zifiri; rüzgar'ın bestelediği bir şarkıdır, orijinal hali budur. ilk olarak dinlenilmesi gereken hali de budur.
uzun saçlı kadındır.
uzun saçta önemli olan maddelerin başında hacim yer alıyor, saç hacimli olunca bir süreden sonra baş ağrısı bile yapıyor. zaten sıcak havaları söylemiyorum bile, enseye hava gelsin diye uzun bir uğraşla saçı toparlamak zorunda kalıyorsunuz. saçı taramak ve kurutmak da ayrı bir zor, insanın tahammülü kalmıyor. banyodaki o savaş... şampuanın nereye yetirileceği... durulama... hepsi ayrı bir sorun. en mantıklı olanı saçları kısa kestirmek, aksi takdirde sinir bozmaya devam eder.
uzun saçta önemli olan maddelerin başında hacim yer alıyor, saç hacimli olunca bir süreden sonra baş ağrısı bile yapıyor. zaten sıcak havaları söylemiyorum bile, enseye hava gelsin diye uzun bir uğraşla saçı toparlamak zorunda kalıyorsunuz. saçı taramak ve kurutmak da ayrı bir zor, insanın tahammülü kalmıyor. banyodaki o savaş... şampuanın nereye yetirileceği... durulama... hepsi ayrı bir sorun. en mantıklı olanı saçları kısa kestirmek, aksi takdirde sinir bozmaya devam eder.
Dindar yahudiler gibi kazitıp kurtulalım israilli dindar evli kadinlar kökünden kazıtiyorlar. Çunku saç arzu nesnesiymiş.😂😂😂bizde öyle yapalımlı kiz zeyna kazitalim gitsin kökü bizde nasil olsa
onlara kıydım da kestirdim bir kere, şimdi hiç kıyamam ki :,)
Benimki gırgır Kıyamam zeyna sana sende saçlarına kıyma 😉😊
kökü mökü boş :/
biyolojik saatim her zaman 9 civarı alarmını harekete geçirir ve "uyan artık." der. en az 3, en fazla 8 saatlik uykunun yettiği şu zamanlarda geceyi biraz kendim için olan özel şeylerde kullanıyorum.
gececi yazar olmanın tek bir kusuru var benim için. o da hipermetrop + miyop olmam, bunun aksinde bir durum yok. misal, tuvalete gitmek için kalktığım zaman gecenin getirdikleriyle birlikte sağıma soluma çarpma eylemini çok fazla gerçekleştiriyorum. sonra bacağımda bir morluk görünce "acaba ne oldu da morardı?" demiyorum, alıştım çünkü. ayrıca şarj aletimi nereye nasıl takacağımı da anlayamıyorum.
t: sözlükte gece aktif olan yazarlar.
gececi yazar olmanın tek bir kusuru var benim için. o da hipermetrop + miyop olmam, bunun aksinde bir durum yok. misal, tuvalete gitmek için kalktığım zaman gecenin getirdikleriyle birlikte sağıma soluma çarpma eylemini çok fazla gerçekleştiriyorum. sonra bacağımda bir morluk görünce "acaba ne oldu da morardı?" demiyorum, alıştım çünkü. ayrıca şarj aletimi nereye nasıl takacağımı da anlayamıyorum.
t: sözlükte gece aktif olan yazarlar.
aklıma bir diyaloğu getirmiş olan imamdır.
yol uzun, herkes yanında oturan kişi ile sohbet arkadaşı oluyor. ketum, asık suratlı, kara saçlı, sessiz bir kadınla konuşmayı kim ister ki? yanımdaki abla istedi elbette. "okuyor musun?" demişti, evet diyince bölümümü sordu. meslektaş çıktık, kadın ameliyat hemşiresiymiş. yani ben ömrümde o kadar uzun süreli sohbet ettiğimi hatırlamıyorum, öyle güzel konuştuk. "abla, en ilginç bulduğun vaka neydi?" dediğimde bana makatına tuvalet fırçası sokan çocuğu anlatmıştı. "bu vakalar karşına çok çıkar, sakın şaşırma. ben 20 yıldır görüyorum, 20 yıldır da garip buluyorum. tamam, kişisel bir seçim ama böyle güvenilir olmayan ve enfektif şeyleri tercih etmemeli insan." demişti. kadın haklıydı.
