şekil olarak çok uzun zamandır şu bilindik şekille tarif edilendir:
ancak bu şeklin, köken olarak yunan mitolojisinde eros'un okları kalçalara nişan almasından ve sümer mitolojisinde yer alan tanrıça iştar'ın kalçalarının kutsal sayılmasından kaynaklanan iki hikayesi vardır.
-ki ikisinin sonucu da şeklin orijinal kaynağının bu olduğunu göstermektedir.
Şeklin orjini için farklı görüşlerden biri de antik yunan'daki üç odalı kalp betimlerinin orta çağda resmedilmesidir. Bu da muhtemelen insan kesiminin yasak olması nedeniyle kurbağa gibi diğer canlılardan gelmiş olmasındandır.
uzun zaman duygulardan sorumlu organ zannedilmesi aşık olunca-korkunca-heyecanlanınca ilk gözlemlenebilir tepki olarak nabzın yükselmesine bağlı organ.
basitce boşluklu bir kas yığınıdır ve pompadan başka bir görevi de yoktur ;)
Eski Türkçede köngül (>gönül) olarak ifade bulurken İslamiyetle hemhal olununca Arapça dan iki anlamıyla birlikte transfer ettiğimiz kelimedir. Gönül anlam genişlemesiyle "iç alem" e yol alırken yerini ilk anlamıyla 'kalp' e bırakmıştır. Bir de yapay anlamında bir kalb vardır ki farsça vurmak, basmak manasındaki zeden mastarıyla birlikte kullanıldığında (kalpazan) kalbe vuran, yüreğe dokunan karşılığını oluşturur. Burada da bir anlam genişlemesi söz konusudur ki kişiyi içinden, yüreğinden yakalayıp kandıran, aldatan meali taşımaktadır. Bu kısa etimoloji turu, yoldayken gördüklerimizi sanırım çok iyi özetliyor.