confessions

arsenikiskyla

1. nesil Yazar - Yazar -

  1. toplam entry 185
  2. takipçi 4
  3. puan 8283

motivasyon

arsenikiskyla
güdü.

yıllar içinde değişen motivasyon anlayışı hakkında Stephen Covey'in çok güzel bir açıklaması vardır;

''Eskiden çalıştırdığımız insanların karnını doyurmayı yeterli görürdük, insanlar bizim gözümüzde birer mideden ibaretti.
Sonra insanların bir de kalpleri olduğunu keşfettik. onlara iyi davranmanın, insanca çalışma koşulları vermenin ve kalplerini kazanmanın önemini anladık.
daha sonra insanların bir de beyinleri olduğunun farkına vardık. anladık ki onların yaratıcı güçlerini harekete geçirebildiğimiz, katılımlarını sağlayabildiğimiz ölçüde hem onları daha fazla motive edebiliyoruz, hem de katkılarından daha fazla yararlanabiliyoruz.

şimdi ise görüyoruz ki;
insanın bedenini bütünleyen bir de ruhu var. insanların ruhuna hitap edebilmek, onlara bir amaç vermeye bağlı. insanlar kendi kişisel çıkarlarının ötesine geçen bir amaca hizmet ettiklerini bildikleri sürece mutlu oluyorlar, motive oluyorlar, heyecanla çalışıyorlar...''

driver 3

arsenikiskyla
istanbul'u da içine alan 3 büyük haritadan oluşan ve çıktığı dönemden bugüne yapımcısı atari'ye bir daha asla düzeltilemeyecek bir imaj, ve oyun dünyasında asla affedilemeyecek suçlar bırakmış skandallarla dolu oyun.

hikayenin en başına dönelim, yani 1999'a.

1999 ve 2000 senelerinde çıkan driver oyunları o dönem için türünün en iyi örnekleriydi. şöyle ki tüm oyun medyası sadece driver'lardan bahsediyor ve inanılmaz şekilde oyunu övüyorlardı. tabii atari de iki başarılı oyundan sonra üçüncü oyunu yapmak için kolları sıvamıştı. o dönemler gta markası henüz üçüncü boyuta geçmemiş, dolayısıyla driver için dişli bir rakip değildi. ta ki driver 3'ün geliştirmesi sürerken 2001 tarihinde piyasaya çıkan gta 3'e kadar. gta 3 driver'ın zaten yaptığı şeyleri bir adım öteye taşıyor, 3d açık dünya keyfinde zirveyi temsil ediyordu. haliyle bu durum atarinin ve oyunun geliştirici ekibi reflections'ın uykularını kaçırıyordu.

driver 3 geliştirme süreci sürerken rockstar bir atak daha yaptı ve hala oyun tarihinin en büyük efsanelerinden kabul edilen vice city'i ekim 2002'de piyasaya sürdü. gta 3 ve vice city öyle olumlu eleştiriler almıştı ki, tüm oyun dünyası sadece bu iki oyundan bahseder olmuştu. tabii öte yandan bu durum atarinin üzerindeki baskıyı arttırıyor, atari de driver 3 yapım sürecini hızlandırmak için milyonlar harcamaktan çekinmiyordu. yine enis kirazoğlu'nun bu seriyi anlattığı mini belgeselinde söylediği üzere, driver 3'e öyle bir para harcanmıştı ki, sadece yapım maliyetini çıkartabilmek için 4 milyon satması gerekiyordu. işte tam böyle bir ortamda rockstar games oyun dünyasının yine en büyük efsanelerinden kabul edilen san andreas'ın duyurusunu yaptı. atari daha 1 oyun geliştirememişken rockstar 2 harika oyun geliştirmiş, 3. oyunun da yapımını büyük oranda yarılamıştı. ve gta sa öyle şeyler vaat ediyordu ki, atarinin üzerindeki baskı iyiden iyiye artıyordu.

