Belirli bir yaşa kadar evet ama meselâ 30'dan sonra beğeni kriterleri değişip başka hünerler önem kazanıyor. Şu an zerre önemi yok meselâ.
Tamamen partnerinle aranızdaki uyum ve duygusal durumla paralel. Seks dediğimiz paylaşım rakamlarla sınırlandırılacak bir şey değil.
Merak ettim.
Yozgat gibi bir şehirde çok kıllı ve dar olduğu ile urfa gibi bir şehirde epilasyonlu ve geniş olduğu nasıl tespit edilmiş:)
Yozgat gibi bir şehirde çok kıllı ve dar olduğu ile urfa gibi bir şehirde epilasyonlu ve geniş olduğu nasıl tespit edilmiş:)
Eli sikinde ergenin birisi sallamış işte ;)
instagram'ın insanların üzerindeki etkisine en son değineceğim.
instagram kullanmayan bir erkeğim. 2 yıl önce bi profil açıp tek bir resim koymuştum ve o günden sonra bir daha da girmedim, aklıma bile gelmedi çünkü her gün gördüğüm insanların attığı fotoğraflara bakmak saçma geliyordu. Belki instagram'ın iç dinamiklerini bilmiyor oluşum da bunda etkendir.
instagram'a ilgi göstermememin bir nedeni de facebook olabilir. 2009-10-11-12 yıllarında facebook'u aşırı hızlı kullanan, bağımlısı olanlardandım. Gün içinde işlerimi bırakıp saatlerimi geçiriyordum hattâ. Ne zamanki ilkokul arkadaşlarımızın tamâmını bulup akşam ne yemek yediğini öğrenecek kadar başımız göğe erdi, işte o zaman facebook bıktırmaya başladı. Sonra facebook üzerinden oyunlara sardık, sevgililer bulduk seviştik vs. En son yeter dedim, bu kadar saat geçirmenin anlamı yok. Yıllar sonra girmeyi düşündüm de ne şifremi hatırladım ne de mail adresimi. Zâten 75 yaşındaki âile büyüklerinin doluştuğu ve mezardaki ilkokul arkadaşlarını aradıkları yere dönüşmüştü iyice.
işte instagram'dan da bu gereksiz zaman savurganlığını yaşamamak için uzak durdum hep ve hiç anlam yüklemedim çünkü bence insanlar ''sen evde oturup nutella kaşıklarken bak ben phuket adasında ne cevizler kırıyorum'' minvalinde bir yarış hâlinde. Komik ve ergence gelmesinin dışında kime nâme yaptıkları ayrıca bir irdelenesi konu ama başka başlıkta.
Lâkin;
instagram'ın hayâtımızdaki yeri ve önemi ekmek-su gibiymiş. 1,5 yıl önce bir kadınla tanıştım ki muhabbet hârika gidiyorken bana güvenmediğini söyledi. Neden dediğimde instagram'ım yokmuş. Varsa da saklıyormuşum. Yâni instagram'ım olsa beni ve hayâtımı kolayca tanırmış.
Bakın bu bakış açısındaki kadınla diyaloğumu ânında kestim çünkü bence aptalın tekiymiş. Zirâ dünyânın yarısını gezmiş olan ben, gittiğim ülkelerden en süslü fotoğrafları alarak instagram'ımda yayınlayıp öyle manyak bir profil yapabilirdim ki o kadının mâbâdının kapağı kayardı ama bu tip bir yöntemi denemek aklıma bile gelmemişti. instagramdaki hayatlar göze sürme gibi bir şeydir, yalandır yâni. Bir insanı instagram'ı üzerinden tanımaya çalışmaksa en hafif tâbiriyle ahmaklıktır.
