horatius

modem ayarlarından, komşunun bağladığı cihazı sık sık engelleyeceksin ki bi süre sonra internet'inizden nefret etsin. şikayetini dile getirdiği zaman, sen de onunla beraber wi fi' den şikayet etmelisin. bu söylemlerden sonra artık birbirinize olan sempatiniz artacağından dolayı komşunuzla aranızdaki pozitif duygular daha da artacaktır. yani komşu evine internet bağladığı zaman artık gidip yüzsüzce şifre isteyebilirsiniz.

Bazı yazarların on tane farklı isimle hesap açması sorun olmuyor, bir yazarın hesabı ele geçirilip adı değiştirilip başkasına ait müstehcen fotoğraflar kadınlara gönderilince sorun olmuyor. Ama moderatör yani sözlük görevlisi Bigkerry sözlükteki görevini yaparak bu durumu ortaya çıkarınca suçlu ilan ediliyor öyle mi? Gerçekten pes! bigkerry bu olayın bir tarafı değil, sözlük yöneticisi. bir modetratör tacizciyi bulup sözlükten atamicaksa neden moderatörlük yapar ki? Söz konusu malum yazarın tüm sözlüğü ele geçirmiş olmasına inanamıyorum :O

Zeki Kayahan Coşkun'un yayına bağlanan dinleyicilere yaşını sorduktan sonra söylediği gibi seslendirmek istedim. "Bir adet 25'lik Lawyerella". Ah ah. 25 yaş günüm, önceki yaş günlerimden çok farklıydı. Cahit Sıtkı tribine girdim. Ömür de kısaldı malum. Şansımız varsa yolun yarısıdır. Hatta o gün yazdığım bir notu da ekleyeyim. "Güneşin etrafında 25 tam yıl dönmek. Kainat için bir anlamı yok. Hangi çocuğa yuvarla desen 30 der sanırım.30'a 20'den daha yakın. Ruhun ne kadar çocuk olursa olsun biraz buruk oluyorsun. İçimde gençliğin o kaygısız samimiyeti var ama biraz daha temkinli. Çocukluk fotoğraflarına bakmak eskiden olduğu gibi eğlenceli değil, aksine kalbini acıtıyor. Daha sıkı bağlanıyorsun o günden kalanlara. 25 yaş, beni en çok büyüten yaş oldun. Bir bankta oturup etrafı izlemenin verdiği huzuru yeni fark etmiş gibi. 17 yaş deliliğini artık içinden tamamen atmış gibi. Dalgaların göğsüne yaşlanmış gibi. Yine de farklı bir hüzün misafir ettim sanki gönlüme. Herkesin yolculuğu farklı elbet. Fakat her birimiz için geçerli olan bir cümle var; kendini ne kadar seversen, o kadar sevilirsin. Hayal etmekten vazgeçme, hayal ettikçe istediğin yaştasın..."

(bkz: Vincent Willem van Gogh)
kendisinin birkaç eserini resme dökmem ile il içerisinde düzenlenen resim yarışmalarında derece yapmışlığım var ve anlatamayacağım kadar da büyük bir hayranıyım.

yaşlandık artık galiba ;
ilk internet bağlattığımda tr'de ayrıcalıklı bir kesimdeydim. o zamanlar mirc ve icq üzerinden kız bulurduk. inanır mısınız bir kıza selam yazdığın zaman %100 geri dönüş olurdu. mesajı cevapsız bırakmak falan yoktu. çünkü birinin evinde internet varsa zaten o insan güvenilir bir ailenin çocuğu oluyordu.
o zamanlar yani 2000'li yıllarda onlarca kızla sevgili olmuşumdur. hatta buluştuktan 5 dk sonra, kızın ailesinin evine gidip annesiyle tanıştığım olmuştu.
sonra yavaş yavaş msn ve yonja ve devri başladı. o zamanlarda da fena değildik. siberalem'e ve ankara.net'e üye olanlar vardı iyi ekmek yiyordu ama ben oralara hiç girmedim, biraz kro kaçıyordu bana..
sonra facebook dönemi başladı. facebook'un ilk dönemleri de çok verimliydi..
tinder ilk çıktığında da çok az kişi biliyordu o zaman da tinder'dan 2 yıllık ilişkim olmuştu. bir de foursquare diğer adı swarm vardı. o da yaklaşık 1-2 yıl fena değildi, sonra o da bozdu..
ama esas yıkım instagram ile başladı..
ne zaman ki instagram yaygınlaştı, o zaman teknolojinin de gelişmesiyle herkesin elinde internet olması nedeniyle, bir kız günde 10 tane mesaj almaya başladı. ayrıca mahallenin kızları baktı ki, en üst zenginlerin bir mesaj uzağında.. işte o zaman ip koptu..
fazla uzatmayayım, instagram bizim gibi 7 puanlık erkekleri bile tamamen bitirdi..
gel gelelim kız bulma rehberim yok.. olan varsa paylaşsın :)