hakiki tosun paşa benim

Anal istanbul projesi dikkat çekicidir.

Bir izmirli olarak en muhteşem batakhâneleri cebeci pavyonlarıdır. sarı tutkunun çakmaları mı dersin konsların birasına 150 tl yazılması mı dersin, rezillik mi dersin hepsi burda. Düşünün ki bizim basmane pavyonları son derece elitistik kalır:)

(bkz: ölüler de sanıyor ki diriler her gün helva yiyor)

sevişmiyorlarmış. hattâ biz bekârlar daha çok sevişiyormuşuz.

herkesin tarzı senin gibi değil diye ağıza çakmak, dolaylı yoldan küfür edip bunu sonlarda sıvamaya çalışarak gizleme gayretinde olmak çok mu samimi, çok mu dürüstçe? Senin tarzında olmayan insan hiç mi samimi değil yâni, hiç mi dürüst olmuyor, öyle mi?

Mevzuya konu olan ilhampipisi bile bunu dert etmezken ve herkesi olduğu gibi kabûllenirken, ne bu şiddet ne bu celâl?

(bkz: çük kıran mehtap)

''Aşkım saçım'' demezler aslâ.

zamanında o dönemki kız arkaşım çıkmaya başladığımızda yaptırmıştı bundan. ''ne güzel çok az konuşuyor'' demiştim, meğerse dili şiş olduğundan az konuşuyormuş. arayı kapattı sonra.

+napıyorsun aşkım nasıl keyifler?
-iiim aşfım yefi uyanfım.
+konuşabildiğin gün haber ver yavrum.

kimliği belirlenemeyen iki kişi yolda birbirine karşı yüksek sesle konuştu. Tüm vatandaşlarımız gerilirken hükûmet kırmızı alarma geçildiğini duyurdu.

ekonomik bağımsızlığın ilân edilmediği ve kendi evimizin olmadığı tıfıl günlerimizin olmazsa olmazıydı. Nasıl râzı gelmeyelim? otele gidecek bile para yoksa, tanıdıktan zar zor bulduğumuz bir araba bizim için 4 tekerlekli otel o an:)

çektik hevesle sote bir yere. Karanlıkta alev almışız, öpüşüyoruz ve daha sâdece 2 dakika olmuşken birden arabanın içi aydınlandı. ''N'oluyor lan, kapatın şu ışıkları'' edâsıyla dönüp bi baktım ki polis, cama da vurmaya başladı. hah bir bu eksi..ti. gerçi kıyâfetler hâlâ üstümüzde ama biz nedense tek koltuğu kullanmaya başlamışız. kıyâfetler yamulmuş, düğmeler açık, rotamız şaşmış rezâlet.

Nâmahremimize ayıp edercesine feneri tutarken, arka koltuğa falan da baktı, ekip çalışması mı var sandı nedir bilemedim. indirdik camı mecburen. ''gençler ne yapıyorsunuz burada'' dedi. hadi cevap ver. hâlâ tek koltuktayız ne yapıyor gibi görünüyoruz? ''Tam sevişiyorduk, son düzlüğe girip nefes nefese olayı tamamlayacaktık ama içine sıçtın'' diyemedik tabii sustuk kaldık, zâten gözüme gözüme tutuyor ışığı. hayır kız hâlâ kucağımda ben polisle muhabbette, nasıl mantıklı bir yalan söyleyeyim, ne diyeyim?

kimlik kontrollerinden sonra azarlayıp şutladı bizi. O feneri de öyle tutmasaydı iyiydi.

succubus değil arkadaşlar sâkin olun:)

9-10 kez gittim yunan adalarına, atinaya ve selânik'e. Ne yunan kadını bizim türk kadınının eline su dökebilir ne de yunan erkeği bizlerin yanında erkekten sayılabilir.

Ne zaman gitsem ''türk'üm'' dediğimde hepsinde bir çekinme oluyor, hepsinde bir gerileme. Hissediyorsun adamların türklerden çekindiğini, o korku kazık çakmış yüreklerine.