tarihler 2004'ü gösterdiğinde rockstar, san andreas için çıkış tarihini ekim 2004 olarak belirlemişti. atari de driver 3 için aynı tarihleri söylüyordu. ama daha sonra gta gibi bir markayla başa baş rekabete girişmemek için oyunun çıkış tarihini haziran 2004'e aldılar. ama ortada büyük bir problem vardı. driver 3 bitmemişti ki. bırakın bitime yakın olmayı, birçok mekaniği tam olarak oturtulmamış, optimizasyon işine ise hiç girişilmemişti. ama atari oyunu haziranda çıkartmakta kararlıydı. oyunun son halini inceleyen atari yetkilileri gerçekten de oyunun rezalet durumda olduğunu fark etmişlerdi. ama çıkarmaktan vaz mı geçtiler? hayır, daha rezil bir yönteme başvurarak iki oyun dergisine para karşılığı inceleme yaptırdılar. biri xbox world olan bu oyun dergilerinin ikisi de driver 3'e 9 puanı çakmış, o dönem aç kurtlar gibi driver bekleyen oyuncuları iyice heyecanlandırmıştı.

tabii çıkış tarihi geldi ve tüm gerçekler göz önüne serildi. oyun tam anlamıyla bir felaketti ve çok kısa sürede oyuncuların xbox world dergisinin bağlı olduğu şirketin forumlarına yığılmasına sebep oldu. tabii firma kötü yorumları silip, bir de atarinin parayla tuttuğu sahte driver övücülerinin yorumlarını ön plana çıkarınca oyuncuların öfkesi iyice arttı.

sonuç olarak driver 3 1 milyon satış adedini bile aşamadı ve yapımcısı atariye yüz milyonlarca dolar zarar bıraktı. gta san andreas'ın da mükemmel çıkışıyla ikinci tokatı yiyen atari tüm sinirini reflections isimli yapımcı stüdyodan çıkardı ve stüdyonun başındaki ismi kovdu.

bir zamanların konsol devi, e.t oyunuyla piyasanın çökmesini sağlayan ama sonra üçüncü parti geliştirici olarak bir şekilde imajını koruyan atari, driver 3 olayından sonra oyun dünyasında bir daha asla saygın bir yere sahip olmadı.

rockstarsa bildiğimiz gibi, birçok kimseye göre gelmiş geçmiş en iyi oyun firması.

playstation

arsenikiskyla
3 aralık 1994 yılında çıkan, ve çıktığı günden bugüne oyun dünyasında inanılmaz bir değere sahip olan konsol.

ortaya çıkış hikayesi de çok ilginçtir aslında. o dönemlerin oyun devi nintendo yeni piyasaya süreceği 64 bit konsolu için cd rom medyasını kullanmak istiyordu. tabii dönemin cd rom devi de sony olduğundan, nintendo ile sony bi' ortaklığa gitmişti. nintendonun yeni konsolunun cd rom bölümünü sony tasarlayacak ve üretecekti. hatta yakın zamanda ortaya çıkan görsel, yapılması planlanan konsolun tam olarak şu şekilde olacağını gösteriyordu.

playstation

tabii ortaklık sürerken nintendo sözleşmeyi gözden geçirdiğinde sony'e inanılmaz fazla hak verdiğini fark edip tek taraflı olarak sözleşme feshi yaptı. ama sony de madem ben bu kadar ilerlemişim, kendi konsolumu kendim çıkarayım dedi ve sonuna kadar giderek 1994 senesinde playstation 1'i çıkardı. ve bu konsol öylesine başarılı oldu ki, nintendo kendi eliyle yarattığı canavardan satış adedi olarak tam 3 kat fark yemişti.

playstation

ps2'nin piyasaya çıkışından sonra birkaç yıl daha piyasada kalan ps1 tam tamına 110 milyon civarı satmış, en büyük rakibi nintendo 64 ise 40 milyonu aşamamıştır.



e.t. the extra-terrestrial

arsenikiskyla
filmiyle aynı ismi taşıyan ve atari 2600'e özel olarak çıkan aralık 1982 yapımı oyunu, oyun tarihinin en kötüsü olarak bilinir ve 1983 video oyun krizine yol açmıştır.

baya baya bu oyun yüzünden sektör inanılmaz bir çöküş yaşamış, 1985'te nes ve mario dönemi başlayana kadar da kriz derinleşerek devam etmiştir.

