Daha çok İnsanın manen kaybı veya ölümüyle tamamlanan manası bakımından hiç şüphesiz ki katıldığım güzide bir edip Cansever sözüdür:
"İnsanın insana verebileceği en değerli şey yalnızlıktır."
Ece Ayhan gibi seslenirsek:"Bir düşünün abiler!"
Eski Türkçede köngül (>gönül) olarak ifade bulurken İslamiyetle hemhal olununca Arapça dan iki anlamıyla birlikte transfer ettiğimiz kelimedir. Gönül anlam genişlemesiyle "iç alem" e yol alırken yerini ilk anlamıyla 'kalp' e bırakmıştır. Bir de yapay anlamında bir kalb vardır ki farsça vurmak, basmak manasındaki zeden mastarıyla birlikte kullanıldığında (kalpazan) kalbe vuran, yüreğe dokunan karşılığını oluşturur. Burada da bir anlam genişlemesi söz konusudur ki kişiyi içinden, yüreğinden yakalayıp kandıran, aldatan meali taşımaktadır.
Bu kısa etimoloji turu, yoldayken gördüklerimizi sanırım çok iyi özetliyor.
Bu kısa etimoloji turu, yoldayken gördüklerimizi sanırım çok iyi özetliyor.
Ata'nın, sekiz Kasım otuz sekizde bir ara gözlerini açıp da - daha sonra bir girip bir daha çıkmayacağı 30 saatlik komadan biraz önce - hayata meraklı gözlerle bakarken yanı başındaki cumhurbaşkanlığı genel sekreteri hasan rıza soyak'a defaatle sorduğu yürek burkan sorudur.
Bu isimli bir belgesel de mevcuttur vesselam.
Bu isimli bir belgesel de mevcuttur vesselam.
Yıllar önce izlediğim ve ilgili sahnesi hep hatırda kaldığı için diyebilirim ki "kapımızdaki düşman" ismiyle çevrilmiş filmde geçen son derece gerçekçi sahnedir. Vasily ve taina idi yanılmıyorsam karakterler, kadının tutkunluğu, çiftin seksüel sinerjisi bulundukları ortamla o denli tezattı ki iz bırakmadan geçmedi vesselam..
2 entry yukarıda zaten ondan bahsetmiş. demek ki oylamada baya önde
Doğrudan çağrıştırdığıyla başlığa şappadanak ortasından atlayıvermişim, iyi de olmuş vesselam.. Defaatle söylemeye mazhar bir övgüyü hak ettiği muhakkak..
Asıl veya asılsız olması ikincil mahiyette, tipik ifşaattır. Burada Freud un söyledikleriyle aynı kapıya çıkan asal bir gerçeklik mevcut: zihinlerimizin gerisinde sürekli olarak arzulanan bir cinsel-seksüel varlık imajının açıkça kışkırtılması. İmajın oluşturulması bile yeterince tartışılamamışken bu nevi basitçe tezahürler tepe ile uçurum arasındaki derinlik algısına bir nüans eklemekten başka bir işe yaramamaktadır.
İşte sanal gerçekliğin kaşıyarak keyif aldığı yarası cinsellik paydasında budur. Yarayı büyütmenin bilisizliğiyle katmerlenmektedir.
Hal böyleyken ne kuzey, ne dar anlamda sahra altı, ucu ümit burnu na varan bir Afrika dır söz konusu olan. Kıta afrikasıdır. Aç acınadır, vesselam.
İşte sanal gerçekliğin kaşıyarak keyif aldığı yarası cinsellik paydasında budur. Yarayı büyütmenin bilisizliğiyle katmerlenmektedir.
Hal böyleyken ne kuzey, ne dar anlamda sahra altı, ucu ümit burnu na varan bir Afrika dır söz konusu olan. Kıta afrikasıdır. Aç acınadır, vesselam.
Bayağılık ötesidir. Yakıştırma bile bulunamaz. 3-4 metrekare yatakta kişiliksizliğin cihadıdır vs. demek bile mide bulandırır.
Yine, bu arada nietszche nin şu minvalde sözü geldi aklıma: Bazen tiksinti o kadar kuvvetlidir ki haklı olduğunuz bir konuda sizi haklılığınızdan alıkoyar.
Ateist olduğumu sözlük ortamında evvelden beyan ettiğime göre bir de anekdot ile tamamlayayım:
Rivayet(?) odur ki can Yücel davetlisi olduğu bir TV programının diğer katılımcısı (sağ gelenektendir) şu mealde sözler söylediğinde sinirlenir: işte, efendim nazım Hikmet hocası Yahya Kemal annesiyle ilişki yaşadığından sağcılardan nefret edip solcu olmuştur
...
Can baba en sonunda dayanamayıp sorar: Senin ananı kim s.kti de sağcı oldun?
..