Ayrıca kusura bakmayın hiç de bizden daha yakışıklı değiller öyle, Standarttan sapmayan tipler. ilâveten, hatırı sayılır seviyede gay var aralarında. yunan kadını inanın bana yunan erkeğini erkekten saymıyor.

Samimi söylüyorum enâyi pilâkisi bu serpme kahvaltı.

Adam bağırıyor ''menümüz 20 çeşitten oluşmakta'' diye. Ulan dümbelek, 20 çeşidin içinde 5 çeşit zeytin, 5 çeşit reçel var. Geri kalanlar da birer lokma sâdece. Benim gibi gırtlağının dibi olmayan kişiler senin serpme kahvaltına 50-60 lira verir mi? Giderim otele, mis gibi açık büfe kahvaltı. Kendimi kovdurana kadar yerim, yanıma aldığım yolluklar da cabası. Senin düdük gibi kahvaltına mı kaldık ibiş.

1 kere meyl ettim. Açıldık, gözlerden uzaklaştık. Ön sevişme yaşayalım dedik ki az kalsın boğuluyorduk.

Biz erkekler çok düz canlılarız, kadınlar ise korkunç hayâl gücünü her yönde kullanabilme yetisine sâhip.

Erkek, Flörtöz bir kadınla karşılaştığında ''bu kadın hafiften bana yürüyor gibi la” tadında bir hayâl ile sürüklenip gidebiliyor kolaylıkla. işte tehlike tam burada başlıyor, hâtun kişi kullanmaya karar verdi mi, sonrası yokuş aşağı gidiyor. bir iki göz süzme, yakınlaşma, bir kaç tatlı söz sonucunda hop minik, şirin bir finoya dönüşüveriyor karşısındaki. ''sana ne aga, alan râzı veren râzı, hattâ ikisi de mesut bu oyundan, tasası sana mı düştü'' şeklindeki edepsiz düşünceleri kovun ricâ edeceğim kafanızdan, hemcinslerimin uzaktan kumandalarını böyle kolay teslim edebilmeleri canımı sıkıyor netekim. ''konuşana da bak, seni de görürüz düdük'' diye de çıkışmayın efendim, bunca sinirlenmemin bir sebebi de genetik bir hastalığa benzeyen bu illetin bende de görülebilmesi ihtimâlindendir sonuçta.

durun bakalım koçyiğitler daha bitmedi, hizâya gelin bakalım, daha kâr -ı itmâm edilecekler var. yukarıdakilerden maâdâ, bir de bu türlü ilişkilerini sevgilileri var iken de devam ettirenler varmış ki vay hâllerine, tam sopalık. ''aldatıyoz sanki amk'' diyen okuyucu sana sesleniyorum, çakarım ağzına diklenme, dik dur azıcık. efendim, ''biz arkadaşız, hep böyleydik, ne geri kafalısınız'' demeden önce, flörtöz sıfatlı hâtun/er kişi ile olan gülüşmelerinizi, cilveleşmelerinizi sevdiceğinizin izometrik bir şekilde kafanızın üzerinden izlediğini düşünüp devâmında neler olacağını bir tahayyül ediverin. bırak istiklâl marşını, âkifin bütün safahatını tersten okursunuz vallâhi. mâdem görse yakacak çıranızı, nedir bu ikiyüzlülük, kimi kandırıyorsunuz yavrum? ha diyorsanız ki ''bırakın sigaya çekmeyi, bir de bûse kondurur burnuma tebrik ederekten sevimli şeyler sizi'' diye, diyeceğim yoktur hâkim bey, zirâ ne demişler, ateşe tahammül edebileceğin kadar günah işle, öyle mi.

bu sebepten ben bu kelimeyi sevmiyorum, tam şekillenmiyor anlamı kafamda. hâlbuse dilimize farsçadan miras çok güzel bir kelime var bunun yerine, o da başka başlığın konusu.

önce zeki olacak, zekâ seviyesi çok önemli.

