anonim_kullanıcı_4

arabanın önündeki çocuklar kazaya sebep olur, arkasındaki kazalar çocuğa sebep olur.

genel kanı, şizofrenin dopamin fazlalığından kaynaklandığı yönündedir. birbirinden çok farklı türleri bulunur, "genetik bir rahatsızlıktır" 16-25 yaş arasında ilk belirtileri göstermeye başlar. yavaş yavaş düşünceler beyni ele geçirir.

şizofreni hastaları, hasta olduklarını kabul etmezler. bunun nedeni, beyinlerinde dmt denilen (dimetiltriptamin) epifiz bezinde üretilen bir salgının ortaya çıkmasıdır. dmt , serotonin hormonlarına bağlanır ve halüsinojen bazı deneyimler yaşatır. hasta bunların sanrı olduğunun kesinlikle farkına varamaz. her hastanın şizofreni ile tanışma hikâyesi farklıdır, genel olarak hastalar ilahi mesajlar aldıklarını, gizli bir ajan olduklarını, çok önemli mesajlar ilettiklerini, görünmeyen bazı varlıklarla iletişime geçtiklerini beyan ederler. bunun dışında çok farklı belirtiler de olabilir

bazı şizofreni türleri, madde mekânından ve zamanından koparlar. artan melanin ve dmt salgısı ile beraber kişi mekandan kopup, farklı nörolojik deneyimler yaşayabilir.
örneğin, içine bulunduğu evrenle haberleşebilir, farklı canlıların ve cansızların gözünden hayatı yaşayabilir. evrenle bütünleşik hale gelip, evreni duyduğunu gördüğünü iddia edebilir. şizofreni hastaları elinde bıçakla insanları doğramazlar, onlar içinde bulundukları hastalık sebebiyle evreni bizim olduğumuzdan çok farklı algılarlar. ancak bazı sanrılar, saldırganlığa neden olabilir.

epifiz içerisindeki gereğinden fazla salgılanan dmt'nin mi şizofreniye neden olduğu, yoksa şizofreninin mi dmt salgısının artmasına sebep olduğu hakkında çeşitli görüşler mevcuttur. dmt salgısının çok eski zamanlarda şaman ayinlerinde ayahuasca bitkisinin özü çıkarılarak bu salgının artırımı kullanıldığı bilinmektedir.
şizofreninin ve hiçbir ruhsal bozukluğun kesin tedavisi yoktur, yalnızca belirtiler ortadan kaldırılabilir. şizofreni hala üzerinde, çok çeşitli araştırmalar yapılan genetik Bir rahatsızlıktır.
aile içerisinde yayılımı çok bilinmemekle beraber, aynı soydan gelen anne baba çocuklar ve torunların dahi aynı hastalığı taşıdığı vakalar mevcuttur.
daha sonra bu başlığa şizofreni ile alakalı farklı girdiler de yazacağım şimdilik bu kadar :)

genel kanı, şizofrenin dopamin eksikliğinden kaynaklandığı yönündedir. birbirinden çok farklı türleri bulunur, "genetik bir rahatsızlıktır" 16-25 yaş arasında ilk belirtileri göstermeye başlar. yavaş yavaş düşünceler beyni ele geçirir.

şizofreni hastaları, hasta olduklarını kabul etmezler. bunun nedeni, beyinlerinde dmt denilen (dimetiltriptamin) epifiz bezinde üretilen bir salgının ortaya çıkmasıdır. dmt , serotonin hormonlarına bağlanır ve halüsinojen bazı deneyimler yaşatır. hasta bunların sanrı olduğunun kesinlikle farkına varamaz. her hastanın şizofreni ile tanışma hikâyesi farklıdır, genel olarak hastalar ilahi mesajlar aldıklarını, gizli bir ajan olduklarını, çok önemli mesajlar ilettiklerini, görünmeyen bazı varlıklarla iletişime geçtiklerini beyan ederler. bunun dışında çok farklı belirtiler de olabilir

bazı şizofreni türleri, madde mekânından ve zamanından koparlar. artan melanin ve dmt salgısı ile beraber kişi mekandan kopup, farklı nörolojik deneyimler yaşayabilir.
örneğin, içine bulunduğu evrenle haberleşebilir, farklı canlıların ve cansızların gözünden hayatı yaşayabilir. evrenle bütünleşik hale gelip, evreni duyduğunu gördüğünü iddia edebilir. şizofreni hastaları elinde bıçakla insanları doğramazlar, onlar içinde bulundukları hastalık sebebiyle evreni bizim olduğumuzdan çok farklı algılarlar. ancak bazı sanrılar, saldırganlığa neden olabilir.

