odipus

Henry W. Nevinson'dan aktaran Halide edip adıvar;

"Hürriyet denilen şey, biliyoruz ki, tıpkı aşk gibi her gün yeniden kazanılması gereken bir şeydir. Nasıl hergün aşk istersek ve aşkı kaybedersek hürriyeti de öyle ister ve kaybederiz. Hürriyet kavgası hiçbir zaman bitmez, alanı hiçbir zaman sükûn bulmaz."

Türk'ün ateşle imtihanı

Reformu, rönesansı, sanayi devrimini kaçırmak ne belaymış arkadaş, memlekette milliyetçi geçinen hamaset, nefret ve devlet, otorite yalakalığından başka şey bilmez. Muhafazakâr diye kendini tanımlayanın başörtüsü, çocuk evliliği, cemaatlerde ensarlanma, badelenme harici muhafaza etmek istediği bişey yok. Aslında anormal bi durum yok isteyen istediğiyle sevişsin ama biliyoruz ki zihniyetler çamur.

Öyledir. Atasözleri ve deyimler milletlerin gerçek yanlarını, öz karakterlerini gösterir. Gerçek Yiğitlik bu topraklarda para etmez, uğruna canını riske attıkların seni hızlıca satar, neye uğradığını şaşırırsın. Bu sözün tümü ise şöyledir.

'Erkekliğin onda dokuzu kaçmak, kalanı ortalıkta hiç görünmemektir.'

Bu bağlamda deyişlerimiz;

Cömert derler maldan ederler, yiğit derler candan ederler.

İnkar yiğitliğin kalesidir.

Kaçanın anası ağlamaz.

Ölen ölür kalan sağlar bizimdir.

Ve en Değerli anne nasihati;

Herkes kendini kurtarır, olan yine sana olur.

sevgi dolu;

Bir gürcü deyişi. Halk deyişleri yüzyıllar boyu süregelen tecrübelerin yalın ifadeleridir. Dişli ve emperyal iki güç arasında kalmış zavallı gürcüler böyle demiş. Hadi oradan hastirsinler mi demeli yoksa memleketteki adalete mi bakmalı, gürcüler haksız mı? Türk mahkemeleri adalet dağıtıyor mu? Rus tankları ve 'ivan' merhamet ediyor mu?

Hayat müşterek. Belki de elleri alçıda falandır. Olamaz mı, olabilir;)

'Seninle cehennem ödüldür bana sensiz cennet bile sürgün sayılır.' Muazzez Abacı - vurgun

'Cenneti değişmem saçının teline.' Ferhat göçer - cennet

'Cennet bile çekilmez sensiz ah ben neyleyim.' Çilekeş - kendimden geriye

'Cennet cennet dedikleri bir kaç köşkle bir kaç huri
İsteyene ver sen anı, bana seni gerek seni.' Yunus emre - bana seni gerek seni

İfadelerden anlaşılacağı üzere 'overrated' biyer olması fazlasıyla ihtimal dahilindedir. Bu dünyada cennette gibi hissedeceğiniz bi kişi ve zaman dilimi şanslıysanız sizi de bulabilir, ama baştan söyleyelim ki sürgit devam etmez. Cennet insan doğasına terstir vesselam.

seneler önce bir liseliyken şuydu;

o sebepten paniklemem ama başkalarına bilhassa yüksek risk grubunda olan 50 yaş üstü insanlara bulaştırabilirim diye paniklerim. en başta da kendi annem babam için. ayrıca hergün en az bi iki saat dışarda olamazsam sıkıntılara giren, gerilen, sinir katsayısı yükselen biriyim. karantina beni bozar.-mecburiyet hasıl olursa seve seve şimdi yaptığım fikir jimnastiği- yani allahın belası bişeymiş bu korona, namussuz korona. zaten konu üstünde biraz düşününce endişelenme sebebi sağlık altyapısının yetersiz kalması riski. yoksa elbette bi şekilde ge-çe-cek..

askerlik öncesi olanı çok makbule geçer. en az üç hafta sürecek ve neye uğradığınızı şaşıracağınız-çoğu zaman ve gerçek bir askerlik için geçerli- acemi birliği eğitiminde bitmek bilmeyen içtimalar, saatler süren bekleyişler, koyulaşan sidik, ip gibi incecik akan sularda kalabalık helalarda tıkış tıkış acele sabah tıraşları, kahvaltıya yemeğe uygun adım marş gitmek gibi akıl dışılıklar ve benzeri onlarca a-acayip şeyler etrafında ara sıra düşünüp 'teşekkürler kardeşim son kıyağın iyi oldu bari' demek. sonrasında ilk çarşı izninde bi-iki soğuk bira sonrası yine karıya koşmak. askerlik ve abazanlık hep yan yanadır.