Bugün bile instagram'ım yok diye mağara adamı muamelesi gördüğüm doğrudurama bâzen olumlu tepki aldığım da oluyor, nâdirattan elbet.
instagram kullanmayan bir erkeğim. 2 yıl önce bi profil açıp tek bir resim koymuştum ve o günden sonra bir daha da girmedim, aklıma bile gelmedi çünkü her gün gördüğüm insanların attığı fotoğraflara bakmak saçma geliyordu. Belki instagram'ın iç dinamiklerini bilmiyor oluşum da bunda etkendir.
instagram'a ilgi göstermememin bir nedeni de facebook olabilir. 2009-10-11-12 yıllarında facebook'u aşırı hızlı kullanan, bağımlısı olanlardandım. Gün içinde işlerimi bırakıp saatlerimi geçiriyordum hattâ. Ne zamanki ilkokul arkadaşlarımızın tamâmını bulup akşam ne yemek yediğini öğrenecek kadar başımız göğe erdi, işte o zaman facebook bıktırmaya başladı. Sonra facebook üzerinden oyunlara sardık, sevgililer bulduk seviştik vs. En son yeter dedim, bu kadar saat geçirmenin anlamı yok. Yıllar sonra girmeyi düşündüm de ne şifremi hatırladım ne de mail adresimi. Zâten 75 yaşındaki âile büyüklerinin doluştuğu ve mezardaki ilkokul arkadaşlarını aradıkları yere dönüşmüştü iyice.
işte instagram'dan da bu gereksiz zaman savurganlığını yaşamamak için uzak durdum hep ve hiç anlam yüklemedim çünkü bence insanlar ''sen evde oturup nutella kaşıklarken bak ben phuket adasında ne cevizler kırıyorum'' minvalinde bir yarış hâlinde. Komik ve ergence gelmesinin dışında kime nâme yaptıkları ayrıca bir irdelenesi konu ama başka başlıkta.
Lâkin;
instagram'ın hayâtımızdaki yeri ve önemi ekmek-su gibiymiş. 1,5 yıl önce bir kadınla tanıştım ki muhabbet hârika gidiyorken bana güvenmediğini söyledi. Neden dediğimde instagram'ım yokmuş. Varsa da saklıyormuşum. Yâni instagram'ım olsa beni ve hayâtımı kolayca tanırmış.
Bakın bu bakış açısındaki kadınla diyaloğumu ânında kestim çünkü bence aptalın tekiymiş. Zirâ dünyânın yarısını gezmiş olan ben, gittiğim ülkelerden en süslü fotoğrafları alarak instagram'ımda yayınlayıp öyle manyak bir profil yapabilirdim ki o kadının mâbâdının kapağı kayardı ama bu tip bir yöntemi denemek aklıma bile gelmemişti. instagramdaki hayatlar göze sürme gibi bir şeydir, yalandır yâni. Bir insanı instagram'ı üzerinden tanımaya çalışmaksa en hafif tâbiriyle ahmaklıktır.
Bugün bile instagram'ım yok diye mağara adamı muamelesi gördüğüm doğrudurama bâzen olumlu tepki aldığım da oluyor, nâdirattan elbet.
işlerimle ilgili ankara'ya geldim ve uçakta her zamanki gibi kavga çıktı.
Sâdece Türkiye içi de değil, yurtdışındaki uçuşlarda da öyle. Bi kere roma'dan madrid'e gidiyordum, bir italyan takımının real madrid ile maçı mı ne varmış ne, italyanlarla ispanyollar birbirine girmişti. istanbuldan prag'a giderken de çekler kendi arasında kavga etmişti. Pekin'e giderken 2 ingiliz doktor tıbbi bir makale yüzünden kapışmışlardı. Bunun gibi daha bir sürü şey. Sosyal statü, donanım, kalifikasyon önemsiz. Benim olduğum uçakta illâ kavga çıkıyor benden bağımsız.
Bu seferse 3-4 sıra önümde evli çifte bağıran bi at hırsızı kılıklıya müdahale ederek olaya dâhil oldum. Uzun süren bağırışmalar sonucunda hostesler onu en arkaya, beni de başka yere aldı. Bi süre sonra arkaya tuvalete gittiğimde at hırsızıyla denk geldik, konuşup mevzûyu çözdük ve hattâ cankuş bile olduk derken bu sefer yan yana oturan iki adam başladı bağırışmaya. onları ayıralım derken hostesler geldi ve bizim de kavgaya dâhil olduğumuzu sandı. Benim bu at hırsızı, host'un birini itince çocuk yere yapıştı, olay büyüdü vs, inince polise verildik hâliyle:)
Derdimi anlatıp kurtuluncaya kadar canım çıktı. At hırsızı arkadaşı polis aldı bi güzel şikâyet olduğu için.
