deniz ayısı

Asıl parladığı nokta; belli bir diyete uyulması gereken belli başlı hastalıklar ve bu hastalıklara sahip kişilerin hayat tarzındaki değişikliklere diyetin uyarlanmasıdır.

işler güçler gibi bir işe imza atabilmiş bir insan. daha eski işlerini bilmiyorum, filmlerine de pek meyletmedim ama bu adam benim için işler güçler'dir. sinematografisiyle, tekniğiyle, konusuyla, mizah anlayışıyla türkiye'den çıkan en özgün komedi olabilir. kardeş payı ise dış etkenlerle mi yoksa kendi insiyatifinde mi bilmiyorum ama; güzel başlayıp ipin ucunun kaçtığı bir dizi oldu. karakterler dönüştü de dönüştü, oyunculuklar abardı da abardı, volümler yükseldi de yükseldi, espriler uzadı da uzadı falan, olmadı. halbuki olabilirdi.
kadın karakterleri yazma şekli de ayrıca takdir edilesidir.

the x-files
oz
star trek: tng
battlestar galactica (2004)
house md
dexter
louie
avatar: the last airbender
south park
leyla ile mecnun

70'lerin ingiltere'sinden günümüze kadar gelebilmiş dinozorlardan. en son geçen sene bir albüm çıkardılar.
led zeppelin ve black sabbath'ın açtığı yolda blues rock ile başlamış, birkaç albüm sonra işin içinden blues'u çıkarıp yerine ateş, siyah deri ve metal parçaları ekleyerek heavy metal'in şekillenmesinde büyük rol oynamış gönül insanlarıdır. grubun en öne çıkan elemanı kuşkusuz eşek gibi tizlere oldukça hacimli bir şekilde ve vibratolarla çıkabilen, 4 oktav aralığa sahip rob halford olup kendinden sonraki bir çok vokali izinden sürüklemiştir. painkiller gibi bir başyapıt sonrası 15 senelik bir satış gerçekleştirdikten sonra baskılara dayanamayıp geri dönmüştür ve grup olarak tam gaz yollarına devam etmektedirler.

erkekler için konuşacaksak: baraj kuran futbolcu tedirginliği. prostatı büyüdükçe utanması da azalır.

Çift bas davul sesi.

yaratıcıları trey parker ve matt stone'un monty python aşkından doğan; gayfish, kyle's mom's a bitch, wendy's song, let's fighting love, uncle fucker gibi güldürürken hiç de düşündürmeyen ama yıllarca ağza takılıp kalan eserlerin çıktığı, ofansif ve edepsiz ama lafı gediğine oturtan abd mizahının edepsizlik kutbuna daha yakın olan; 'south park sessizliği', 'screw you guys, i'm going home' gibi kavramları dilimize kazandırmış stop-motion görünümlü dijital animasyon şaheseri. ünlülere, popüler kültür öğelerine çatır çatır dokundurmasıyla ünlüdür. mr slave'in paris hilton'u bütün olarak götüne sokup kasabayı kurtarması hala gözlerimin önünde mesela. ama zamanında muhammed peygamber'i çizdikleri bir bölüm, tv kanalının political correctness duruşuna kurban gitmişti. isa'yı şekilden şekle sokabilen dizi, muhammed'i yayınlayamamıştı.

modern sistemler için de iki adet adventure, ryo ortaya karışık video oyunu mevcuttur. the stick of truth ve the fractured but whole. ismine çok güldüğüm ikinci oyunu oynamadım ama the stick of truth gayet keyifli bir oyundu. oyunun bir kısmında büyüye maruz kaldıktan sonra boyut olarak küçülmemizi takiben yolumuzun ebeveynlerimizin yatak odasına düşmesi ve ebeveynlerimiz arka planda hunharca sevişip inlerken bizim mobilyaların üstünde yolumuza çıkan düşmanlarla savaşmamız, en sonunda da bossfight'ı yatakta, s..işen ebeveynlerin altında, babamızın sallanan taşaklarından kaçarak yapmamız tarifi zor duygular uyandırmıştı.

ingilicce sounding; sonu gelmeyen zevk arayışında gözünü karartan er kişinin, penisinin içine ince bir cisim sokma eylemi.

bunun ilerisi sondalama.

asıl işlevi kadınlarda memeyi emzirmeye hazırlamak ve süt yapımını uyarmak olan, bunun yanında seksüel fonksiyonların düzenlenmesinde de rol alan çok amaçlı hormon. adını da pro (önce) ve lakt (süt; laktasyon, laktoz, laktat) kelimelerinden alır. eğer normal sınırların üstündeyse libido düşüklüğü, kadınlarda adet düzensizliği ve normal dışı süt salınımı, erkeklerde erektil disfonksiyon görülür. normal sınırın altına indiği pek görülmez ancak görülürse de kadınlarda süt verememe, her iki cinste de kısırlık gibi etkiler olur.
son zamanlarda genel olarak depresif, fiziksel aktiviteleri az, seksten pek zevk alamayan insanlarda da ortalamanın altında prolaktin seviyelerine rastlandığı söyleniyor ancak bu durumlar mı prolaktin düşüklüğüne sebep oluyor yoksa prolaktin düşüklüğü mü bizi uyuz hale getiriyor bilinmiyor. zaten bu düşüklük de patolojik bir düşüklük değil. bu tarz ' a olayında b yüksek/düşük çıkmış' diyerek çat diye neden - sonuca ulaşmak 20. yüzyılın ilk yarısında kaldı.

(bkz: windowpane opethçisi)
(bkz: nothing else matters metallicacısı)

5,7'de iletişimin kesildiği bir prova oldu. 7,4'te görüşürüz.

(bkz: citation needed)
(bkz: kaynak götüm)

(bkz: penis büyütme teknikleri)

(bkz: gemi biraz sola mı çekiyor kuna)

Adının anlamı ve tarihçesi tartışmalı olan il. selçuklular burayı bizanslılardan aldıklarında leodikya olan ismi, ladik'e dönüşüyor. ama sonra türkmenlerin yerleşmesi, beylikler şu bu derken tengizli, tonguzlu, tunguzlu gibi isimler yaygınlaşıyor. eski tarihlerde burada çok domuz olduğu ve o nedenle 'domuzlu' gibi bir kelimeden türediği bir zamanlar çok anlatılırdı ancak günümüzde bu görüşü terketmiş gibi tarihçiler. müslümanlıktan mıdır yoksa hakikaten filolojik evrime aykırı mıdır bilmiyorum.
diğer teorilerden birisi zamanında burada çok büyük bir göl olduğu ve o nedenle en başından niyetin denizli demek olduğu. öteki de yerleşen boyların isminden türemiş olabileceği. tengiz gibi bir boy ismi varsa mantıklı görünüyor.
başlangıcı her ne şekilde olduysa zamanla ilin yer altı ve yer üstü su kaynaklarının oldukça fazla olması nedeniyle eninde sonunda çağrışım yaptığı için denizli'ye döndüğü aşikar. her mahallede harhar çeşmesi, her kazıda şapur şupur su akması, pamukkale, jeotermal kaynaklar falan filan derken 'ya tamam, denizli iyi, böyle kalsın' demişler.

aşk sınır tanımıyor, evet.

küçüklüğümün ve ergenliğimin uzun bir döneminde ingiliz memesine doyduğum yerdi.