tabii bunun başlıca sebebi 80'lerin başında her yerin klon konsollar ve birbirinden niteliksiz yüzlerce oyunla dolmasıdır. atari o dönemin en büyük ve en güvenilir firması olmasına rağmen e.t. markasından hemen para kazanmak istemiş, efsanevi oyun yapımcısı howard scott warshaw'a oyunu bitirmesi için sadece 6 hafta süre vermiştir. haliyle ortaya çıkan oyun da o kadar rezildir ki, milyonlarca satılmasına rağmen kısa süre sonra satılan oyunların yüzde 85'i iade edilmiştir. atari de bir anda milyonlarca oyunla baş başa kalınca oyunları new mexico çölünün ortalarında bir yerlere gömmüştür. o dönemler bu çok büyük bir şehir efsanesi olarak oyuncular arasında kulaktan kulağa yayılmış ve 2014 yılında yapılan kazılarla da resmiyet kazanmıştır. baya baya 1 milyona yakın oyunu toprağın altına gömmüş adamlar.

e.t. the extra-terrestrial


neyse efendim, bu kriz yukarıda da yazdığım gibi 1985 yılına kadar sürmüş, nintendo efsanevi konsolu nes'i piyasaya sürüp, konsola çıkan her türlü 1 ve 3. parti oyunları bizzat deneyimlemiş, yalnızca iyi olanlara nintendo kalite belgesi vererek piyasaya sürmüştür. yanisi atari 2600'a 1 firma yılda 7-8 oyun yapabiliyorken nintendo bunu 2 ile sınırlı tutmuş ve yapılan oyunları da önce kendi ekibine oynatıp onay verdirtmiştir. bu da haliyle insanların tekrardan oyun oynamak için konsollara yönelmelerine sebep olmuştur. yani en anlaşılır haliyle söylemek gerekirse oyun sektörünü bugünlere getiren firma nintendo olmuştur. nes konsolu ise bize mario, zelda, metroid, kirby, final fantasy, metal gear, mega man gibi bugün bile konuştuğumuz oyun tarihinin efsanelerini tanıtmıştır.

amerikan dizilerinin türk dizilerinden farkı

arsenikiskyla
türk dizileri toplumsal durum ve arz-talep neticesinde şekillenirler. maalesef halkımız da bunları izlemekten genel manada keyif aldığı için yıllardır türk dizilerinin kalitelerinde bir artış yok. yapımcıların da hedef kitlesi new school gençler değil, gece evinde çayını kekini yerken tv izleyen ev hanımları.

televizyonun tamamen sansüre bulanmadığı zamanlarda birkaç güzel yapım gördük ama şu an blutv dışında nitelikli denebilecek türk dizisi izleyebileceğimiz bi' platform yok.

benim sevdiğim ve türk dizi seviyesinin üstünde bulduğum blutv yapımları ise şöyle;

Behzat ç; eski tadını verip vermediği tartışılır. Ama parmak bastığı konular ve işleniş gayet iyi.
7yüz; kesinlikle yapılmış en iyi işlerden biri. her saniyesi gergin geçen ve 7 farklı hikayeyi anlatan harika bi' yapım.
masum; blutv'nin ilk internet dizisi. Haluk bilginer, ali atay, nur sürer gibi oyuncuların taşıdığı ve konusu da ilgi çeken bir yapım. netflix'e satılmış ve tüm dünyadaki netflix kullanıcılarına sunulmuştur.
bartu ben; işler güçlerin bartu küçükçağlayan versiyonu denebilir. şahsen izlerken keyif aldım. nazlı bulum milliyetçisiyiz.
bozkır; özgün bi senaryo, farklı bi deneme. 7/10 diyorum.
dudullu postası; serkan yılmaz'ı seven biri olarak onur ünlünün çektiği bu diziyi de izlerken baya keyif aldım. hazal ergüçlü ve şu ara mucize doktor sayesinde baya üne kavuşmuş taner ölmez başrolde.
sıfır bir; şahsen izlediğim bir dizi değil, mahalle kültürü, serserilik vs ilgimi çeken şeyler değil. ama bu atmosferi gayet iyi yansıttığı ve oyunculuklarının doğallığıyla birçok entel kesimin bile ilgisini çekmiş bir dizi. haa genel kitlesi maalesef o mahalle kültüründeki tipler ama, yapım olarak fena değil.