epifiz içerisindeki gereğinden fazla salgılanan dmt'nin mi şizofreniye neden olduğu, yoksa şizofreninin mi dmt salgısının artmasına sebep olduğu hakkında çeşitli görüşler mevcuttur. dmt salgısının çok eski zamanlarda şaman ayinlerinde ayahuasca bitkisinin özü çıkarılarak bu salgının artırımı kullanıldığı bilinmektedir.
şizofreninin ve hiçbir ruhsal bozukluğun kesin tedavisi yoktur, yalnızca belirtiler ortadan kaldırılabilir. şizofreni hala üzerinde, çok çeşitli araştırmalar yapılan genetik Bir rahatsızlıktır.
aile içerisinde yayılımı çok bilinmemekle beraber, aynı soydan gelen anne baba çocuklar ve torunların dahi aynı hastalığı taşıdığı vakalar mevcuttur.
daha sonra bu başlığa şizofreni ile alakalı farklı girdiler de yazacağım şimdilik bu kadar :)

Psikiyatrideki adı (bkz: ölümcül çekim yasası)dır.
ölümcül çekim yasası, kişinin karşı cinste fiziksel olarak etkilenişini konu alır. bunun nedenlerini inceler. özetle, bu yasa aşk dediğimiz kavramın ilk fazında (aşkın birden çok fazı vardır) karşı cinste vurulma diye tabir edilen yönleridir. bu tür ilişkilerin ölümcül olarak birbirlerini çektikleri yönleri kısa vadede birbirlerine ölümcül şekilde bağlarken, uzun vadede ekseriyetle ayrılıklara döndüğü görülmüştür.

ölümcül çekim kuramı ile eşlerine bağlı olan çiftlerin, ilişkilerinin ömrünün 12- 24 aydan çok olamayacağı görülmüştür.
ölümcül çekimlerin sebepleri ise,
kıskançlık, kendine aşırı güven, birbirine benzemezlik.
partnerlerin birbirine olan aşırı farklılıkları
partnerlerin birbirlerini ortalama üstü insanlar görmeleri, ve toplumsal cinsiyet beklentilerine uymamamalarıdır.

bu saydığım her bir maddenin kendi içerisinde farklı ilişki türleri ve farklı alt dalları vardır. birer toksik ilişki olabilme potansiyelleri uzun vadede çok fazladır.
yani size kör kütük, sırılsıklam kara sevdayla vurulmuş, kişiler kısa vadede bağlayıcı niteliği taşıyabilir, ama bu bir saman alevi gibi tez zamanda parlayıp, tez zamanda sönmeye neden olmaktadır.

ilişkilerine birbirlerinin fikirlerini anlayan, önemseyen, ve bir birey olarak kabul edip bundan dolayı saygı duyan çiftlerin ilişkileri her zaman daha uzun sürer. sevgi tek başına yetmez, ilişki partnerini anlamak demektir.

vajinaya yabancı cisimlerin sokulması, erişkinlerde çok sık görülen Bir durum değildir. genelden vajinanın içinde yabancı cisimlerin olması çocuklarda sıklıkla görülen Bir durumdur (literatür için konuşuyorum)
erişkinlerde literatüre baktığımızda vajinaya sokulan yabancı cisimler, vibratör,
tuvalet kağıdı, kurşun kalem, şişe, küçük plastik
oyuncaklar, tahta boya fırçası, plastik top, çengelli iğne
ve mumlu boyadır.

vakaların %20 oranında görülen şiddetli karın ağrısı, vajinal kanama, kötü kokulu akıntıya sebebiyet verir. teşhisi ise genelde, aynı hastanın tekrar acil servise karın ağrısı ile başvurması ile ortaya çıkmaktadır. (kendi beyanı yoksa)

nadiren de olsa küçük vajinal yabancı cisimlerin rahim ağzından içeri girmesi,sonucu ortaya çıkan vakalar da olmaktadır. büyük ölçüde röntgen filmi ile hallolur.
ama tavsiye olsun, vajinanızın içine, penisten başka bir şey sokmayın :)

jinekoloji ve ürolojinin kendi ihtisas alanları vardır, halk arasında jinekolojinin sadece cinsel işlev bozukluklarına baktığı algısı sadece bir yanılgıdır. her jinekoloğun ayrı bir çalışma alanı vardır, o alan üzerine yoğunlaşılır. bunlar;