Yaptığınız bir espriye 3-4 dakika sonra ''haaa şimdi anladım tamam'' diyorsa, o kadının memesi şöyle olmuş, kalçası böyle olmuş ne fayda?

Hiçbir cover yoktur ki orijinalinden daha iyi olsun. Taklitlerin aslını yaşattığı gerçeğinden yola çıkarak diyebiliriz ki biraz aklı çalışan bir erkek bunu yemez, anlar.

iyi bâri kriterler yüksek değil. David beckhamlar, aamir khanlar havada uçuşacak diye gerilmiştim, sanırım sınırı geçeceğiz:)

''El mitra sözü aldı ve sordu:
- peki üstad, evlilik nedir?
cevap şöyle geldi:
-siz birliktelik için doğmuşsunuz. Ölüm meleğinin beyaz kanatları sizi ayırana kadar
ayrılmayacaksınız. allahın sessiz tanıklığında bile beraber olacaksınız ama birlikteliğinizde mesafeler bırakın. bırakın ki cennetin rüzgârları aranızda dans edebilsin. birbirinizi sevin ama aşk tutsaklığı istemeyin. bırakın aşk ruhunuzun kıyılarına vuran dalgalar gibi olsun. birbirinizin bardağını doldurun ama aynı bardaktan içmeyin. ekmeğinizden verin birbirinize ama
aynı somundan ısırmayın. birlikte şarkı söyleyin lâkin birbirinizi yalnız bırakmayı da bilin, sazın telleri de yalnızdır ve armoni içinde aynı melodiyi seslendirir. birbirinize kalbinizi verin ama karşılıklı kilitleyip saklamak icin değil. sâdece hayatın eli o kalbi saklar. birlikte durun ama yapışmayın, tapınakların sütunları da bitişik değildir.

ve unutmayın; meşe ile
çınar birbirlerinin gölgesinde büyümezler.''

(bkz: halil cibran)

evlilik sanırım bundan daha iyi anlatılamazdı. Yine de bence takım oyunudur bu, hayata karşı oynanan ve hakemi olmayan. takım oyuncusu olmayı becerebilenler kazanır.

Kavgalıydık eskiden. Barışığız bu aralar.

2 tâne kova burcu kadınıyla toplam 9 yılım geçti, bu yüzden izin verirseniz onları çok iyi tanıyan bir erkek olarak uzun uzun yazayım.

iyi yönleri;

1-mükemmel sevişirler. diyebilirim ki en iyi sevişen kadınlar bu burçtandır.

2-kıskançlık seviyeleri yüksek. Mekâna güzel bir kadın geldiğinde sevdiği adamın koluna sıkıca yapışırlar.

3-fedakârdırlar, küçük bir isteğiniz için dünyâyı ayağa kaldırabilirler.

4-mutfakta başarılıdır kova burcu kadını. Her türlü yemeğin hakkından gelirler.

5-anaç bir ruhları var.

6-yalan söylemezler kolay kolay ve hattâ dobradırlar.

7-sadâkat duygusu gelişmiştir ve ilişkileri varken başka kişilere karşı reseptörleri kapalıdır.

8-araba kullanma delisi oluyorlar.

Kötü yönleri;

1-acayip kavgacı insanlar. Ufacık bir konudan dolayı hayâtınızı karartabilirler.

2-kıskançlıkları yüzünden müthiş paranoya sâhibi olup enteresan senaryolar üretme güçleri var, bıktırırlar insanı.

3-kendi dedikleri olmazsa haftalarca surat yapacak bir huysuzluğa sâhiptirler.

4-özel günlere önem verirler, unutursanız hayâtınız kararır.

5-küfürbaz olurlar, sinirlenince küfür etmekten çekinmezler.

6-çok sinirlidirler demiş miydim?

Her şeye rağmen birlikte oldukları erkeği çok mutlu ederler. Özellikle hârika sevişmeleri ve ilişkiye özen göstermeleri takdir edilesi. Ne kadar zor olsalar da bir o kadar yaşanılası kadınlar. Akrep erkeği olarak kova kadınlarını fazlasıyla takdir ederim.