açıkçası severek izlediğim ve 1 aylık blutv üyeliği ile bile tüketilebilecek uzunlukta olan bu dizilere bi' göz atmanızı tavsiye ederim. yukarıdaki yapımların tümü hakan the protector saçmalığını donunda sallar. belgesel falan seviyorsanız da erkan canla güven kıraç'ın mini belgeseli ''bize gezmek olsun''u, 140journos'un blutv'ye özel hazırladığı parayı vuranlar'ı ve son dönemde çıkan pavyon belgeseline bi' göz atabilirsiniz.

sevgiler. hayır bu entry reklam değildir.

avratta sahtecilik

arsenikiskyla
asla kendini kaybedecek kadar içmediğim, karşımdakinin de makyaj seviyesinden az çok neye benzediğini tahmin edebildiğim için tek gecelik ilişkilerimde başıma gelmemiş ama sosyal medya vasıtasıyla bir kez tuzağına düştüğüm sahteciliktir. Normalde sanaldan biriyle konuşup işi flörtlüğe kadar ilerletecek bir insan değilim, şu ana kadar yaşadığım her ilişkinin veya flörtün ilk adımını reel hayatta gidip konuşarak atmışımdır, ama bir anlık zaaf mı yoksa o anlık yüksek libidoyla mı oldu bilmem bir hanımefendiye sanaldan yürümüştüm. ve fotoğrafları da 10/10'du. 2 haftalık konuşma sürecinden sonra buluşunca acı gerçek yüzümüze çarpmıştı tabii. profesyonele yakın seviyede photoshop kullanan biriyim, ben bile hiç kimseyi o kadar değiştiremem efekt kullanarak. işin kötüsü yani çok efektli de durmuyordu. artık nasıl bir açıdan çekiyorsa...

neyse efendim hayvanlık olmasın diye kaçıp gitmedik tabii. kızın da kalbini kırmadan akşam flörtü sonlandırdım.

peki bir daha sosyal medyadan birine yürümek mi? never.

sasha grey

arsenikiskyla
porno sektöründen elini ayağını çekeli 8 yılı aşkın zaman olmasına rağmen hala insta ve twitter gönderilerinin altı ''pls come back to porn'' tarzı yorumlarla doludur.

kadın vakti zamanında bu işi yapmış ve bırakmış, bi' salın artık be. yıllardır bıkmadan usanmadan yazıyor herifler dön diye.

need for speed heat

arsenikiskyla
henüz oynama fırsatı bulamadım ama gameplay videolarından gördüğüm kadarıyla biraz forza horizon'dan esinlenmiş gibiler.

Bunun yanında fiziği eskiye oranla bir tık daha iyi duruyor. en azından tamamen arcade yerine, forza tarzı yarı arcade yarı sim benzeri bir formül denemişler, yüzde 75 arcade yüzde 25 sim oranlı bir oynanış çıkmış.

Para verip alınır mı? Açıkçası iflah olmaz bir forza bağımlısı olarak yerimden yurdumdan taşınıp NFS topraklarına geçmeyi şimdilik düşünmem ama EA Access ile erişilebilir konuma geldiğinde xbox'a indirir oynarız.

Ha bir de diliyorum ki downgrade edilmiş bir versiyonu switch'e gelir. işte o zaman para verip alınabilir.
3
arsenikiskyla arsenikiskyla
Direkt forza horizon 4 yapmış adamlar
arcq and arc arcq and arc
acayip benziyor hem de :D

lokmacı furyası

arsenikiskyla
nihayet sonuna gelmiştir.

son yıllarda malum türkiye'de bir şey tuttu mu her köşe başında bir tane türüyordu.

İlk olarak etsiz çiğköfte geldi, hayatımızda yer edindi. Bu furyalar içinde en başarılı olan da o oldu gerçi, açılan dükkanların yüzde 60-70'i tuttu.

sonra butik hamburger furyası çıktı. teker teker battılar.