Bu hengâmede bana sipâriş verilen boyozları uçakta unuttum. Hangi şanslı pezevenk yiyecek acabâ:)
Sâdece Türkiye içi de değil, yurtdışındaki uçuşlarda da öyle. Bi kere roma'dan madrid'e gidiyordum, bir italyan takımının real madrid ile maçı mı ne varmış ne, italyanlarla ispanyollar birbirine girmişti. istanbuldan prag'a giderken de çekler kendi arasında kavga etmişti. Pekin'e giderken 2 ingiliz doktor tıbbi bir makale yüzünden kapışmışlardı. Bunun gibi daha bir sürü şey. Sosyal statü, donanım, kalifikasyon önemsiz. Benim olduğum uçakta illâ kavga çıkıyor benden bağımsız.
Bu seferse 3-4 sıra önümde evli çifte bağıran bi at hırsızı kılıklıya müdahale ederek olaya dâhil oldum. Uzun süren bağırışmalar sonucunda hostesler onu en arkaya, beni de başka yere aldı. Bi süre sonra arkaya tuvalete gittiğimde at hırsızıyla denk geldik, konuşup mevzûyu çözdük ve hattâ cankuş bile olduk derken bu sefer yan yana oturan iki adam başladı bağırışmaya. onları ayıralım derken hostesler geldi ve bizim de kavgaya dâhil olduğumuzu sandı. Benim bu at hırsızı, host'un birini itince çocuk yere yapıştı, olay büyüdü vs, inince polise verildik hâliyle:)
Derdimi anlatıp kurtuluncaya kadar canım çıktı. At hırsızı arkadaşı polis aldı bi güzel şikâyet olduğu için.
Bu hengâmede bana sipâriş verilen boyozları uçakta unuttum. Hangi şanslı pezevenk yiyecek acabâ:)
flört etmeden bir ilişkiye başlamak, dondurmayı hiç yalamadan tek parçada yutmak gibidir.
ilişki dediğin şey zâten karmaşık bir durum. bir sürü sorumluluk, belki biraz baskı, belki biraz endişe, belki kıskançlık, sâhiplenme ve kafayı yeme içerebiliyor. yâni dondurmayı mideye indirmiş hâlin.
ancak flörtleşme hâli öyle mi?
sâdece keyif alırsın. endişen yok, sâhiplenme olmadığı için kıskançlık yok, ne olduğu belli olmadığı için heyecan var, duyduğun güzel sözlerle hissettiğin haz var, tutku var, mutluluk var. yâni dondurmayı yalarkenki hâlin.
ben demiyorum ki dondurmayı yala yala sonra tükür. yavaş yavaş, tadını çıkara çıkara ye ki yediğine değsin.
biraz subliminal bir entry oldu sanırım ''yalamak-yutmak'' falan. ama ne demek istediğimi anlatabildiğimi sanıyorum. bâzı şeyler ancak bâzı duygulara dokundurularak anlatılabiliyor çünkü.
ilişki dediğin şey zâten karmaşık bir durum. bir sürü sorumluluk, belki biraz baskı, belki biraz endişe, belki kıskançlık, sâhiplenme ve kafayı yeme içerebiliyor. yâni dondurmayı mideye indirmiş hâlin.
ancak flörtleşme hâli öyle mi?
sâdece keyif alırsın. endişen yok, sâhiplenme olmadığı için kıskançlık yok, ne olduğu belli olmadığı için heyecan var, duyduğun güzel sözlerle hissettiğin haz var, tutku var, mutluluk var. yâni dondurmayı yalarkenki hâlin.
ben demiyorum ki dondurmayı yala yala sonra tükür. yavaş yavaş, tadını çıkara çıkara ye ki yediğine değsin.
biraz subliminal bir entry oldu sanırım ''yalamak-yutmak'' falan. ama ne demek istediğimi anlatabildiğimi sanıyorum. bâzı şeyler ancak bâzı duygulara dokundurularak anlatılabiliyor çünkü.
