redlight

sözlükte bir yazar.

kezban aksanı ile yazılmış nick- çek

"herkes bana bakıyor tağm mı" yazmak - çek

erkek başlığında "kadınlar da yapabilir tağm mı" yazmak- çek

telefon karıştıran kezban davranışı - çek

salt ilgi için yazan abaza davranışı- çek

bilgi verme, değer katma- çekme

orjinal bir üslup- çekme

bomboş bir insan. yurdum abazası değilseniz, engelleyin geçin. tipleme nickten belli (haykırdım)

penis bir iktidar sembolu olduğundan kadınlar buna karşı kıskançlık duyar, buna penis hasedi denir. freud ps.kanalitik kuramı oluştururken ortaya atmıştır. sevişirken bundan müthiş zevk duyan birçok kadın, günlük hayatta 'eril' olan her şeye sövmesi, bazen de pasif-agresif biçimde dışlamaya çalışması bundan ötürüdür.

's.kmek' bir anlamda karşı tarafı edilgen yapar, bu da yatak dışında hasedi beraberinde getiriyor.

eminönündeki_baklava_izdihamı.jpg

bu yaşımda baba göbeği yaptım biraz, size gerçekleri açıklayayım. çok basit kadınlar salt fiziğe tav olur, diğer kadınlar daha bütüncül yaklaşır olaya.

eğer sadece protein tozu hakkında konuşabilen biriyseniz, göt cebinde telefon taşıyan avm kızı rahatlıkla bulursunuz. ama çoğu kadın yine size bakmaz. bütün mental eks.klerinizi vücut geliştirme ile kapayamazsınız, biraz göbekli rahat biri elinizden kızı alınca "aha göbek seviyorlar" dersiniz ki aslında bununla alakası yok.

olay bu kadar basit değil. olay salt vücutta bitmiyor. olması gereken kondisyon ve vücut geliştirmedir ama kafanız %90 protein tozu olmayacak.

gelelim "göbek seviyorum" diyen kadın neden böyle bir cümle kurara:

1)Kafanızın %90 protein tozu olmasından endişeleniyordur. Yeni bulduğu her şeye takan birisinizdir veya o öyle algılıyor.

2)Sadece bir cümlesiyle bir aktivitenizi sonlandıracak bir keko musunuz merak ediyordur. Size doğrudan "sığır mısın evladım" dese hayır dersiniz, ama gerçekler davranıştadır sözde değil.

3)Kaptırma korkusu

4)'Pederden vukuatlı' olmak, ingilizce 'daddy issues' (çok güzel çevirdim) Ama bu aralarında en düşük ihtimal.

14 cm, şeklini seviyorum. daha büyük ama yamrı yumru olacak deseler kesinlikle hayır derim.

bunu övenlere ağır sövüyorum. zevk falan vermiyor bildiğin taşakları ağrıtıyor. iki taraf da 'yeter artık bitsin' düşüncesiyle sevişmek istemiyor.

görgüsüzlüğünü gizlemek için ıkınan insan grubu. özellikle sanal alemde cinsel terimleri bokunu çıkarırcasına fazla kullanırlar, zira mezra kaçkını ailesinin yanında fazla ayıptır, bu bastırılmışlığı atmak ister.

beğenmediği/rekabet ettiği her erkek küçük pipili, performansı düşük falandır. seks her zaman bu paşazadelerden sorulur.

hislerden ve zevklerden ötürü sevişmezler, "özgürlük" skoru kasmak için sevişirler. yapmadığı sevişmeyi bile anlatırlar, kollarını 2 metre açarak yürüyen, olduğundan 2 kat daha erkek görünmek isteyen mahalle kekolarının bir başka versiyonlarıdır.

dişi versiyonları amelie izleyip saçını besleme gibi kestirir, kendini kültürlü, evropalı addeder. kendini olduğundan çok daha "aşmış" gösterir, halbuki gayet tarhana-bulgura abanan bir hayat sürmektedir.

seksi mekanik ve düz bir şey olarak görürler. neredeyse şaşmaz biçimde soft seks övmeleri ile meşhurlardır. bunlara göre masanın üzerindeki her şey atılarak beklenmedik bir seks olmaz, illa "romantizm" ve oral seks olacak. karşı taraf istemese bile. seksi yapmanın binbir türlü yolu vardır ama mutlak doğruyu bunlar bildiğini zanneder.