yol uzun, herkes yanında oturan kişi ile sohbet arkadaşı oluyor. ketum, asık suratlı, kara saçlı, sessiz bir kadınla konuşmayı kim ister ki? yanımdaki abla istedi elbette. "okuyor musun?" demişti, evet diyince bölümümü sordu. meslektaş çıktık, kadın ameliyat hemşiresiymiş. yani ben ömrümde o kadar uzun süreli sohbet ettiğimi hatırlamıyorum, öyle güzel konuştuk. "abla, en ilginç bulduğun vaka neydi?" dediğimde bana makatına tuvalet fırçası sokan çocuğu anlatmıştı. "bu vakalar karşına çok çıkar, sakın şaşırma. ben 20 yıldır görüyorum, 20 yıldır da garip buluyorum. tamam, kişisel bir seçim ama böyle güvenilir olmayan ve enfektif şeyleri tercih etmemeli insan." demişti. kadın haklıydı.
ergenlik dönemimde tek bir hayalim vardı, o da şuydu: "teoman ile evlenmek"
tabii ki evlenemedim .
t: gerçek adı fazlı teoman yakupoğlu olan türk sanatçı.
tabii ki evlenemedim .
t: gerçek adı fazlı teoman yakupoğlu olan türk sanatçı.
şöyledirler:
genel olarak çok acımasız olduklarını düşünürler kendileri. klavye başından şov yaparlar fakat reelde tek yumruğun yarısı boşuna gider bunlar için.
bu kişilerin gelişmiş kasları biceps brachiileri değildir .
genel olarak çok acımasız olduklarını düşünürler kendileri. klavye başından şov yaparlar fakat reelde tek yumruğun yarısı boşuna gider bunlar için.
bu kişilerin gelişmiş kasları biceps brachiileri değildir .
terk edildiğim andır.
tabii ki sevgili tarafından değil, canım ailem tarafından.
iki tarafın da birbirini terk etme isteği sonucunda küçücük bir çocuk kocaman bir eve terkedilmiştir. ne kadar doğru kısmına gelirsek kesinlikle doğru değil ama doğru olan tek bir gerçek var ki... o da, ailemi tanımamda yardımcı oldu.
babana bile güvenme derler ya, işte siz ne babanıza ne de ananıza güvenin.
tabii ki sevgili tarafından değil, canım ailem tarafından.
iki tarafın da birbirini terk etme isteği sonucunda küçücük bir çocuk kocaman bir eve terkedilmiştir. ne kadar doğru kısmına gelirsek kesinlikle doğru değil ama doğru olan tek bir gerçek var ki... o da, ailemi tanımamda yardımcı oldu.
babana bile güvenme derler ya, işte siz ne babanıza ne de ananıza güvenin.
bahsi geçen yazarı tanımam fakat yazdıklarına baktığım zaman sevilmeyi sonuna kadar hakettiğini düşünüyorum.
sözlük ortamlarında kimseyi kırmak ya da üzmek tarafında değilim, bu yüzden yazar (yazar: organick)'i kıran kişinin bu durumu düzeltmesi gerektiğini düşünüyorum. sorgulamak elbette haddime değil ama fikrimi belirtmeden geçmek niyetinde değil gönlüm.
güzel yazan, güzel düşünen bir yazarın geri gelmesi gerektiğini düşünüyor ve kampanyaya destek veriyorum.
sözlük ortamlarında kimseyi kırmak ya da üzmek tarafında değilim, bu yüzden yazar (yazar: organick)'i kıran kişinin bu durumu düzeltmesi gerektiğini düşünüyorum. sorgulamak elbette haddime değil ama fikrimi belirtmeden geçmek niyetinde değil gönlüm.
güzel yazan, güzel düşünen bir yazarın geri gelmesi gerektiğini düşünüyor ve kampanyaya destek veriyorum.
mantıklı tiptir. kimse kalkıp da hastanede naz niyaz derdine düşmez, bu yüzden utanmadan doktorun dediğini yapıp gereken yeri açmak gerek. utanılsa dahi belli edilmemeli, keza kimse orada farklı gözle bakmayacaktır.
tıp etiği gereğince hiçbir sağlıkçı çıplaklığı anormale indirgemez, her şey normal gelir.
tıp etiği gereğince hiçbir sağlıkçı çıplaklığı anormale indirgemez, her şey normal gelir.
bir parça perçem yerleştirilmiştir.
ensede toplanan saçın tek kusuru perçemlerin çok kolay çıkabilir olması, bundan sebeptir ki çıkan perçemleri kulak arkasına iliştiririm fakat gönül ister ki saç yerine birkaç öpücük bırakılsın...