şimdi de bu lokmacı şeysi çıktı. ulan sokakta beleşe dağıtılan şeyin üstüne çikolata döküp 15 tl para istemek nedir? daha kötüsü 1 yıldır falan ilk açılan lokmacılar paraları avuçladılar. Şimdi son açılanlar tek tek batmaya başlamış. misal edirnede bir lokmacı açıldığı hafta kapattı dükkanı.

sıradakinin ne olacağını göreceğiz bakalım. artık karamelli kokoreç mi çıkar, nescafeli tost mu türer bilemeyeceğim...

adamlar

arsenikiskyla
piyasaya çıktıkları günden bu yana en sevdiğim grup.

Şöyle kendi zevkime göre 5 şarkılık bi' best of yapacaksak;

1- Sarılırım birine
2- Adını başkasının koyduğu çocuklar
3- yanmış içinden
4- ateş ederim
5- insanın düştüğü durumlar

Bunlar benim için 10/10 parçaları. diğer tüm parçaları da 8/10 üzeridir bence.

edirne

arsenikiskyla
Marmaradan fazla uzaklaşmadan sakin, huzurlu ve güvenli bir hayat sürmek isteyenlerin uğrak noktası olan şehrim.

Kısaca bahsedersek;

- Yunanistan'a sadece 15 dakika. Sıcak hafta sonları bisikletle yunanistan'a geçmek, uzun bir tur yapmak çok zevkli olay.

- En yakın fay hattı 170 km ötedeki Şarköy. Dolayısıyla 4. derece deprem bölgesinde yer alıyor. Hatta şöyle bir şey diyeyim, Edirne, türkiye'de eski binaların yeni binalardan daha sağlam olduğu nadir şehirlerdendir. çünkü türkiye'nin en iyi kumu meriç nehrinde bulunur ve eski evler bu kumlardan özenle inşa edilmiştir. Beton dayanımları inanılmazdır. Arkadaşın 94 yapımı evine bi led tv monte edene kadar bi' ağlamadığımız kalmıştı.

- Turist olarak sadece avrupalı turist görürsünüz. her hafta bulgar, yunan, romanyalı on binlerce insan edirne'ye akın eder. sarı sarı insanlar görürsünüz yani sokaklarda. ve kibar tiplerdir. şahsen biraz yunanca bilen biri olarak yunanların muhabbetinden aşırı keyif aldığımı söylemem lazım. son yıllarda zenginleşmelerine, özellikle türkiye'den inanılmaz ucuza alışveriş yapıyor olmalarına rağmen hükümetten şikayet ederler sürekli. sonra gözümün önünde 4'lü biralardan 10 tane alır giderler. ben de arkalarından bakakalırım.

-şehrin sarhoş gezdiği miti de doğru sayılır. ama içip aşırılık yapan bulmak zordur. edebiyle içmeyi bilen bi' şehir denebilir. gece kimse kimseyi rahatsız etmez. birkaç mahallesi dışında her yer güvenlidir.

- son olarak, tamamiyle atatürkçü bir şehirdir. milli bayramlarda tüm şehir şenlik alanına döner. her yer 50+ chp'li sarışın kukunalarla dolar.

iş imkanınız varsa gelmek için bir dk. düşünmeyin derim. sosyal imkanları tabii ki bir büyükşehir gibi değil ama, biraz sükunet arıyorsanız yakın civarda daha iyi bir şehir bulmak mümkün değil.

gayler nasıl sevişir sorunsalı

arsenikiskyla
ilk soru: bu cevabı olmayan bir soru. kişiden kişiye göre değişir. ama genellikle ilişkide biri aktif, diğeri pasif rolü üstlenir.
ikinci soru: ağızlarıyla anlıyorlar. konuşmak adı verilen bir eylem vasıtasıyla aktif mi pasif mi olduklarını öğreniyor, ona göre ilişki yaşıyorlar.

sevgiler.

not: hetero

cinselşeyler

arsenikiskyla
Ekşi sözlüğün ''Pena'' kanalına benzer, biz de ''meme'' isimli bir kanal açıp ünlü simaları davet edebiliriz.

''Pierre woodman cinsel sözlük yazarlarının sorularını yanıtlıyor.''
3 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol