anonim_kullanıcı_4

Bu kadar masraf yapacağına eve bir klozet yaptıramamış çifttir..

Etik bulmadığım meslektir.
Amaçları piyasadaki aynı etken maddelere sahip ilaçlardan kendilerine ait olanı, doktoru kafalayarak hastaya reçete ettirmektir. Ne kadar çok reçete edilirse hatırı sayılır bir komisyon almaktadırlar...

Asistana, profa gelir el pençe divan durup ilaç sunumu yaparlar. Doktora Çoğunlukla rüşvet verirler, hediyelere boğarlar, yemeklere çıkarırlar..
Bunlar yüzünden de, doktor gereğinden fazla ilaç reçete eder. Herkese aynı ilaçları yazar. Bu sayede herkesin evinde bir ecza deposu bulunur...
Meslek hayatları çok zordur, ekmek davasıdır...
Ben kendilerini sevmem. bazen dinler, kibarca odadan dışarı çıkarırım. Görüşmek istemem...
hasta gibi gelip, mesai saati içerisinde görüşme yapmak doğru değildir. Şifa arayan hastanın hakkını yemektir.
Doktor işinde özgür ve her vakayı ayrı gözetip etkin tedavi uygulayabilen insandır. Rüşvet yememelidir. Sağlığa ticaret hiçbir şekilde bulaşmamalıdır..

Keçiboynuzuyla, dut pekmeziyle, soyayla, balla, polenle marul turşuluk domatesle ereksiyon bekleyen insanların inandığı macundur..
Hepsinin içerisinde, yasaklı olan madde tadalifil ve sildenafil bulunmaktadır...
İçerisine eklenen bu doğal maddelerle, doğallık görünümü izlenimi verilmektedir... Bu ürünler kullanılmamalıdır, sıkıntısı olan sağlık kuruluşlarına başvurmalıdır.

(tuik verileri. 2018- 2019 verileri daha çıkmadı mart 2020'de çıkacak)

evliliklerin çoğunun 1-5 yıl arasında bittiğini görüyoruz. bunun tek nedeni vardır. biz, birbirimizi yeterince tanımadan evleniyoruz. daha sonra 1-5 yıl arasında bitmeyen evliliklere, evliliği kurtarmak için 2. çocuğu ekliyoruz. o da olmayınca, 6-10 ile 11-15 yılları arasında kesin boşanıyoruz.
biz zorunluluklarla ve baskılarla evleniyoruz. sonra sonuç abuk subuk nedenlerle, yemek tuzsuzdu, çok pasaklıydı, bilmem neydi gibi nedenlerle evlilikler bitiyor.

kadınlarda cinsel aktiviteyi arttırmada etkili bir ilaç olan (bkz: flibanserin) 100 mg ve biraz hayal gücüyle mümkündür....

ülkemizde ruhsat sahibi olmayan, amerikada daha birkaç ay önce kullanıma sunulan Bremelanotide adında bir ilaç daha vardır. flibanserinin üst modeli. hatta amerikada 3. aşamaya geçen Buspirone adında bir ilaç daha vardır ama o daha ruhsat almadı. onun için denemeler devam ediyor.

meşhur 10 mart 2007 bostancı gösterisini aradan 12-13 yıl geçmesine rağmen unutamadığım bir konsere imza atmış sanatçıdır..
hayatımda hiç Bir konserden bu kadar zevk almamıştım. o gün orada bulunmak, çok muhteşem Bir deneyimdi..

aslen tıbbi ilaç, ekipman satış mümessili.. doktorlar arasında, rüşvet memuru diye anılır. janti giyinir doktora ilaç sunumu yaparlar. kimi doktorlar nefret eder kendilerinden, kimi doktorlar bunlardan çıkar sağlar. yerine göre doktora her türlü rüşveti verebilirler. aralarında çakal olanlar vardır. takım elbisleri janti çantaları ile hastanede ego basarlar, hocanın, asistanın yanına gidince ele ayağa kapanırlar. doktoru durmadan yemeğe çıkarırlar.

amaçları, aynı etken maddesine sahip ilaçlardan kendilerine ait olanı doktora reçete ettirip komisyon almaktır.

bunun için doktoru ve ailesini hediye yağmuruna boğarlar, tatillere yollarlar, passolige yükleme yaparlar. doktor ne isterse onu yerine getirirler. yerine göre de büyük rüşvetler döner. bunu seven doktorlar da bu arkadaşları inek gibi sağmaya çalışır.

ben kendilerini sevmem. etik olmadığını düşünüyorum. sağlığa ticari kaygılar bulaşmasını istemem. bir çok kez, kibarca dinleyip kovmuşluğum vardır.

ama en nihayetinde ekmek parasıdır. aile geçim kaynağıdır. ve meslek hayatları çok streslidir. doktora yaranmadan önce kendi firmalarına bile yaranamazlar.. bazı doktorlar da bu insanları çok yıpratmıştır. meslekleri zordur.
ama her ne olursa olsun, prim ayağına ben ticarete bulaşmak istemiyorum.
bana vereceğin komisyonu, ben kendi emeğimle kazanıyorum zaten. istediğim ilacı yazarım.

reçetenizin arkasında ne gibi oyunlar olduğunu anlamanız için, bölgedeki en yakın eczaneye gidip aranızı iyi tutmanız lazım. ama bu insanlar eczaney.i de klimayla,dolapla kafalamışlardır...
doktor bunlar sayesinde kullanılmayacak kadar uzun ilaçlar yazar, gereksiz ilaçlar yazar. biraz bizim ilaç kullanma kültürümüz olmadığından biraz da, gereksiz ilaçların yazılımından dolayı herkesin evinde bir ecza deposu vardır...
tıbbi açıdan etik olup olmadığı tartışılır ama bana göre değil...

