lorem ipsum

gerekli mi, emin de değilim. kadınların da erkekleri anlaması gerekmiyor. aslolan olduğu haliyle uyum yakalamak olmamalı mı?

Kimilerinde libidoyla paralel şekilde artarak ilerler

Artık olduğum..

sabah mutfakta tost yaparken penisin ani bir tatsızlıkla kayarak dışarı çıkması, o sırada hasbelkader yanında olan hemcins arkadaşın tutarak yerine geri sok...

ne garip bir ortam ya burası..

ekşi'de yazdığım entry'mi buraya da koyayım, madem öyle.

çirkin kadının işi çirkin erkekten daha zordur.

evrimsel psikoloji üzerinden ele almayı deneyeyim:

baştan söyleyeyim, bunlar kuramsal şeyler. kanıtlanmış argümanlar mı bilmiyorum. saçmalığın daniskası da olabilir, çirkin erkeklerin tesellisi de. ölümüne savunacak halim yok. herkes istediği gibi değerlendirsin.

evrimsel olarak en sadece güçlümüz değil, en zekimiz de hayatta kalmıştır. güçlü ve zeki bireyler birbirini eş seçe seçe, zamanla diğer daha az zekiler ve güçsüzler arasından sıyrılmıştır. yani kadın sadece tip üzerinden seçim yapmamıştır, zekaya da bakmıştır. erkek de sadece tipe bakmayıp, biraz zekasını kullanarak kendi seviyesindeki kadını eş almıştır. yani kazanan ikili hep zeki & güçlü kadın ile zeki & güçlü erkeğin birlikteliği olmuştur.

şimdi bu denklemdeki değişkenleri ele alalım:

aptal erkek & aptal kadın: bunlar ilk zayiatlar. yani olası zorluklarla baş edemeyecek, koşullara en zor ayak uyduracak kişiler bunlar olacaklar. aptal olacakları için de zekalarına yatırım yapma oranları da düşük olacak. haliyle kendileriyle hayat kurulamaz, gelecek inşa edilmez. birbirlerini eş seçe seçe evrimsel olarak geri planda kalacaklar.

güçsüz erkek & güçsüz kadın: güçsüzlerin yapacağı en büyük yatırım zekaları olacak. başta da dediğim gibi, evrimsel olarak zeka bir adım öne çıkmalarına yardımcı olacak. ve zekalarına yapacakları yatırımla ileride güçlü olma şansları da olacak. zeki birey olduklarında, kendileri gibi zekaya önem veren eşler için aday olacaklar ve böylece bir üst lige çıkmış olacaklar.

çirkin erkek: varsayım olarak kadınlar için zeka da önemli bir kriterse, o zaman madem çirkinler, tüm imkanlarıyla zekalarına yatırım yapmaları en büyük kozları olacak. çünkü evrimsel olarak bakıldığında, zengin ama salak adamdan daha ağır basacaklar. şurası önemli, ikisi arasında seçim yapacak bir kadın tip yerine zekaya önem vererek aslında zekaya yatırım yapmış olacak. yani burada güç veya tip değil, zeka kazanacak.

çirkin kadın: bu kadının önce zekaya yatırım yapması gerekiyor. ama iş sadece onunla bitmiyor. çirkin bile olsa zeki erkek, karşısındaki kadında önce zekaya bakacaktır. burada eşit zeka seviyesindeki adaylar arasında da doğal olarak güzellik yeni bir belirleyici olacak. yani çirkin kadın için zekaya yatırım yapmak yetmeyecek, üstüne bir de güzelliğe yatırım yapması gerekecek.

temiz, nasırsız bir ayakla neden olmasın dediğim..

başarısı da, başarısızlığı da kişiye göre değişir. bazen öyle hayatlar oluyor ki evlilik insanı hizaya sokuyor. yoldan savrulma eşiğindeyken her şey yoluna giriyor. bazense sırf toplum ve çevre baskısından, deyim yerindeyse evlenmek için evleniliyor ve dertsiz başa dert alınıyor. evliliğin değeri ve başarısı kişiye göre değişmekle birlikte, çevremdeki hemcinslerimde gördüğüm kadarıyla evliliğe saldıranlar genellikle başarısız bir evlilikten veya bir kadından dolayı kuyruk acısı olanlar. aralarında tükürdüğünü yalayıp yıllar sonra yeniden evlenenler bile oldu.