Nikâh, âile olma yolunda atılan ilk adımdır, sizi resmî olarak karı koca yapar. Ama aslında âile yapacak olanlar sadâkat, sevgi, saygı, anlayış, sabır, dürüstlük, empati, şefkât, tutku, hürmet ve bunun gibi daha nice değerlerdir. O yüzden; kolay evlenilebilir ama zor yuva edinilir, zor âile olunur.
Durduk yerde meriç de olmuşuz:) hani şurda 1 kişiyle konuşuyor olsam anlayacağım meriçliğimi ama o da yok.
Yalan mı söylediklerim? Git ekşiye, uludağ'a bi bak. eli sikinde gezip kadınlardan yüz bulamayan katıksız abazanlar, nickaltlarında ya da özel başlık açarak sataşmıyor mu:) hem de ağababasını yapıyor. Benim gördüğüm bu, reddedilen çoğu erkekte hazımsızlık oluyor valla.
Hani demişsin ya ''bi insanın kendi düşüncesi olamaz mı'' diye. Benim de reddedilen erkeğin hazımsızlığı üzerine bi düşüncem olamaz mı:)
Yalan mı söylediklerim? Git ekşiye, uludağ'a bi bak. eli sikinde gezip kadınlardan yüz bulamayan katıksız abazanlar, nickaltlarında ya da özel başlık açarak sataşmıyor mu:) hem de ağababasını yapıyor. Benim gördüğüm bu, reddedilen çoğu erkekte hazımsızlık oluyor valla.
Hani demişsin ya ''bi insanın kendi düşüncesi olamaz mı'' diye. Benim de reddedilen erkeğin hazımsızlığı üzerine bi düşüncem olamaz mı:)
(bkz: alarko carrier gerçek konfor)
5 dakika önce boşalmıştır. Birazdan ister.
Aşk olmadan seks, seks olmadan da aşk yarımdır, eksiktir.
çâre aşklı seks, seksli aşk.
çâre aşklı seks, seksli aşk.
erkekten erkeğe değişir elbette.
1-kafadenkliği :
en önemli unsurdur bu. iletişim kurabildiğiniz ve hayâta aynı pencereden baktığınız, zekâsı yüksek bir kadın direkt öne geçer, hem de bir hayli öne. Değişmez bir evrensel gerçek vardır ki zeki kadın seksi kadındır.
2-seksteki ortak zevklerin fazlalığı :
Bu biraz keşfedilerek öğrenilse de baştan kartlar açık oynanarak da öğrenilebilir. Kadın erkekle aynı noktadaysa yine direkt öne geçer. Gerçi bu zevkler tutmasa da kahraman yurdum özroccoları için çok da fark etmez.
3-seks sonraki süreç/beklenti :
Bunu göz ardı edemeyiz, etmemeliyiz. seviştikten sonra taraflar ne istiyor bu tutmalı. Yoksa ikisinden biri kesinlikle üzülecektir. Haa, erkek bu süreci umursar mı, çoğunun umrunda olmaz tabii ki.
1-kafadenkliği :
en önemli unsurdur bu. iletişim kurabildiğiniz ve hayâta aynı pencereden baktığınız, zekâsı yüksek bir kadın direkt öne geçer, hem de bir hayli öne. Değişmez bir evrensel gerçek vardır ki zeki kadın seksi kadındır.
2-seksteki ortak zevklerin fazlalığı :
Bu biraz keşfedilerek öğrenilse de baştan kartlar açık oynanarak da öğrenilebilir. Kadın erkekle aynı noktadaysa yine direkt öne geçer. Gerçi bu zevkler tutmasa da kahraman yurdum özroccoları için çok da fark etmez.
3-seks sonraki süreç/beklenti :
Bunu göz ardı edemeyiz, etmemeliyiz. seviştikten sonra taraflar ne istiyor bu tutmalı. Yoksa ikisinden biri kesinlikle üzülecektir. Haa, erkek bu süreci umursar mı, çoğunun umrunda olmaz tabii ki.
ibretlik masal:)
verilen mesaj da çok nettir ki ''sakın boşanmış kadınlara sarkma, çocuklara uçkur çözme yoksa çükünü keserler.'' şeklindedir.
verilen mesaj da çok nettir ki ''sakın boşanmış kadınlara sarkma, çocuklara uçkur çözme yoksa çükünü keserler.'' şeklindedir.