insanlarin ilgi eksikligi hissettiginde, ilgi toplamak için küskünlük belirtisi göstermesine denir. eğer kişi, beklediği ilgiyi karşı taraftan bulamazsa tribin düzeyi gittikçe artma eğilimi gösterir.
bu ilişkiyi bozar.
ayrıca
bir şalterin kaçak akım kısa devre hatası yüzünden kurma kolunun ne yukarıda, ne de aşağıda tam ortada durmasına da trip denir. bu durumda şalter tekrar kurulup kaldırılması gerekir. bu da maddi manevi zararı önler. hangi terimin, nerde ne şekilde kullanılacağı çok değişkendir.
buradan elektrik mühendislerine sevgiler :)

namı diğer (bkz: organ mafyası). nedir?
işin özünü, detaylarını, olayın ülkemizde nasıl yapıldığıyla ilgili bilgi verelim.;

şimdi her şeyden önce, bir organı kişiden alıp başka birine nakledeceksek, saatlerle yarışmamız gerekir. ve bunun için önceden bir sürü kan ve doku testleri yapmamız gerekir. yani öyle yoldan bulduğumuz böbreği, ciğeri herhangi birine takamıyoruz. ve bazen öz kardeşlerin dahi dokuları uyuşmaz, ilik, doku uyuşumu da çok zor bir şeydir..
türkiye'de şuan için gerçekten organ nakli yapabilecek 100-150 civarında hekim vardır. ve organ camiasında herkes herkesi tanır.

öncelikle ülkemizin her türlü yasadışı suçu işlemeye en uygun ortamı taşıdığını söyleyebilirim.. (reza zarrab üzerinden para aklama, kaşıkçının öldürülmesi, büyükelçilerin öldürülmesi, sağlıkta usulsüzlük, devletin bütün kurumlarının birbirinden bir haber olması 'yargının bağımsızlığı' vs vs) hal böyle olunca organ mafyası dediğimiz aracı mafyaların da yurt dışından da ilgi odağı oluyoruz.

ülkemize yerleşen kaçağıyla göçeğiyle yaklaşık 10 milyona yakın suriyelinin afkanların bir çoğu böbreğini korneasını ciğerini kalbini satmak istiyor. ve bunu aracı olan bir kısmı israil kökenli bir kısmı türk kökenli insanlar var. mafyanın da mafyası var yani...
böbreği satmak isteyen kişi, internete ilanlar veriyor. sosyal medyada paylaşımlar yapıyor, mafya bunları görüp kendileri ile ilk teması kuruyor. temas kurulduktan sonra, kendilerinden vesikalık fotoğrafları ve kimlikleri isteniyor internet üzerinden. daha sonra kurbana sahte kimlik düzenleniyor. ''organ etik kurulu'' bunları çakmasın diye. çünkü ülkemizde 4. dereceden akraba dışında organ naklinde 'organ etik kurulu' kararı şartı aranıyor. kurulda bu iki kişiyi araştırıyor mafya işi midir değil midir, karşılığında para almış mıdır, sorgulara çekiyor. hatta bazen bu mafyaların organ etik kurulundan geçirmek için, kişilere ne söylemeleri gerektiği de ezberletiliyor. neyse bunlar istanbulda buluşuyor, bu aracı mafya, kurbanları asıl büyük mafya'ya satıyor. adama aşağı yukarı 25 - 50 bin lira veriyorlar. aracı mafya bunun iki üç katı fiyata bir üst mafya'ya satıyor. daha sonra bunlar istanbulda, aldıkları sahte kimlikle, hastaneye verecekleri sahte evraklar da hazırlanıyor. ve kurullarda çelişkili ifade söylemesinler diye bir ezber sürecinden geçiyorlar. bunun için çok fazla yasal olarak uğtaştırmayan hastaneler seçiliyor. özel hastaneler gibi. kayıtlar hastanedeki bir veri işletmeninin veya bir doktorun el altından belgeleri alması ile başlıyor. çoğu zaman hastane yönetiminden habersiz (yersen) oluyor bu ameliyatlar. oradaki hemşire doktor olayı çakmak istese bile, hastane kayıtları ve bütün sahte evraklar uyuştuğu için anlaşılmıyor her zaman.
ameliyatlar bittikten sonra da alan memnun satan memnun şeklinde ayrılınıyor.
yakalananlar biz suçsusuz ağabey hep bu bilo pezevenginin işi diyorlar.

genelde israilde yabancı uyruklu kişilerin organ vermesi yasak olduğu için, hastalar türkiye'ye getirilip buradaki alıcılar vasıtasıyla görüştürülüyor. uygun olan donör, o kişinin uyruğuna geçiyor. suriyeliler ise organ vermeye dünden razı. kimsesiz sahipsiz insanlar da seçilebiliyor bazen.. artık organ satma mevzusu o kadar arttı ki, instagram hesaplarında, facebookta' bloglarda bile numaralar dönüyor...
artık günümüzde insan kaçırıp, organlarını çalmak kalmadı. insanlar organlarını vermek için yarışıyor.. hastanede bizzat gözümle gördüğüm başka meseleler de var. onu da burada paylaşmak doğru olmaz.. ayrıca merdivenaltı ameliyathanelerde, ameliyat edilip öldürülen çok insan vardır.
neyse
umarım devlet buna bir çare bulabilir.

gül reçeli yaptım evde kendim..
severim ama, yiyeceğimden değil, maksat meşgale olsun.
bir de otantik tütsüleri çok severim, kışın dışarıda kâr yağarken denizi seyredip evde oturup tütsü eşliğinde şarap içtiğim müzik dinlediğim çok olur.

ülkemizdeki çoğunluk buna devlette dahil olmak üzere kadın cinayetlerine, tecavüzlerine, hayvan çocuk istismarcılarına karşı vuralım öldürelim hadım edelim idam edelim der.
ve kadın cinayeti, tecavüzü, hayvan çocuk istismarı için hiçbir şey yapmaz.. ertesi gün unutulur.
bu böyle devam ettiği sürece, acılar, istismarlar, tecavüzlerin sonu gelmez. gelmeyecektir.

bu robotun türk erkeğinin cinsel ilişki esnasında kadına sorduğu hiç değişmez klasik üç sorunun cevabını da vermesi gerekir.
1-) istiyon mu?
2-) oluyor mu?
3-) hoşuna gidiyor mu?

yanılmıyorsam evrim ağacında ilk biz yayınlamıştık. şule çevirmişti.
çok yeni bir anket aslında, ve anketi yaparken neden kişilerin cinsel yönelimlerini sormadıkları merak konusudur. benim için çok doğruluğu olan anket değildir. eşcinsel erkekler, kadınlara göre çok daha fazla cinsel ilişkiye giriyor çünkü.

buradan anlamış oluyoruz ki anketin yapıldığı britanya'da bile en çok partner sayısı 50 iken, türkiye gibi bir ortamda 50'ler 60'lar komik olmaktadır.

(yazar: sylvia plath)

öncelikle, üslubundan dolayı kalitesizlik yapmışsın. hoş olmadı.
pedofiliyi yalnızca 50 yaşındaki adam ile 15 yaşındaki çocuk arasındaki geçen ilişki zannetmek cehaletten olsa gerek... pedofilinin ne tıbbi ne psikiyatride böyle bir tanımı var. bu söylediğime istismar denir.

1-) 18 yaştan küçük - 50 yaş ilişkisi istimar olup olmadığı tartışmaya açıktır. zira ülkemizde 16 yaşında evlilik ve devlet eliyle ufacık kızları cinsel ilişkiye zorlanması da vardır. kızacaksanız bana değil, bunu getiren anayasaya kızın. bu anayasaya ben oy vermedim. benim için de istismardır orası ayrı... ben onaylamıyorum 16- yaş 50 yaş ilişkisini.
2-) 50 yaşında ''sağlıklı'' olan bireyin, 10 yaşındaki çocuğa tecavüz etmesi gibi bir durum söz konusu değildir. zaten sağlıklı insanlar o yaş grubundaki çocuklara ilgi duymazlar. pedofili bu yüzden bir ''rahatsızlıktır''
3-) eşcinsellikten kasıt, doğuştan gelen özgül bir mesele olmasıdır. bunu ben söylemiyorum pedofililer söylüyor. lgbt'li bireylerin aralarına girmek için. sanki benim sözümmüş gibi lanse etmeyin. pedofilinin tedavisi yoktur. kişi yönelimini değiştiremez, ve ölene kadar devam eder.
4-) hastalık, rahatsızlık adına her ne dersek diyelim. bilim dünyasında eşcinselliğin bir hastalık olmadığını bir hekim olarak ben senden daha iyi biliyorum. burada anlatılmak istenen, özgül, doğuştan gelen bir yönelim olduğudur. kişiler sonradan pedofili olamazlar.
5-) bu ülkede, bırakın insanı cansızlara bile istismar var. bunun yeri başlık değil.

----------
ve son olarak, bu başlığın bana ait olan ilk entry'si (sizin kızdığınız entry) ülkemizdeki çocuk istismarcılarının pedofili kisvesi altında. normalleştirilmesine tepki olarak yazılmıştır
sizin anladığınız gibi kimse pedofili olumlamıyor burada. aman canım hasta diyerek, çocukların bu ülkede onlarca kişi tarafından defalarca istismar edilmesine tepki olarak yazılmıştır.. bu insanların hasta değil, sapkın olduklarının altını çizmek için yazılmıştır.
------------

hayatında bir tane gerçek pedofili vakası görmüş olsaydın, sadece istismar değil bir bozuklukta olduğunu zaten anlardın.
dsm'den bir habersin. pedofili tanı kriterleri nedir bir habersin... seni anlayabiliyorum. bu başlık, cinsel istismar olumlama başlığı değil, pedofiliyi istismardan ayrmını yapma başlığıdır... burada kimse pedofili iyi bir şeydir demiyor. sadece ayrımını yapmak gerekir deniyor, yazıyı önyargıyla okuma.
eğer ingilizce biliyorsan pedofilinin cinsel bir yönelim olduğu hakkında sana birkaç link bırakıyorum, umarım okursun.

1-) https://www.health.harvard.edu/newsletter_article/pessimism-about-pedophilia
2-) http://www.cappsy.org/archives/vol2/no2/cap_02_08.pdf
3-) https://noktahaberyorum.com/pedofili-bir-suc-degil-bir-bozukluktur-seran-vreskala.html
4-) https://www.bbc.com/turkce/haberler/2015/11/151124_pedofili
5-) https://seyler.eksisozluk.com/pedofili-hastaligi-hakkinda-bilinmesi-gereken-korkunc-gercekler
6-) https://bilimfili.com/pedofili-nedir-pedofil-beyni-nasildir-pedofili-tedavi-edilebilir-mi/
7-) http://www.milliyet.com.tr/yerel-haberler/erzurum/pedofili-tercih-degil-hastaliktir-12910772
8-) http://www.hurriyet.com.tr/kelebek/pedofilleri-normal-insanlardan-ayiran-ozellikler-neler-40019153
9-) http://www.psikiyatri.org.tr/uploadFiles/219201618057-CocukCinsel_istismar_bilgilendirme_dosyasi.pdf
10-) http://www.dusunenadamdergisi.org/tr/DergiPdf/DUSUNEN_ADAM_DERGISI_91f32fa007d44a70bbd00ae8b9a38cfe.pdf
11-) https://kocatepetipdergisi.aku.edu.tr/PDF/MAYIS2014/23.pdf
12-) https://books.google.com.tr/books?hl=tr&lr=&id=JES0DgAAQBAJ&oi=fnd&pg=PT6&dq=pedofili+&ots=G1j_eTNDdG&sig=71qOvAjRu9W0trac6N_4XopQw-M&redir_esc=y#v=onepage&q=pedofili&f=false
13-) https://search.proquest.com/openview/bbdcec71858235c7e7935b875343e52c/1?pq-origsite=gscholar&cbl=166138
14-) https://dergipark.org.tr/en/pub/ktb/issue/47548/599714

(yazar: sylvia plath)

öncelikle, üslubundan dolayı kalitesizlik yapmışsın. hoş olmadı.
pedofiliyi yalnızca 50 yaşındaki adam ile 15 yaşındaki çocuk arasındaki geçen ilişki zannetmek cehaletten olsa gerek... pedofilinin ne tıbbi ne psikiyatride böyle bir tanımı var. bu söylediğime istismar denir.

1-) 18 yaştan küçük - 50 yaş ilişkisi istimar olup olmadığı tartışmaya açıktır. zira ülkemizde 16 yaşında evlilik ve devlet eliyle ufacık kızları cinsel ilişkiye zorlanması da vardır. kızacaksanız bana değil, bunu getiren anayasaya kızın. bu anayasaya ben oy vermedim. benim için de istismardır orası ayrı... ben onaylamıyorum 16- yaş 50 yaş ilişkisini.
2-) 50 yaşında ''sağlıklı'' olan bireyin, 10 yaşındaki çocuğa tecavüz etmesi gibi bir durum söz konusu değildir. zaten sağlıklı insanlar o yaş grubundaki çocuklara ilgi duymazlar. pedofili bu yüzden bir ''rahatsızlıktır''
3-) eşcinsellikten kasıt, doğuştan gelen özgül bir mesele olmasıdır. bunu ben söylemiyorum pedofililer söylüyor. lgbt'li bireylerin aralarına girmek için. sanki benim sözümmüş gibi lanse etmeyin. pedofilinin tedavisi yoktur. kişi yönelimini değiştiremez, ve ölene kadar devam eder.
4-) hastalık, rahatsızlık adına her ne dersek diyelim. bilim dünyasında eşcinselliğin bir hastalık olmadığını bir hekim olarak ben senden daha iyi biliyorum. burada anlatılmak istenen, özgül, doğuştan gelen bir yönelim olduğudur. kişiler sonradan pedofili olamazlar.
5-) bu ülkede, bırakın insanı cansızlara bile istismar var. bunun yeri başlık değil.

----------
ve son olarak, bu başlığın bana ait olan ilk entry'si (sizin kızdığınız entry) ülkemizdeki çocuk istismarcılarının pedofili kisvesi altında. normalleştirilmesine tepki olarak yazılmıştır
sizin anladığınız gibi kimse pedofili olumlamıyor burada. aman canım hasta diyerek, çocukların bu ülkede onlarca kişi tarafından defalarca istismar edilmesine tepki olarak yazılmıştır..
------------

hayatında bir tane gerçek pedofili vakası görmüş olsaydın, istismar değil bir bozukluk olduğunu zaten anlardın.
dsm'den bir habersin. pedofili tanı kriterleri nedir bir habersin... seni anlayabiliyorum. bu başlık, cinsel istismar olumlama başlığı değil, pedofiliyi istismardan ayrmını yapma başlığıdır... burada kimse pedofili iyi bir şeydir demiyor. sadece ayrımını yapmak gerekir deniyor, yazıyı önyargıyla okuma.
eğer ingilizce biliyorsan pedofilinin cinsel bir yönelim olduğu hakkında sana birkaç link bırakıyorum, umarım okursun.

1-) https://www.health.harvard.edu/newsletter_article/pessimism-about-pedophilia
2-) http://www.cappsy.org/archives/vol2/no2/cap_02_08.pdf
3-) https://noktahaberyorum.com/pedofili-bir-suc-degil-bir-bozukluktur-seran-vreskala.html
4-) https://www.bbc.com/turkce/haberler/2015/11/151124_pedofili
5-) https://seyler.eksisozluk.com/pedofili-hastaligi-hakkinda-bilinmesi-gereken-korkunc-gercekler
6-) https://bilimfili.com/pedofili-nedir-pedofil-beyni-nasildir-pedofili-tedavi-edilebilir-mi/
7-) http://www.milliyet.com.tr/yerel-haberler/erzurum/pedofili-tercih-degil-hastaliktir-12910772
8-) http://www.hurriyet.com.tr/kelebek/pedofilleri-normal-insanlardan-ayiran-ozellikler-neler-40019153
9-) http://www.psikiyatri.org.tr/uploadFiles/219201618057-CocukCinsel_istismar_bilgilendirme_dosyasi.pdf
10-) http://www.dusunenadamdergisi.org/tr/DergiPdf/DUSUNEN_ADAM_DERGISI_91f32fa007d44a70bbd00ae8b9a38cfe.pdf
11-) https://kocatepetipdergisi.aku.edu.tr/PDF/MAYIS2014/23.pdf
12-) https://books.google.com.tr/books?hl=tr&lr=&id=JES0DgAAQBAJ&oi=fnd&pg=PT6&dq=pedofili+&ots=G1j_eTNDdG&sig=71qOvAjRu9W0trac6N_4XopQw-M&redir_esc=y#v=onepage&q=pedofili&f=false
13-) https://search.proquest.com/openview/bbdcec71858235c7e7935b875343e52c/1?pq-origsite=gscholar&cbl=166138
14-) https://dergipark.org.tr/en/pub/ktb/issue/47548/599714