seksi planlamaya çalışırlar, spontane olmadıkları için sıkıcılardır.

asla ama asla hiçbir cinsel sıkıntı çekmemişlerdir, çekmişlerse karşı taraf suçludur.

ağır abazalık vardır, sadece boyutlarının 10 katı kadar rol keserler.

sıklıkla yeraltı edebiyatı denen kansere meylederler.

aralarından hatırladığın çıkar, bir de unutmak istemediğin..

sırf benim için beş parasız halinle türkiye'ye geldin, baktığın anneni ihmal ettin, ukrayna'da hastalıktan ufacık bir şey olsa trene atlayıp geldin yanıma. her şeyimi seninle paylaştım, o kadar ki bana ait bir şey kalamadı.. ne kadar iyi bir kişiliğin vardı ben onun onda biri etmem. hiçbir şey bana gülüşün kadar mutlu edemedi beni, beni mutlu edemeyen her şeyden nefret bile ettirdin, sonra kalbimi tekrar ısıttın. ilham perimdin sen benim..

o gün gitme deseydim halen yaşıyor olurdun.. bir kere karışmak istemedim olana bak.. biliyor musun aylar önce aklıma gelmiştin, kendimi sıkmaktan bardak kırıldı elim kan içinde kaldı. sayende aga bu jiletçi bile dendi bana.. eskiyi özlüyorum sadece seni değil. eskiden sorsalar yarım nefesin için sağ kolumu veririm derdim artık diyemiyorum..

unutuyorum artık seni.. ama unutmak istemiyorum. kimse beni senin kadar anlamadı. sen gelene kadar ruh hastası sosyopata kadar her şey uçuşuyordu hakkımda, sadece ses tonun umut verdi o da daha iyi bir gelecek.. sırf senin için tanrı ve cennet olsun isterdim. bunu da aşacağım ama bir yanımda yaşayacaksın.

standart, kaltak ve orospu. hissederek söylenilecek.. kaltak derken kıçına şaplak atacaksınız.

elbette bunu çoğu kadın internette de , gerçek hayatta da söyleyemez. 'kafası açık' olarak tabir edilen kadınlar bile mahale baskısı yapınca elbette arkadaşlarına anlatmazlar, çatır çatır s..iştiği kişiye anlatılır, malum mahremiyet.. ve mahalle baskısı. en iyi ihtimalle kadını sevgilisi terk edince "ben demiştim, işte bak öyle davranırsan..." derler böyle tipler, sürekli bir pasif-agresif davranışla baskı kurarlar.

birçok kadın bu küfürleri seviyor, edilen küfürleri dişiliğin apexi olarak görüyor. olay çoğu zaman 'aşağı olmak' veya 'önüne gelene si..tirmek' ile alakalı değildir.

yargılamayın. senden daha kutsalım demeyin. rahat bırakın.

eskiden kadınlara yönelik erotik edebiyatta bu fantezi sık sık "vücudun ihanet etmesi" olarak tanımlanıyordu, kadın istemediği halde vücudun orgazma ulaşması durumu.

günümüzde birçok vampir temalı erotika var, sık sık kadınları kaçırıp tecavüz ederler. yeteri kadar ararsanız deli gibi sevilen böyle şeylere rastlamanız mümkün.

ünlü değildir. şurada yazılanlara bakın, yolda her gün en azından bir tane daha güzelini görürsünüz.

dünür tanrı demektir. nazal n ile söylenir aslolanı yani 'ng' harfi ile. yine aynı şekilde kırgızlar tanrı'ya tanrı demezler, kuday derler. dünüre de kuday derler.

iyi tarafından bakın, böyle bir kadınla evlenebilirdiniz.

yoktur, hep değişiyor çünkü bende. çoğu zaman kimsenin sallamadığı ünsüz kadınları beğeniyorum, katheryn winnick hariç beni çok çeken bir ünlüye rastlamadım. güzeller var ama o çekme olayı yok.

rastgele youtube videosundan denk geldim. buzdolabı gibi insanım benim bile içim ısındı. bütün koruyucu içgüdülerim tetiklendi rastgele bir gülüşle. ben böyle birine sarılırken kemiklerini acıtırım.



burada ilk görünen kadın. neden bilmiyorum çok beğeniyorum, o plastik kadın hissini hiç almıyorum ondan.