ensede toplanan saçın tek kusuru perçemlerin çok kolay çıkabilir olması, bundan sebeptir ki çıkan perçemleri kulak arkasına iliştiririm fakat gönül ister ki saç yerine birkaç öpücük bırakılsın...
hoş karşılanamayacak bir davranışta bulunan kadındır.
biz kadınlar kadın haklarını savunuyoruz fakat böylesi kadınların varlığı bizleri günden güne daha da zayıf duruma getiriyor.
bir amaç uğruna hayatını süren kadınla bu pisliği yapan kadını aynı kefeye koymamak gerek.
nasıl ki erkeklerin bizleri taciz etmesini istemiyoruz, o zaman kimseye böyle davranışlarda bulunmuyoruz çünkü bu çok adice.
biz kadınlar kadın haklarını savunuyoruz fakat böylesi kadınların varlığı bizleri günden güne daha da zayıf duruma getiriyor.
bir amaç uğruna hayatını süren kadınla bu pisliği yapan kadını aynı kefeye koymamak gerek.
nasıl ki erkeklerin bizleri taciz etmesini istemiyoruz, o zaman kimseye böyle davranışlarda bulunmuyoruz çünkü bu çok adice.
"hangi kızların?" diye sorulası başlık.
eğer "türkiye." cevabı verilecek olursa yazmak istediğim birkaç şey var.
genel bi kitleden bahsedeyim size.
ev işinin kadın işi olduğunu savunan, kadının özgürce dışarıya çıkamayacağını sanan, bir kadın yetenekli ise yollu olabileceğini düşünen, kadını evde tutup dışarıdan izole etme ihtiyacı duyan bir aile kültürüne sahip olan bir ülkede yaşıyoruz. bunu kimsenin inkar edebileceğini sanmıyorum. evet, yazdıklarımın aksine bir fikre sahip aileler vardır ama azdır.
saçımı yeni boyamaya başladığım zamanlardı, arkadaşım da saçını boyatmak istemişti. evlerine gittiğim bi akşam babasına söyledi bu isteğini, babası "saçını boyatan kadın kendini de satar. başıma iş mi açacaksın benim?" diyerek yanımda kavga ettiler. bu laf banaydı, oysa benim saçlarımı annem boyardı.
ingiliz dönem filimlerini çok severiz ikimiz de, sürekli de izler yorumlarız. bir gün annesi yanımıza gelip "allah'ın adına babanı katil edeceksin şimdi. neden böyle gereksiz şeyler yapıyorsunuz, ne işinize yarayacak gavurların filmleri?" demişti. bu bi genel kültür dememize rağmen durumu anlamakta direndiler. oysa arkadaşım dönemlere dair çok fazla şey biliyordu.
kısa şort giyip dışarı çıktığım gün yolda yürürken maruz kaldığım birkaç bakış oluyor, o bakışlar "yollu bu" bakışıdır.
toplu taşımada yanıma oturan teyze "bacakların hep yanacak, allah bunu sana bırakmaz. sen kadınsın, yerini bilmek zorundasın." demişti, bu fikirdeki insanlarla tartışma içine girmem. laf anlatmaya çalışsanız da kendi doğru bildikleri yanlışlardan şaşmayacaklardır.
konserden geliyordum, gayet de güzel giyinmiştim ve kendi halimdeydim, saat hemen hemen gece yarısı olmuştu. insan azdı tabii sokakta, hemcinslerim ise daha az.
bir sonraki gün annemle yolda karşılaşanlar "senin kızı gördük gece. açık saçık giyinmiş, kendini boyamış geziyordu sokakta." demiş, annem eve canı çok sıkkın gelmişti. "benim kızım ne isterse onu yapar, sizin haddinize bile değil karışmak." dediğinde "kadın kısmının o saatte ne işi olur dışarıda?" cevabını almış.
benim yaşadığım çevre cahil değil, genel kitle cahil. bu biçimde cahil bir aile yapısında yetişen kızlarımız ailelerinin getirdiği kısıtlamalar ile kendilerini geliştiremiyor, geliştirmekten öte kendisine dahi bakamıyor. o yüzden kalkıp da kızlara cahil demek yerine sorunun esas kaynağını bulun, aksi takdirde cahil olan siz olursunuz.
eğer "türkiye." cevabı verilecek olursa yazmak istediğim birkaç şey var.
genel bi kitleden bahsedeyim size.