pedofili hakkında çok fazla yanlış bilinen şeyler var. bunların ayrımı birbirinden nasıl yapılmalıdır?
bu yanlış bilgiler psiikolojik rahatsızlıkları sadece nekrofili ve pedofiliden ibaret gören mi dersin, pedofiliyi sadece 13-18 yaş grubu arasında zanneden mi dersin. hastalıktır diyen mi dersin. bu konu sizin bildiğiniz gibi değildir....
sakin kalabilenere bu konuyu açıklamaya çalışayım..


- - - uyarı: ülkemize çocuk istismarı bir suçtur. - - -

ülkemiz içerisinde, pedofili dediğimiz şey 18 yaş altındaki kimselere ilgi duyan insanlara denir. (5237 sayılı tck'nun 6545 sayılı yasanın 59. maddesi gereği 18 yaş altındaki herkes çocuktur). bu durumda liselilere ilgi duyanlar, 17-19 yaş arasında geçen duygusal ve cinsel ilişki, çocuğun duygusal ve cinsel olarak istismar edilmesi hükmünce resmen pedofili sayılmaktadır.
şimdi işin kanuni kısmını bir kenara bırakalım.

tanım gereği pedofili 0-13 yaş arası çocuklara ilgi duyanları kapsar. 11-14 yaş aralığındaki çocuklara ilgi duyanlara ise hebeophilia denir. 15-19 yaş arasındaki kitleye ilgi duyanlara ise ephebophilia deniyor. ancak ülkemizde aile rızası ile evlenme yaşı 16'ya kadar çekildiğini düşünürsek, pedofili midir? değil midir, tartışmaya açık bir konudur.

yabancı ülkelerde cinsel birliktelik yaşları 14'e kadar düştüğünü biliyoruz. ayrıca pedofili'li bireylere biz pedofili diyoruz onlar kendine kendinden küçüklere ilgi duyan bireyler - Minor Attracted Person yani kısaca ''map'' diyorlar. günümüzde amerika'da lgbt'li bireyler arasına yer edinmeye çalışıyorlar. ancak lgbt bireyler onları ısrarla dışlıyorlar....

pedofili bir hastalık değildir. en azından bizim bildiğimiz bütün nörolojik bilgilere göre hastalık değil, homoseksuellik gibi doğuştan gelir. kişi sonradan bunu seçemez. çocuk istismarı ile aynı anlama gelmemektedir. bakın bu ülkemizde çok karıştırılan şeylerdir. çocuk istismarı ile pedofili aynı şey değildir. 17 yaşındaki bir erkekle 50 yaşındaki kadın ilişkisi, 15 yaşında bir erkekle 20 yaşındaki bir kadın ilişkisi pedofili değildir...

17 yaşındaki bir kadın kolaylıkla 25 yaşında gibi olgun görnebilir. ne yapalım 17 yaşında, 18'ine bastığı gün kıza vahiy mi inecek suç değil mi diyeceğiz. bu mantıksızdır. zaten bu pedofili değildir. bu yasalarımızca istismara girer. ergenliğe girme ile pedofili değişken olur, tartışmaya açılır hale gelir.
pedofiliyi, tıbbi olarak tanımlayabilmek için 6 ay gibi bir sürede kendini tekrarlayan cinsel arzular bulunması gerekir. pedofili olan kişiler, devamlı olarak çocuklara ilgi duymaktadırlar. yani bizim çoğunlukla gördüğümüz 50 yaşındaki adam, 10 yaşındaki kıza tecavüz etti gibi haberler pedofili değildir. hatta hiçbir şekilde çocuklarda istismarda bulunmamış pedofililer bile bulunmaktadır.....

pedofiliyi tıbbi olarak incelersek
pedofili'nin kişinin beyni üzerinde bazı yapısal bozukluklara yol açtığı tespit edilmiştir. pedofilisi olanların beyinlerindeki santral striyatumdaki gri maddede hacimsel azalma meydana getirir ve sonuç olarak kişilerin beyinlerindeki ödül mekanizması bozulur. bu sayede bozulan bu nörolojik değişiklikler beyindeki ''duygu'' değil ''dürtüleri'' etkiler.
ancak bir çok psikososyal rahatsızlıklar gibi pedofilinin de kesin olarak bir tedavisi yoktur. eşcinsellik gibi ömür boyu devam eden bir meseledir. bir yönelimdir. tıbbi tedavisi için düşük vakalarda cinsel aktiviteyi azaltmak için SSRI ilaç grubu yani antidepresanlar verilir. daha şiddetli boyutlarda olan vakalarda testosteron düşüren ilaçlar verilmektedir.

burada dikkat etmemiz gereken, çocuğun cinsel istismarı ile pedofilinin birbirinden ayrı şeyler olduğunu anlamaktır. 14 yaşının altındaki bireylere cinsel istismar suçtur. burada konu kime çocuk, kime rıza sahibi diyebildiğimizdir. şuana kadar bildiklerimizin tamamı bizlere, pedofilinin hayat boyu devam eden bir mesele olduğunu, ve tedavi edilemediğini belirgin bir şekilde ortaya koymaktadır.

konunun daha ileri okumalarını, biyolojik yatkınlık, İnternet ve Çocuk ve Ergenlerin Cinsel İstismarı, Pedofili ile Birlikte Bulunan Psikiyatrik Bozukluklar ,Çevresel ve Sosyal Faktörler
Nöroanatomik Teoriler, Pedofilide Kişilik Özellikleri, Pedofilinin Sınıflandırılması, klinik özellikleri, psikoterapi, gibi bu ileri okumaları paylaşmayacağım şimdilik.. ileride vakit olursa, çok daha detaylı bir inceleme yazısı yazarım

"Yatakta iyi değil cümlesinin içeriği kişiden kişiye değişiyor. Yumuşak ve şefkatli dokunuşlar bir kadın için cinselliğin alevlenmesinde doğru adımlarken, bir diğerinin bu yüzden bütün isteği kaybolabiliyor. O istediğiniz bazı şeyleri yapmıyor mu? Ya da onun yaptığı şeyler aslında nefret ettiğiniz şeyler mi? Eğer sorun sadece bunlardan biriyse o zaman çözümde kolaylıkla mesafe katedebilirsiniz"
Dr. Sandor Gardos
Cinsel Terapist

CİNSELLİKTE ALTIN KURALLAR


Bu yazımda cinsel sorunların nedenlerini anlamanıza yarayacak ayrıntılar, bu sorunların ortadan kaldırılmasına ve sağlıklı bir cinsel yaşama sahip olabilmeniz için ihtiyaç duyulabileceğiniz bilgileri kısaca maddeler halinde açıklanmaya çalışacağım. Cinsel terapide danışanların cinsel yaşantıları aşağıdaki altın kurallara göre gözden geçirilir. Nerede eksiklik veya sıkıntı varsa o madde üzerinde daha uzun süre durulur. Bu maddeler:
1-Konuşma,
2-İdeal ortam,
3-Dokunma ve okşama
4-Aşk oyunları,
5-Ön sevişme,
6-Kendini tanıma ve kendinle barışık olma,
7-Güven,
8-Partnere karşı sevgi ve saygı,
9-Rahatlık ve gevşeme,
10-Utanç duygusundan kurtulma.
11-Cinselliğe iyi konsantre olma
12-Beslenme ve spor


Konuşma
Çiftlerin konuşarak kafalarındaki tüm kaygı ve korkuları, üzüntülerini, geçmiş üzücü olayları, rahatsız eden şeyleri ve isteklerini kesin ve net bir dille anlatmaları, cinsellikte beklentilerini veya fantezilerini partnerleriyle paylaşmaları cinsel sorunlarının çözümünde ilk adım olmalıdır. Çünkü sorunlu cinsel yaşam için en iyi ilaç, daha iyi bir iletişimdir. İletişimin vazgeçilmezi ise konuşmaktır. Konuşmada önemli olan, vereceğiniz mesajların yanlış anlaşılmamasına dikkat etmektir. "Hep kendini düşünüyorsun, benimle ilgilenmiyorsun, benim cinsel haz almam senin için önemli değil" demek yerine, "Ön sevişmeyi uzun tutarsak, yatakta birlikte daha fazla vakit geçirebiliriz, böylece seni daha çok hissedebilirim" diyebilirsiniz. Konuşurken düşüncelerinizi bu şekilde ifade ederseniz, partneriniz bu düşüncelerinizi söylenme olarak algılamayacaktır. Üstelik kendine eleştiride yapılmış olarak da hissetmez ve sizi rahatsız eden davranışlarını yeniden gözden geçirmeyi kabul eder.


İdeal Ortam
Tatlı konuşmalar, yumuşak yastıklar, dinlendirici bir müzik çiftlerin cinsel enerjisini artıracak ideal bir ortamdır. Yemek yedikten sonra sevişmeyin. Sevişmeden önce soğuk içeceklerden, dondurmadan ya da buzdan kaçının. Çükü hazımsızlık veya soğuk yiyecekler cinsel enerjiyi azaltır. Ama yorgun, aç ve kızgınken de cinsel ilişkiden kaçının. Çünkü bu da cinsel enerjinizde dengesizliğe neden olabilir. Sevişmeden yarım saat önde tuvalet ihtiyaçlarınızı giderin. Dolu idrar torbasıyla cinsel ilişkiye girmek sıkıntı vericidir. Aşırı soğuk ya da aşırı sıcak havalarda sevişmek elektromanyetik alanda dengesizliğe yol açabilir. Sevişmeden önce ve sonra çok çalışmayın. Kaslar gevşediğinden enerji toparlamak zorlaşır.


Dokunma ve Okşama
Çiftler için cinselliğin korku verici yanları vardır. Erkeklerin yetersizlik, tatmin edememe, erken boşalma vb. korkuları vardır. Kadınlarda ise kirletilme, zarar görme, aşağılanma. Cinsellik sevgi ve şefkat dolu dokunuşlarla kombine edilince korkutucu olmaktan çıkar. Bu nedenle cinsel mutluluğun sırrı çiftlerin birbirini çok iyi tanımalarında yatar. Partnerinin vücudunu iyi tanımak için göz kapakları, dudaklar, yüz, göğüs bölgesi, eller, kalça, bacaklardan ayak parmaklarına kadar cinsel haz alarak ve cinsel haz vererek sevgiyle dokunmak şarttır. Böylece partnerinizin gizemini dokundukça keşfedecek, karşınıza çıkacak yeni duygular hoşunuza gidecek ve her ikiniz de oldukça heyecanlı ve zevkli anlar yaşayacaksınız.