Üzerine düşeni yapmış, sorumluluktan kaçmamış, büyük bir kamu hizmetini üstlenmişler. Alkışlarımız bu platform için. Tabi adminin tam bir fırsatçı türk erkeği olduğunu bu başlıkta bi kere daha gördük. bu karanlık odalarda korona mevsiminde internetsiz, pornosuz kalmayın arkadaşlar. partneriniz dışardan size neler taşır, belli olmaz;)

Oraya daha çok kan pompalamak gerek ve bu kalp ve vücut için her zaman kolay birşey değil.

evrensel bir gündür. sol kültürün işçi, emekçi hareketinin dünyaya armağanıdır. teşekkürler. gün evrensel olsa ve hatta ertesi gün bile olmuş olsa ben 'yerli ve milli' takılacağım. MKAnın bir sözünü paylaşacağım. kadın olsam Atatürk'e çok daha büyük minnet duyardım sanırım. ayrıca kendisinin altı manevi kızı vardı. şüphesiz akıl sahipleri için bunda nice ibretler vardır. türk kadını için çok şeyler yaptı. teşekkürler.

mutluluğun gereksizi olmaz da rastgelesi olur fikrimce. bu da iyi bişeydir. buna benzer nası bişey vardır? internet devri öncesi radyoyu açar açmaz çok sevdiğiniz şarkının başlangıcını denk getirme şansı. ya da formata uygun olarak çılgın ergenlik çağında çaresiz abazanlıkta evde kimse yokken kral tv petek foolish kazanova:)

hatırlamak istemezdim ama;

peri bacalarına tutkun, kapadokya'da balon turu yapmak isteyen, orasını mistik, esrarengiz ve hatta manyetik enerji denklemleri, kuantum cart curt ile açıklamaya girişen efsunlanmış kız arkadaş. oysa ki mesele basit. istenen sadece mağaralardan bozma mimari içinde basit otel odasında ateşli bir gece. sonra böylesi hiç olmamıştı. peki:)

not:işbu entry mizah amaçlı yazılmıştır, ciddiye almayınız. ya da alırsanız alın siz bilirsiniz. ciddiye alanları ciddiye almama hakkım saklıdır:)

Ve türk öğrencinin tam not alan cevabı 'hangi kızlar?'.

(bkz: boynu bükük kalmak)

Dünyada olup biten herşeye üzülmek, sevinmek, onaylamak ya da reddetmek üzere evrimleşmedik. Sosyal medya ve hatta konvansiyonel medya öncesi ailemiz olan 5-10 kişi köyümüz/klanımız olan 100kişi falan içinde yaşayıp gidiyor, dalgamıza bakıyorduk. Padişahtan, kraldan, emirden, vali paşadan falan haberimiz vardı belki ama onlar bile bizim için insanüstü acayip kimselerdi. Değerleri de kendinden menkul. Sana benzemeyeni görürsen şaşırman, irkilmen, bir miktar korkman ve hatta ona düşmanca davranman anlaşılabilirdi. Bugün de anlaşılabilir.

Şu farkla ki; bugün azıcık zahmet edersen dünya hakkında üstünkörü bi bakışla bi dünya bilgin, haberdarlığın oluyor. Emin ol extrem örnekler haricinde kimse dilini izini bilmediği ülkelere çoluk çocuk yalın ayak başı kabak göç yollarına düşmez. Bu çok da yerinde bir ifade ile 'umuda yolculuk'tur. Bazı şeyler ayıptır. Öyle hissetsen bile bunu ifade etmek zorunda değilsin. Acımıyorsun, emin ol pek çok kimse de acımıyor. Zaten dediğim gibi her şeye tepki verip acısak, üzülsek ya da sevinsek gündelik yaşam akmaz, hayat kitlenir. Kanıksadık bu dünyanın bi gerçeği daha çok mülteci bebek, çocuk görülecek. Yine de sağduyu ve insanca yaklaşım esas olmalı. Her aklına geleni ifade etmek gerekmez. Hele bunu yaparken param da var olgun bir erkegim altyazısı hiç gerekmez. Muhatabına bunları ifade etmenin çok daha şık yolları vardır. Otosansür bazen iyidir.

Run, Running all the time
Running to the future
With you right by my side
Me, I'm the one you chose
Out of all the people
You wanted me the most
And I'm so sorry that I've fallen
Help me up, let's keep on running
Don't let me fall out of love
Running Running as fast as we can
Do you think we'll make it
(Do you think we'll make it)
Running, keep holding my hand
So we don't get separated
Be, Be the one I need
Be the one I trust most
Don't stop inspiring me
Sometimes it's hard to keep on