Jinekolog Onkolog: Kadın Kanser Cerrahisi Hekimi
Perinatalog Jinekologlar Yüksek Riskli Gebelikler Hekimi
Urojinekologlar : Kadınlarda üretral bozukluklar, idrar kaçırma ile uğraşan hekimler
Cinsel Terapi Uzmanları Kadın cinsel işlev bozuklukları üzerine çalışan hekimlerdir. bunun yanında kimi jinekologlar doğum ve tüp bebek tedavisi ile uğraşmaktadırlar.

aynı zamanda, üroloji hekimlerinin de ayrı ayrı uzmanlık alanları vardır, bunlar da;
Androloji: Cinsel İşlev Bozuklukları Tanı ve Tedavisi Erkek infertilitesi (kısırlık), erektil disfonksiyon, prematür ejekülasyon, varikosel cerrahi ve medikal tedavileri

Endoüroloji: Böbrek, üreter, mesane,prostat hastalıkları (taş,tümör,darlık...) endoskopik(kapalı) ameliyat ve tedavileri

Ürolojik onkoloji: Böbrek, mesane, prostat, testis kanserleri açık ve endoskopik(kapalı) ameliyatları ve medikal tedavileri

Çocuk Ürolojisi: inmemiş testis (testisin yerinde olmaması), hipospadias(peygamber sünneti), VUR(böbreğe idrar kaçağı), enürezis nokturna (altına ıslatma), hidrosel(testis etrafında sıvı birikmesi), ingüinal herni(kasık fıtığı) ile sünnet, medikal ve cerrahi tedavileri

yani her jinekolog sadece vajina ile her ürolog sadece penis ile ilgilenmez.

Şereflikoçhisar'da eczanesi olan bir tanıdığım vardı, orada herkes herkesi tanır. adam ertesi gün hapı olan (bkz: ella)yı mahallenin orospularına, ilişki karşılığı veriyordu. küçük bir yerde olduğu için kocana söylerim falan, sıkıştırıyor her ella almaya geleni, kimisiyle ilişkiye de giriyordu. hatta adam Koçhisarda yasak aşk yaşayanları birlikte tatile falan da yolluyordu ilacı satmak için. bayağı da para kırdı bu işten, ilaç şirketleriyle anlaşıyordu falan. bu adam sadece, elladan bu kadar para kırıyordu, daha bunun bulunmayan ilaçları falan var. varın siz düşünün... şereflikoçhisarda yaşayan yazar yoktur umarım :

bir doktor olarak, hem cinsel hayat hakkında Bilgi vereceğim, hem de insanların neler yazdığını takip ettiğim güzel aykırı Bir platformdur. biz de zamanında tanrısız sözlüğü kurmuştuk, ülkemizin güzide insanları hem okuyup hem de bunlar kâfir demişlerdi. umarım burası da birileri tarafından "zinacı bunlar, kâfirler" diye taşlanmaz.

içerik hayatına aylar öncesinden başlamış, ancak bugüne tanışmak fırsat oldu, birlikte büyümek dileğiyle..
hoşbulduk.

anal olarak cinsel birleşme esnasında, kadının herhangi bir zevk alması biyolojik olarak mümkün değildir, zira anüs üzerinde içinde herhangi zevk verecek herhangi bir sinir ucu bulunmamaktadır. bu anal fetişi sadece erkeğin kadının bütünüyle bütün deliklerini fethetmek dürtüsü ile bağdaştırılabilir. kadının işlevsel bütün sinir uçları klitorisin üzerinde ve çevresine konuşlanmıştır. anal yol, acı vermekten başka hiçbir işe yaramaz.

medikali, plastiği oyuncağı ayrı ayrı olan sonda tekniğidir, aslında tekniğin orijinal adı sondalama değil urethral play'dır.
bu bdsm tekniğinde penetral şekilde amaç deliği genişletmektir, yapılması zordur, eksik yapıldığında sıklıkla üretra yırtılması, idrar yolu enfeksiyonuna yol açar. daha sonrasında idrar yaparken yanma, iltihaplanma veya kan gelmesi görülebilir.
yapan erkeklerin gayet steril ekipmanları ve eğer mümkünse bilen bir kişiden yardım almaları gerekmektedir. iki dakikalık penetral zevk ile, başınıza büyük belalar almanız mümkündür.

ateşten bir organ, ruhun beyni.