Ön Sevişme
Daha uzun, duyarlı ve keyifli bir cinsellik yaşamak, erkeklerde boşalmanın denetim altına alınması, kadınlarda ise daha kolay orgazma ulaşılması için son derece gerekli olan ön sevişme, cinsellikten alınan hazzın arttırılması ve cinsel uyumsuzlukların daha az görülmesi için de gereklidir. Bu nedenle ön sevişmeye yeteri kadar zaman ayıran çiftler sağlıklı ve mutlu bir cinsel yaşama sahip olurlar.

Aşk Oyunları
Partnerinizle ilişkinizin eskisi gibi arzulu, heyecanlı ve zevkli olmadığını düşünüyor musunuz? Her ne kadar ortada somut bir sorun görülmese de artık birlikte daha az mı vakit geçiriyorsunuz? Hatta zamanla birbirinizden uzaklaşıyor musunuz? Yanıtlarınız "evet" ise; ilişkinizin ilk zamanlarında hissettiğiniz arzuyu, heyecanı, romantizmi ve saflığı yeniden yaşamaya ne dersiniz? İşte ateşinizi yeniden alevlendirmenin ip uçları: Aşk oyunları. Aşk oyunları partnerinizle birlikte yaptığınız çocukça, aptalca ve kışkırtıcı şeyleri kapsar. Aşk oyunlarını en önemli parçası olan cinsel yaratıcılık ise daha önceden planlanması gereken ve bir rutini olmayan cinsel yaramazlıklardır. Cinsel fantezileri paylaşma, fotoğraflarla oynama, partnerlerin birbirlerini yeniden tavlamaları, için barda randevulaşma, partnerinize sevgi ve şehvet dolu küçük notlar bırakma, farklı mekanlarda sevişme, erotik masaj yapma, mum ışığında bir şeyler içip dans etme, küçük hediyeler alıp partnerinizi şımartma, birlikte güneşin batışını ya da doğuşunu izlemek gibi sizi partnerinizle birbirinize daha da yakınlaştıracak romantik ortamlara gitme ve romantizmi arttırma, partnerinizle nasıl tanıştığınızı, O"na nasıl aşık olduğunuzu anlatan bir hikaye yazma, partnerinize O"nu daima sevdiğinizi hareketlerinizle ve sözlerinizle gösterme vb. aşk oyunlarını deneyebilirsiniz. Cinsel hayatınızda cesur olun, hayal bile edemeyeceğiniz kadar usta bir oyuncu olmaya çalışın, zengin bir cinsel aşk oyunları repertuarı oluşturun.

Kendini Tanıma ve Kendinle Barışık Olma
Kendini tanımayan ve kendiyle ilgili olumsuz düşünlere sahip çiftlerin cinsellikte rahat olması beklenemez. Örneğin cinsel istek bozukluğunun arkasında ağır bir patoloji yoksa cinsel isteğin olmayışı, büyük bir ihtimalle kişinin cinsel fantezilerinin, cinsel arzularının farkına varamayışıyla ilgilidir. Bu arzuların, fantezilerin kişide suçluluk ya da utanç yaratması nedeniyle sağlıklı ve mutlu bir cinsel yaşam engelleniyordur. Veya çiftlerin hem kendilerinin hem de birbirlerinin cinsel organlarını tanıma ödevleri bu başlık altında düşünülür.


Güven
Çocuklukta ve ergenlik döneminde güven duygusunda zedelenme olanların öncelikle güven duygularının yeniden kazandırılması gerekir. Kendini güvende hissetmeyen veya karşısındakine güven duymayan kişilerin sağlıklı ve mutlu bir cinsel yaşam sürmeleri mümkün değildir.

Partnere Karşı Sevgi ve Saygı
Partnerlerine karşı sevgi ve saygısı olmayan çiftlerin sağlıklı ve mutlu bir cinsel yaşamlarının olması beklenemez. Çünkü sevgi ve saygı çiftin cinsel yakınlaşmasını artırır. Birbirini okşamak, sevmek, masaj yapmak, gün içinde birbirlerine dokunmayı artırmak için çiftlerin birbirlerine sevgilerini fiziksel olarak göstermeleri gerekir. Gün içinde çiçek vermek, hal hatır sormak sevgiyi ifade etmenin yollarından biridir. Bu sayede çiftler sevgiyle seksi iç içe geçirmeyi ve seksin olduğu zaman sevginin de olabileceğini hissetmeyi öğrenirler.

Rahatlık ve Gevşeme
Cinselliğin tadını çıkarmak için ilişkiden önce tüm kızgınlıkları unutmak, sakinleşmek ve rahatlayarak gevşemek çok önemlidir.

Utanç Duygusundan Kurtulma
Utanç duygusundan kurtulmak için cinsel öykü yazma tekniği, ayıp sözler ve eylemler tekniği kullanılabilir. Cinsel deneyimi az olan, utangaç, çekingen çiftlerde bu teknikler çok başarılı olmaktadır. Bu sayede çiftler cinsel konularda utançlarını ortadan kaldırırlar.