o yüzden, herkesin evliliğine kimse karışamaz.

bir keresinde iş yerinde bütün gün habersizce bu şekilde dolaşmıştım. bir arkadaş durduk yere "lorem gecen nasıl geçti" diye sorduğunda afallayınca boynumu göstermişti. insan gün içerisinde bir kere bile kendine aynada bakmamaya görsün, boyundaki önceki geceden kalma koca morluğu hiç fark etmemiştim. allahtan o gün bir ekibe eğitim verecektim, o yüzden biraz ciddi takılmak için gömlek giymiştim. sonrasında üst düğmeyi ilikleyerek durumu kontrol altına alındı. eğitimi de o şekilde verdim.

ön sevişme

(bkz: formata uymak)

8. madde

(bkz: vay anam vay neler dönmüş serhat ya)

gerçek sevda budur işte. bundan sonra kimse kendini gerçekten tutkulu, sevdalı saymasın.

dominant bir kadında bunun benzerine tanık olmuştum. kendisi genel olarak zaten seksi yönetiyordu. buna ek olarak, bazen sırf karşısındakine efendilik etmek için onun zevk anını yarıda kesip farklı bir şeye geçiş yapıyordu. bu şekilde son raddedeyken duraksayıp başa sardığım oldu. aslında çok can sıkıcı bir şey değil ama tadında yaşamak lazım. insan bir süre sonra sonuca ulaşmak istiyor.

antika eser gibi kullanıldıkça değerinin artıp artmadığını merak ettiğim satış.

içten içe bilinen, her zaman dile getirilmeyen.

var hepimizin bir hayali. içeride tutup bastırmamak, uygun ortamda dışarı çıkarmak en iyisi.

fake bir hesapla açık kapalı tüm gruplara girebileceğiniz, vpn derdinden kurtaran ortam.

birkaç kere tanık olmuştum. o an için tüm havayı bozma potansiyeli barındırsa da aslında çok masumane bir şeydir. hiç bozuntuya vermemek en iyisi. ayrıca nice güzel havalı kızın birden osurup sonra utandığını görmek ilginç geliyor.

bugün önümde biri yolcu almak için zank diye durdu. ben de anlık sinirle ve kornaya basıp sollamaya yeltendim, bu sefer arkadan gelen bir başkası da benim yüzümden zank diye durdu. trafiği karmaşıklaştıran araç sınıfı.

ne kadar sevmiyorum desem bile motorcu olarak iyilerine denk gelmişimdir. kırmızıda yanda dururken gördüğü bir şeyi ikaz edenden, sohbet edenden tut belgrad ormanında yürürken yanımda durup bir yere bırakayım mı diyenine kadar..

-yavaş olmak ya da yavaş başlamak
-eğer karşı taraf seviyorsa parmakları kullanmak
-klitorisi sıklıkla uyarmak
-dişleri kullanmamak, dil kullanmaya özen göstermek
-süreyi karşı tarafa göre ayarlamak
-belki de en önemlisi yaptığın şeyi sevmek ve sevdiğini ona göstermek

ön sevişme güzeldir. oral seks de güzeldir.

işletenler de haklı tabii, elektriğe alkole zam falan.

hiçbir faydası olmayan, zararlı bir eylemdir. beyni zevke kolay yoldan ulaşmaya alıştırdığı için, bu şekilde takılmak bir süre sonra seksi, karşı cinsle ilişki kurmayı, birliktelik yaşamayı zahmetli hale getirir. beyin bunlar olmadan zevke gitmek ister. hal böyle olunca kişi kendinden hoşlanan, ilgi duyan, hatta kendisini açık açık isteyen biri olsa dahi bu durumdan hiçbir şekilde haz almaz. işin daha da kötüsü, bir süre sonra beynin film eşliğinde alacağı zevkin marjinal faydası yükseleceği için, ilk başta yaşayıp aldığı zevk ona yetmez hale gelir. bu da kişiyi derin bir tatminsizliğe, mutsuzluğa, en sonunda da depresyona götürür.

kısacası, izleyin tabii. ama izlemeyle zevk alma eylemini sakın birleştirmeyin. her şey dozunda ve yerinde güzel.