ev işinin kadın işi olduğunu savunan, kadının özgürce dışarıya çıkamayacağını sanan, bir kadın yetenekli ise yollu olabileceğini düşünen, kadını evde tutup dışarıdan izole etme ihtiyacı duyan bir aile kültürüne sahip olan bir ülkede yaşıyoruz. bunu kimsenin inkar edebileceğini sanmıyorum. evet, yazdıklarımın aksine bir fikre sahip aileler vardır ama azdır.
saçımı yeni boyamaya başladığım zamanlardı, arkadaşım da saçını boyatmak istemişti. evlerine gittiğim bi akşam babasına söyledi bu isteğini, babası "saçını boyatan kadın kendini de satar. başıma iş mi açacaksın benim?" diyerek yanımda kavga ettiler. bu laf banaydı, oysa benim saçlarımı annem boyardı.
ingiliz dönem filimlerini çok severiz ikimiz de, sürekli de izler yorumlarız. bir gün annesi yanımıza gelip "allah'ın adına babanı katil edeceksin şimdi. neden böyle gereksiz şeyler yapıyorsunuz, ne işinize yarayacak gavurların filmleri?" demişti. bu bi genel kültür dememize rağmen durumu anlamakta direndiler. oysa arkadaşım dönemlere dair çok fazla şey biliyordu.
kısa şort giyip dışarı çıktığım gün yolda yürürken maruz kaldığım birkaç bakış oluyor, o bakışlar "yollu bu" bakışıdır.
toplu taşımada yanıma oturan teyze "bacakların hep yanacak, allah bunu sana bırakmaz. sen kadınsın, yerini bilmek zorundasın." demişti, bu fikirdeki insanlarla tartışma içine girmem. laf anlatmaya çalışsanız da kendi doğru bildikleri yanlışlardan şaşmayacaklardır.
konserden geliyordum, gayet de güzel giyinmiştim ve kendi halimdeydim, saat hemen hemen gece yarısı olmuştu. insan azdı tabii sokakta, hemcinslerim ise daha az.
bir sonraki gün annemle yolda karşılaşanlar "senin kızı gördük gece. açık saçık giyinmiş, kendini boyamış geziyordu sokakta." demiş, annem eve canı çok sıkkın gelmişti. "benim kızım ne isterse onu yapar, sizin haddinize bile değil karışmak." dediğinde "kadın kısmının o saatte ne işi olur dışarıda?" cevabını almış.
benim yaşadığım çevre cahil değil, genel kitle cahil. bu biçimde cahil bir aile yapısında yetişen kızlarımız ailelerinin getirdiği kısıtlamalar ile kendilerini geliştiremiyor, geliştirmekten öte kendisine dahi bakamıyor. o yüzden kalkıp da kızlara cahil demek yerine sorunun esas kaynağını bulun, aksi takdirde cahil olan siz olursunuz.
edebi metim yazma, güç gerektiren sporlar, yüzme ve yahut dalış, ilgi alanına dahil olan konuya/olaya/kişiye odaklanma... ekstradam ders çalışma diyelim.
sohbet etmeyi severim fakat karşılıklı başarılı bir iletişim olduğu sürece. aksi durumda sadece dinleyici ya da sadece konuşan kişi olmak sohbet anlayışıma dahil değildir.
sohbet etmeyi severim fakat karşılıklı başarılı bir iletişim olduğu sürece. aksi durumda sadece dinleyici ya da sadece konuşan kişi olmak sohbet anlayışıma dahil değildir.
normalde laubaliliği sevmem, yani sadece sevmezdim. yapan olursa da sabreder insanca uyarırdım, insanların kalbini kırmak gibi bir yanım yoktu. geçmişe yönelik konuşuyorum farkındaysanız, çünkü bunlar geçmişte kalan şeyler.
şimdi...
laubaliliği hâlâ sevmiyorum, yapan olunca da sabretmeden kalbini kırıyorum. sabretmiyorum, sabretme gereği de duymuyorum.
sabretme konusunda eskisi kadar iyi değilim, gün geçtikçe de kötüye gittiğimi hissediyorum.
şimdi...
laubaliliği hâlâ sevmiyorum, yapan olunca da sabretmeden kalbini kırıyorum. sabretmiyorum, sabretme gereği de duymuyorum.
sabretme konusunda eskisi kadar iyi değilim, gün geçtikçe de kötüye gittiğimi hissediyorum.
sıkıcıdır.
insanın ısrarcı olan her iki cinsi de sıkıcıdır, net.
boş yere ısrarcılıktan nefret ediyorum.
insanın ısrarcı olan her iki cinsi de sıkıcıdır, net.
boş yere ısrarcılıktan nefret ediyorum.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?