Cinselliğe İyi Konsantre Olma
Cinsellik mekanik ve teknik bir olay olmadığı için, cinsel ilişki sırasında dikkatinizin tamamının partnerinize ve cinsel eylemlerinize yönlendirmek çok önemlidir. Cinsel ilişki sırasında aklımızın başka bir yerde olması, zihin içinde beden içinde uygun olmayan bir durumdur. Cinselliğe iyi konsantre olamama haz almamızı ve vermemizi engeller. Boşalma yalnızca zihninizle ilgili bir meseledir. Eğer zihninizle boşalmaya karar vermezseniz bedeniniz herhangi bir rahatsızlık duymadan sevişmeyi boşalmadan ama tümüyle tatmin olmuş bir şekilde bitirebilir.


Beslenme ve Spor
Beslenme alışkınlıklarımız hem sağlığımız için hem de cinsel yaşamımız için son derece önemlidir. Bu nedenle mutlu bir cinsel yaşam için mutlaka sağlıklı ve cinsel iştahı arttırıcı beslenme gerekmektedir. Ayrıca beslenme kadar düzgün ve esnek bir fiziksel yapıya sahip olmak da genel anlamda sağlığımız ve cinsel yaşamımız için son derece önemlidir. Çünkü bedenimizin sinir sistemimiz, salgı bezlerimiz ve iç organlarımız arasında güçlü bir ilişki bulunmaktadır. Alkol, sigara ve kafeinli içecekler cinsel hayatı çok olumsuz etkiler. Bu maddelerin alımı kısıtlanmalı hatta hiç alınmamalıdır.

Sonuçta; yukarıdaki önerilerin bir kısmını uygulamanıza rağmen, sorunlarınızın devam ettiğini düşünüyorsanız ve mutlu bir cinsel yaşam istiyorsanız cinsel terapiste gitmekten kesinlikle çekinmeyin. Cinsel haz vererek veya alarak uyarılmayı öğrenme, erotik mataryeller ile cinsel arzuyu ve tutkuyu besleme, yatak odası dışında da hoş, nazik veya sevecen olabilme, cinsel terapide sürecinde danışanlara öğretilmektedir. Çünkü var olan sorunu çözmekte geç kalmak, sorunu tamamen çözümsüz bir noktaya taşıyabilir. (cised)

piraye - nazım hikmet
Mari Gerekmezyan - Bedri Rahmi Eyüboğlu
Mevhibe Beyat - Özdemir Asaf
Maria Missakian - Attila İlhan
Muazzez Akkaya - Sezai Karakoç
Celile Hanım - Yahya Kemal
Ayten - Ümit Yaşar Oğuzcan
Burçak - Ah Muhsin Ünlü
Mihrimah Hanım -cahit sıtkı tarancı
Mihriban - Abdurrahim Karakoç
Leyla Erbil - Ahmed Arif

türkiye'de cinsel hayat, sansürbasyon, susturbasyon, bastırbasyon, olduğu sürece bir zerre ileri gitmeyecektir.

bunların doktor yokken odasında oturan versiyonları da mevcuttur. dünyanın hiçbir yerinde böyle bir saçmalık yoktur, hasta doktorla özel konuşmak ister, mahrem konuşmak ister. bu kızlar yüzünden anlatamaz hale gelir. çünkü muayenenin kalitesi değil, ne kadar çok hasta bakarsa o kadar maaşla prim usülü döner sermaye ücreti aldıkları için, muayene esnasında odada bulunan 3. kişi veya kişiler yüzünden saçma sapan bir sağlık sistemi uygulanmaktadır.
allaha şükür herkes avrupa gördü bu ülkede, gidin bir avrupada almanya'da ingilterede amerikada bir hastaneye muayene esnasında doktorun kapısını çalın, yerin dibine sokarlar adamı.

bu kişiler devlet hastanesinde ise, tıbbi sekreter, üniversitede ise intörn, stajyer, asistandır genelde. ama hastane, hastane değil ki danışmadaki kızlar suratınıza bakmadan bilgisayara yazı yazarlar. güvenlikçisi temizlikçisi gelir kızlara salça olur, kızlar hemşirelere sulanır, doktorun peşinden aman hocam canım hocam diye koştururlar. kraldan çok kralcılardır.

şimdi bazı doktor arkadaşlar, 3. kişi doktorun teminatıdır. hasta doktor bana tecavüz etti diye çığlık atsa, kim şahit olacak diyecek, hastanın mahremiyeti de o kadar önemli, diğer dahili bilimlerin hepsinde olmasın ama, jinekolojide ürolojide veya acilde insanlar çekinebilirler. ki çekiniyorlar da zaten. penisimde ağrı var diyemiyor adam, içeride danışman kız oturunca. cem yılmazın dediği gibi tıpta utanma yoktur, oo canım tıp mı hadi soyunalım o zaman diye bir şey yok ki. insanların çekineceği bölümlerde hasta doktor mahremiyetinin hat safhada olması lazım.

biz bununla alakalı çok olay yaşadık zamanında, vajinasına patlıcan sokup içinde kırılan kadın, odada diğer insanlar varken tam 5 buçuk saat bütün hastaneyi kalbinden, dahiliyesine, genel cerrahiden, röntgenine kadar her bölümü oyaladığı oldu. olay, bir doktorla hastanın başbaşa kaldığında kadının itirafı ile çözüldü.. ha bana derseniz ki, insanların kafasındaki bu algıyı yenelim buna da varım. ama bu düzen böyle gitmez arkadaş. böyle gittiği sürece kalitesizlik hep yaşanmaya devam edecek. hasta doktora tedavi olmaya mı geliyor, imtihana mı sokuluyor belli değil.