kendini asacak enerjiyi içinde hisseder ve olaylar gelişir. bu nedenle yakından takip etmekte fayda var. ssri alan yaşlılar da tabii ki genç hastalara geçilen bu kıyağa tepkisiz kalmaz ve kanlarındaki sodyumu düşürerek acil servislere misafir olur. trisiklik alanlar da durur mu, hemen kalp ritimlerini bozarak yapıştırır cevabı. bir de seratonine etki eden ilaçları ve/veya sarı kantaronu birbirine iyice katıp karıştıranların seratonin fazlalığından öleyazması var ki evlere şenlik.
böyleyken böyle. psikiyatri biliminin doğası gereği tanı koymadaki esneklik, hastalara ayrılan zamanın azlığı ve eski sevgilinin şu an başkasının altında terliyor oluşunun insana bayaa koyması gibi sebeplerle reçete edilmesinin gittikçe artışı kendilerine olan inancı fazlasıyla sorgulatsa da kanıta dayalı tıpta etkinliği -%100 olmamakla birlikte- kanıtlı olan bir ilaç grubudur. ayrıca salt antidepresan tedavisi yerine psikoterapi (ki bilişsel davranışsal terapinin etkinliği gayet yüksektir), hayat standartlarını değiştirme (majör depresyondaki birine spor yap demek saçma ancak ilaç tedavisinin ilerleyen zamanlarında eklenebilir mesela), yeri geldiğinde elektrokonvulzif terapi ile kombinasyonlar denenebilir, denenmelidir. ancak kendini kötü hissetmeyle ileri seviye klinik depresyonun farkını ortaya koymak gerekiyor ki hapı yutmayalım eheh heheh heh ehm.
Kırmızı alt siyah üst kırbaç.bu üçlüyle hertürlü üçgen kurulur.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?