İlgilisine kafi mi, artık bilmiyorum.
Yine, bu arada nietszche nin şu minvalde sözü geldi aklıma: Bazen tiksinti o kadar kuvvetlidir ki haklı olduğunuz bir konuda sizi haklılığınızdan alıkoyar.
Ateist olduğumu sözlük ortamında evvelden beyan ettiğime göre bir de anekdot ile tamamlayayım:
Rivayet(?) odur ki can Yücel davetlisi olduğu bir TV programının diğer katılımcısı (sağ gelenektendir) şu mealde sözler söylediğinde sinirlenir: işte, efendim nazım Hikmet hocası Yahya Kemal annesiyle ilişki yaşadığından sağcılardan nefret edip solcu olmuştur
...
Can baba en sonunda dayanamayıp sorar: Senin ananı kim s.kti de sağcı oldun?
..
İlgilisine kafi mi, artık bilmiyorum.
Halihazırda vizyon filmidir efendim, söz gelimi o apayrı keyfiyle karaca sinemasının seansları arasında çağırıverir sizi Emin Alper imzasıyla: Kız Kardeşler.
İyi bir yönetmen filmidir, vesselam.
Meraklısına.
İyi bir yönetmen filmidir, vesselam.
Meraklısına.
Galiba edip Cansever den iki dizeyle terennüm eder:
Ben bu kadar değilim
Kışlada ölü bir zaman
Ben bu kadar değilim
Kışlada ölü bir zaman
Birbirine küçük hazlar ikram etmenin alicenaplığı övüleceğine binbir mutaasıp saçmayla ayıplanan eylem ve tarafeyndir.
Zaten bu sayısız saçmalık olmayıverse işin adı yiyişmekten başkalaşacaktır. 😉
Şahsileştirelim: ben sağda solda "yiyişen" çiftler görmekten bir tür keyif almaya devam edeceğim.
Diyeceğim, Birbirinizin özünü koklayınız, vesselam.
Zaten bu sayısız saçmalık olmayıverse işin adı yiyişmekten başkalaşacaktır. 😉
Şahsileştirelim: ben sağda solda "yiyişen" çiftler görmekten bir tür keyif almaya devam edeceğim.
Diyeceğim, Birbirinizin özünü koklayınız, vesselam.
Tanrı, her dönemde az çok çalkantılı bir iddia sayılırsa -ki zaten öyledir- ve böylece bir kenara rahatça bırakılırsa fonksiyonel olarak insanlığın icat ettiği temel ve kayda değer iki şeyden ikincisidir.
Ben, parayı insan aklının övüncü olarak görenlerdenim vesselam.
Ben, parayı insan aklının övüncü olarak görenlerdenim vesselam.
Her şeyin yekunu bir tutku asaldır, efendim. Seksin serhat diyarına tatmin yolculuğu için yanınızda bulunduracaklarınızın listesi temizlik, digergamlık, temrin, bakışımlılık, her seferinde yepyeni bir romana başlamış hissi veren ön sevişme, biraz eğlence ve akışın ateşinde tutuşabilme şeklinde uzar gider vesselam.
Pinker, Steven, "Boş Sayfa - İnsan Doğasının Modern İnkarı", Çev: Mehmet Doğan, 4. B., Boğaziçi Üni. Yay., Nisan 2018
Sözlükteki kısa, tok, bol çağrşımlı ve şiirsel pek az başlıktan adeta en güzelidir.
Müthiş bir kadın imajını berkittiği gibi beyazın spektrumuna tatlı bir gülüş de yerleştirmiştir.
Müthiş bir kadın imajını berkittiği gibi beyazın spektrumuna tatlı bir gülüş de yerleştirmiştir.
İlk öpüşme değil, önce öpüşmedir,
Tahkiye değil ontolojidir benim açımdan.
Yine de:
Geceydim. kilidimi döndürmüştüm kendi karanlığımda. Çatlak dudaklarımı ayışığı araladı.
...
"önce öpüşmek vardı"
Böyle yazardı bana inmiş aşkın o kutsal kitabının ilk satırında.
...
Bitmeyince ilk de olmuyor.
Amenna.
Tahkiye değil ontolojidir benim açımdan.
Yine de:
Geceydim. kilidimi döndürmüştüm kendi karanlığımda. Çatlak dudaklarımı ayışığı araladı.
...
"önce öpüşmek vardı"
Böyle yazardı bana inmiş aşkın o kutsal kitabının ilk satırında.
...
Bitmeyince ilk de olmuyor.
Amenna.
Mat bir gün ışığı jaluziler arasından geçerek çıplak kolları bulur.
Bir kedi bakışı dolaşır etrafını..
bir kitap sayfası çevrilirken çıkardığı o ağır ve samani sesle
Hem güvencedir
Hem de ürpertir nedense...
Bir kedi bakışı dolaşır etrafını..
bir kitap sayfası çevrilirken çıkardığı o ağır ve samani sesle
Hem güvencedir
Hem de ürpertir nedense...
Bir açıdan, sırayla
Güzel yüzün gerçeği,
Şehvetin güzel yüzü
Ve o yüzün tokatlanması
demek olan üçlemedir vesselam.
Güzel yüzün gerçeği,
Şehvetin güzel yüzü
Ve o yüzün tokatlanması
demek olan üçlemedir vesselam.
Sözlükte, bakınız denilerek başka madde başına yönlendirilen maddeciktir de gerçek hayatta neye tekabül eder, zannımca bilinmez.
Meraklısı için yine bulunurdurlar,
Bkz: avuç içi
Abç: kur dalgası
Ç.n: evrimin ara türü
Meraklısı için yine bulunurdurlar,
Bkz: avuç içi
Abç: kur dalgası
Ç.n: evrimin ara türü
Bir yerden sonra, kur yapmanın cinsler arası işlevinde kaybolmuş, aşk kör olmayı gerektiriyorsa kendi körlüğüyle kur yapmanın yeterliliğinde tatmin olmuştur kişinin sözüm ona marifetidir.
En azından Evrim, dölle, bir sonraki nesle aktarımını yap, onu büyüt ve sonra bu canlı çeşitliliğine toz olup karış derken bu arkadaşlar nerededir bilinmez vesselam.
En azından Evrim, dölle, bir sonraki nesle aktarımını yap, onu büyüt ve sonra bu canlı çeşitliliğine toz olup karış derken bu arkadaşlar nerededir bilinmez vesselam.
Efendim, karşıtlarının, evrim kuramına, zaten bir kuramdır (ya ne olacaktı) ile birlikte en çok karşı çıktıkları cümleyi ihtiva eden başlıktır diyerek başlayalım.
Şerefli bir varlık ön kabulünden hareketle insan, canlılık, evrimsel biyoloji, genetik vs. kulak ardı edilemez.
Esası odur ki çita koşup kartal görüyor, maymun taklit edip karıncalar muazzam bir şekilde iş birliği yapıyorken sen de doğumundan bir süre sonra büyüleyici bir hızla dil öğrebilyorsun diyebilmenin nasılını anlamayı gerektirir.
Hayvanlığa lüzum yok denilemez.
Şerefli bir varlık ön kabulünden hareketle insan, canlılık, evrimsel biyoloji, genetik vs. kulak ardı edilemez.
Esası odur ki çita koşup kartal görüyor, maymun taklit edip karıncalar muazzam bir şekilde iş birliği yapıyorken sen de doğumundan bir süre sonra büyüleyici bir hızla dil öğrebilyorsun diyebilmenin nasılını anlamayı gerektirir.
Hayvanlığa lüzum yok denilemez.
Bilginin taşındığı, aktarıldığı ortamın kirlenmesine bağlı olarak pik yapmış ve hala irtifa kaybı yaşamadan yol alan Can Yücel şiirlerinin (?) bir tür tezahürünü kapsar.
Daha çok yarı cahil icadır ki bir ucu bambaşka birinin veya anonim kullanıcıların sözleri, şiirleri, çakma aforizmaları olup can yücel imzası, markası adı altında teşhirine varır.
Değişen, gelişen, hareket halindeki şiir evrenine karşın Can babayı donuk, ışıksız bir vitrin arkasına sıkıştırma teşebbüslerinden geçilmemiştir.
İşe yarayan cinsten bir yayılım gösterdiği de olmuş mudur? Bittabi.
Hassasiyet ayarı şunu gerektirir: Kimi şairlerin yaşarken külliyatına almayıp bazı şiirlerini edebiyat tarihine gömdükleri bir gerçekken kimileri de gömülüp gitmiş şairlere söylemediklerini yakıştırmamalıdır.
Sağda solda kabız gezinirken bok boğaza çıkabilir, maazallah.
Daha çok yarı cahil icadır ki bir ucu bambaşka birinin veya anonim kullanıcıların sözleri, şiirleri, çakma aforizmaları olup can yücel imzası, markası adı altında teşhirine varır.
Değişen, gelişen, hareket halindeki şiir evrenine karşın Can babayı donuk, ışıksız bir vitrin arkasına sıkıştırma teşebbüslerinden geçilmemiştir.
İşe yarayan cinsten bir yayılım gösterdiği de olmuş mudur? Bittabi.
Hassasiyet ayarı şunu gerektirir: Kimi şairlerin yaşarken külliyatına almayıp bazı şiirlerini edebiyat tarihine gömdükleri bir gerçekken kimileri de gömülüp gitmiş şairlere söylemediklerini yakıştırmamalıdır.
Sağda solda kabız gezinirken bok boğaza çıkabilir, maazallah.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?