Anlaşılan yine bir erkek reddedilmiş ve reddedilmeyi hazmedeyip başlamış karşı tarafa yafta yapıştırmaya.
ayrıca abazalık değil, abazanlık. Öğrenin artık şunu.
ayrıca abazalık değil, abazanlık. Öğrenin artık şunu.
2 nedeni var hepimizin mâlûmu.
1-cinselliği gerektiği kadar yaşayamamak.
2-cinselliğe aşırı anlam yüklemek.
Hangi türk erkeği ilk kez seviştiği zamanlarda ''inanamıyorum ya, şu an sevişiyorum ben'' hissiyâtını yaşamamıştır ki. seks insan için ekmek ve su kadar gereksinimi olan bir ihtiyaçken üstelik.
1-cinselliği gerektiği kadar yaşayamamak.
2-cinselliğe aşırı anlam yüklemek.
Hangi türk erkeği ilk kez seviştiği zamanlarda ''inanamıyorum ya, şu an sevişiyorum ben'' hissiyâtını yaşamamıştır ki. seks insan için ekmek ve su kadar gereksinimi olan bir ihtiyaçken üstelik.
şu başlıkta yazılanları şaşırarak okudum. Ne bileyim, seks benim için 1+1'den ibâret olması hasebiyle nasıl oluyor da 3. ya da 4. kişileri alıyorsunuz aranıza şaşırıyorum. hele ki şu mmf denen olay, bunu yapan ergenliğinde arkadaşıyla berâber mastürbasyon da yapmıştır o zaman.
hakikî bir heteroseksüel bünye aslâ mmf olayını kabûl etmez, rahatsız olur bu durumdan. hetero kadınların da mff olayını kabûl edeceğini sanmıyorum hiç.
grup seks denilen hâdise bence biseksüel bünyeler için geçerli ve ayrıca bu işin sonu swinger denen foseptiği çıkmış mevzuya kadar gider. anlamıyorum, bir insan birlikte olduğu kadını/erkeği nasıl bir başkasıyla paylaşabiliyor vallahi anlamıyorum. Sanırım ben çok yanlış bir devirde yaşıyorum.
hakikî bir heteroseksüel bünye aslâ mmf olayını kabûl etmez, rahatsız olur bu durumdan. hetero kadınların da mff olayını kabûl edeceğini sanmıyorum hiç.
grup seks denilen hâdise bence biseksüel bünyeler için geçerli ve ayrıca bu işin sonu swinger denen foseptiği çıkmış mevzuya kadar gider. anlamıyorum, bir insan birlikte olduğu kadını/erkeği nasıl bir başkasıyla paylaşabiliyor vallahi anlamıyorum. Sanırım ben çok yanlış bir devirde yaşıyorum.
Bir dönemin ergen kuşağına cemal süreya abimiz tarafından verilen hedâye. zirâ filmin yayımlanmasına onay veren yayın kurulunun başkanıydı kendisi. Ne yüce gönüllüymüş cemal reis.
70lerde ve 80lerde seri olarak çekilen film ile 90ların ergen kuşağı olarak kendimizi keşfetmiştik. ebeveynlere yakalanma korkusunun heyecânı da cabası.
70lerde ve 80lerde seri olarak çekilen film ile 90ların ergen kuşağı olarak kendimizi keşfetmiştik. ebeveynlere yakalanma korkusunun heyecânı da cabası.
Yalnız geçen bir 14 şubat. Sevgilisi olanları kıskanarak ve bir parça da hüzünle.
Göt diyenler doğru olanı yapan erkeklerdir.
daha büyük göt, daha fazla kan pompalanması demek. bu da beyne daha fazla kan gitmesi demek. buradan hareketle nöron ve snapsların daha işlevsel oldukları anlamını çıkarabiliriz. yâni ne kadar göt, o kadar zekâ.
yerseniz.
daha büyük göt, daha fazla kan pompalanması demek. bu da beyne daha fazla kan gitmesi demek. buradan hareketle nöron ve snapsların daha işlevsel oldukları anlamını çıkarabiliriz. yâni ne kadar göt, o kadar zekâ.
yerseniz.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?