ve nice gerçek hayatta gördüğüm bazı kadınlar, nadir de olsa. medya cidden insanları kerizliyor.

her yerde var türk kızlarına özgü bir şey değil bu. ama amerikan ekisine boğulmamış ülkelerde daha doğal işliyor. bizim amerikan etkisine boğulan ülkemizde hayatın her yerinde çok belirgin. yapay statü gerçekten sapık gibi değer görüyor.

orada burada doktor olduğunu belli edenler, "yavrum eve bırakayım" diyen osuruk gürültülü araba kullanan tosunlar "moruk viski iç kadınlar baksın" diyenler neden diyor zannediyorsunuz? gerçekler acıdır çünkü işe yarıyor. bazıları açıktan söylüyor böyle sevdiğini, bazılarıysa gizliyor ki amelie saçlı 'müthiş kültürlü' (yazarken haykırdım) görünümüne zarar gelmesin.

ülkede çok ciddi bir samimiyetsizlik, köylü kurnazlığı var. 7/24 fakir edebiyatı (bundan nefret ederim) yapıp, en ufak bir yapay statü göstergesini herkese göstermek için yanıp tutuşan kadın sayısı çok cidden.

ülkemizeki kadınlar sosyalleşmede çok daha geri. bununla kadınların ağına düşürdüğü yurdum abazası ve bu konuda yazdıkları kitapları kastetmiyorum elbette. günlük hayatta bir problem çözme yeteneği az. sosyal mekanda insiyatif alabilme yeteneği az. kriz drumu çözme yeteneği az.

liste uzar gider. ama bu sorun çözülmeyecek.

çünkü ülkede x grubunun bir sorunundan bahsedince y grubu hakkında "ama onlarda öyle!!!!" diye tepki gösterdiği yerde kitleler sorun çözümüne değil, popülaritaye odaklanırlar.

ülkede kadınlar erkeklere kıyasla hakkıyla almak duygusunu yok denecek kadar az tadıyor. kızlar küçükken her türlü kötü muameleyi görüyor, ergenliğe girdiğinde yurdum abazasından aldığı güvenle (burada önemli nokta güvenlerinin kendinden gelmemesidir) toplumdan intikam almaya çalışıyor. bildiğiniz kompleksli yaratıklar oluşturuluyor. iş yapmak, yaptığı işin kalitesi için taktir görmek, ülkedeki kadınlar için çok uzaylı terimler.

ülkede erkeklerin zorunlu askerlik süresinin iki katı kadar zorunlu hizmet yapması gerekiyor kadınların. istediğiniz kadar ıkının, yerlerde yuvarlanıp navajo çığlıklıkları atın, ülkede kadınlar kendilerini ancak ucuz nobranlık veya güzellik olarak var edebiliyorsa o ülkede kadınlar gerçeklikten fersah fersah uzak kalır.

ülkede aşırı cinselleştirme sorunu var. çirkin kadınlara tavsiyeler başlığına bakın ekşide, neredeyse hepsi onların çirkin olmadığı gibi saçma sapan şeyler yazıyor. çünkü çirkin kadın olunup da bir iş yapıp saygı göremiyorsunuz, görseniz de ucuz sosyal medya kimyasal boyalı çernobil kaçkını kadınları sürekli önünüze koyuyor, bu tür kadınlar daha fazla değerli addediliyor. yani o başlıkta yazılanlar ima ediyor, çirkin kadınsan ölüsün, buna inanma diye.

bir iş başarmak üzerinden, toplum olarak bir ödül-ceza mekanizması sunmuyoruz kadınlara (toplum diyorum, her birey kastedilmiyor genç adam) bu yüzden azıcık 'bakılır' olan kızlar kendilerine her şeyi hak görüyor. çünkü bu işin sistemi yok. çünkü o ergenliğe girdiğinde çocukluğundakine kıyasla x100000 değer kazandı. neden şimdi, zengin-yakışıklı 2.60m part time NBa BASKETBOLCUSU bir sevgili yapmasın? anlamadığınız şey, o kız gerçekten bir bok başardığına inanıyor.

bu bozuk ps.kolojiye sahip olan birinin gerçekten akılcı düşünmesini beklemek saçma olur.

genelde böyle başlıkları sidikli, sevgilisinden tepiği yemiş kuyruk acılı kızlar açar, ama onlar kirletmeden bilgi verelim.

öncelikle fransız erkeklerinin aşırı kadınsı ve kibar olduğu amerikan medyasının bir yalanı. rahatlıkla söyleyebilirim sadece görünüş olarak değil, davranış, birikim gibi yönlerden de kendilerini geliştirmiş adamlar.

fransız erkeği genel olarak, diğer avrupalı erkeklere kıyasla daha maskülen ve koruyucu. üniversite okuyanlarının bilgi birikimleri gerçekten iyi, diğer batı ülkelerinde sürekli sosyal bilim ve çakma entellik kasanların aksine durumlar cidden iyi.

kendilerine verdikleri değer gerçekten yüksek, dilini iyi konuşamayan, ülkesini aşağı gören, cezayirlilerle, zencilerle düşüp kalkan bir fransız kızı alt sınıf addediliyor, başka avrupa ülkelerinde ancak belli yerlerde dile getirilebilir bu, boynu bükük kabul eder erkekler. fransa'da böyle değil, özellikle paris dışında.

çocuk disipline etmekte gerçekten iyilir, fransa'nın taşrası biraz bok kokmasıyla meşhurdur, çocuklar köpek gezdiriyorsa sıçtığını çocuğa temizletme olayı gerçekten yaygın. ülkede herkes paşazade değil, babalar disipline etme konusunda iyiler. 'her şeyi saldım' modernizmi bize kıyasla daha az.

giyim kuşam konusu güzel, elbette ülkenin çoğu vasat, ama giyinmeyi bilmek denen şey orada var. fransa'da gaylar bizdeki gibi abartı feminen olmuyor, modaya bulaşıp bütün kıyafetleri kadınsılaştırma olayını bizden daha az yaşamışlar.

genel amerikan medyası tutumudur, cehaletidir; fransız erkeği daha kadınsı, iskandinav erkeği daha erkeksidir, çok ciddiyim bu hayatımda gördüğüm en büyük yalanlardan biri. bir diğeri de portekizli kızların çirkin olduğu. iskandinav erkeği normal bir avrupalıdan çok daha sünepe, bilgi birikimi kıt (iş etiklerine lafım yok), sıkıcılar. ülkelerinde de yapılacak aktivite zaten az, onlar da bunların bir ürünü. yılın 300 kadar günününde havanın gri olduğunu hatırlarsanız ne demek istediğimi anlarsınız.

uzatmadan, sürekli kafamızda oluşturduğumuz "batı insanı"na inanmak yerine, oturup iyi gözlem yapmamız lazım. bu adamlar bir şeyleri doğru yapıyor, analiz edip kendi dokunuşumuzla iyi tarafları almamız gerekli. bir gruba bok atarak var olmak yanlış bir tutum.

nefret ettiğim tabir. bunu kullanan biri görünce türk dizisi izleyip çekirdek çitleyen yurdum dişileri geliyor.

kim icat ettiyse..

özü zayıf olan her varlık nefret doludur, sadece kapasitesi düşüktür, küçük işlere bakar. en zalim tiranlar kölelerden çıkar sözü çok doğru.

nietzsche ahlakı tanımlarken gücü boşuna kullanmıyor. keşke bu adamın sözleri felsefe 1. sınıfa giden kişiler tarafından paylaşılmasa, gerçekten okunsa.

emin değilim gerçek miydi rüya mıydı ama bir rüyayı uzun süre aklımda tutmuş olamam. isviçre'deki evimizdeyiz, ben mutfaktan salona giriyorum, babam birden toparlanıyor, nedense ortada bir pizza olduğunu kuvvetle hatırlıyorum. önce bana öfkeleniyor, ben çok korkuyorum. mutfak kapısını kapayım alabildiğimce kendime çekiyorum açamasın diye.

babam güçlü bir adam normalde tek hamleyle açardı diye düşünüyorum, çok küçüktüm daha. ama o parmağım sıkıştı aç dedi, ben de açmıştım. birileri ağlıyordu o ben miydim hatırlamıyorum. film bundan sonra kopuyor.

hatırladıkça çocuk gibi korkuyorum.. hayatımda hemen hiçbir şey beni bu anı kadar korkutmuyor. kimseye de anlatamadım hayatım boyunca.. anonim olmanın rahatlığına güveniyorum işte.