evde 13 cm topuklum var. ilk baslarda cok zorlanmıştım. ayağın normalde kullanmadığımız bir kasına hitap ediyor. ilk baslarda o cok yorulurdu, parmak ağrısından ziyade. 20 dk ancak giyebilirdim. şimdi bir iki saati devirebiliyorum. evet bir işkence gibi ama çıkartınca yine ayak o pozisyonu arıyor. güzel bir hissi var o acıdan ziyade bir teması var. ve alışınca, ritmide tutturabilirseniz rahat rahat koşturabiliyorsunuz.
yani demem o ki size, o düğünlerde 10 cm üzeri topuklularla göbek atan kızlar pekte savunmasız değiller, o ayakkabılarla
yüksek topuklu ayakkabı giyen kadının savunmasızlığı
Yaşadığımız yüzyılda konfor ve estetik arasında kalan pek çok kadının dilemmasıdır bu. Topuklu ayakkabı her ne kadar başlangıçta erkekler için tasarlanmış olsa da kadınlar arasında popoyu geriye atıp bacakları uzun gösterdiği için kısa sürede popüler olmuştur.
Oysa Bir kadın Topukluyu eline alıp silah gibi kullanmadığı sürece son derece savunmasızdır. Filmlerde kovalamaca sahnesindeki kadın kahramanın ilk yaptığı şey eğilip topuklularını eline almaktır. Çünkü estetik bir görüntü vermesine rağmen topuklu kadını yavaşlatır, acı çektirir ve sakatlanmasına yol açabilir. Kimi feministlere göre topukluyu tasarlayan erkek tasarımcının gerçek amacı da zaten budur.
İlk problem giyilen İlk yarım saatin sonunda tabanın ön kısmının yanmaya başlaması ve Topuk yüksekliğine göre bu basıncın artmasıdır. Kadının Rahat yürüyebilmek hatta ordan oraya koşturabilmek için zaten ayaklarının ucuna basar gibi yürümek zorunda olduğu düşünülürse çekilen işkencenin boyutları iyice ortaya çıkar.
Diğer bir problem bilek burkulmasıdır. Kadın Topukluyu Düğünden düğüne giyiyorsa ip üstünde yürüyen acemi bir cambazdan hallicedir. özellikle basamaklı ortamlarda düşüp bileğini inciten topuklu mağduru çoktur.
Bugün en klas.k ayakkabı markalarının bile vitrinlerinde spor ayakkabı modelleri görsek de, koşmak zorunda kalmayacağımız durumlar için hala topuklu ayakkabı alıyoruz.
Topuklu ayakkabı Seksiliğin ve kadınsılığın sembollerinden biri olmaya şimdilik devam ediyor gibi.
Oysa Bir kadın Topukluyu eline alıp silah gibi kullanmadığı sürece son derece savunmasızdır. Filmlerde kovalamaca sahnesindeki kadın kahramanın ilk yaptığı şey eğilip topuklularını eline almaktır. Çünkü estetik bir görüntü vermesine rağmen topuklu kadını yavaşlatır, acı çektirir ve sakatlanmasına yol açabilir. Kimi feministlere göre topukluyu tasarlayan erkek tasarımcının gerçek amacı da zaten budur.
İlk problem giyilen İlk yarım saatin sonunda tabanın ön kısmının yanmaya başlaması ve Topuk yüksekliğine göre bu basıncın artmasıdır. Kadının Rahat yürüyebilmek hatta ordan oraya koşturabilmek için zaten ayaklarının ucuna basar gibi yürümek zorunda olduğu düşünülürse çekilen işkencenin boyutları iyice ortaya çıkar.
Diğer bir problem bilek burkulmasıdır. Kadın Topukluyu Düğünden düğüne giyiyorsa ip üstünde yürüyen acemi bir cambazdan hallicedir. özellikle basamaklı ortamlarda düşüp bileğini inciten topuklu mağduru çoktur.
Bugün en klas.k ayakkabı markalarının bile vitrinlerinde spor ayakkabı modelleri görsek de, koşmak zorunda kalmayacağımız durumlar için hala topuklu ayakkabı alıyoruz.
Topuklu ayakkabı Seksiliğin ve kadınsılığın sembollerinden biri olmaya şimdilik devam ediyor gibi.
böyle mi?
anal seks içeren pornoların çoğunda da vardır. özellikle lazy doggy içeren bir anal pornosunda topuklular ile yatan bir kadının erkek karşısında dominasyonu kabul edilmişliği vurgulanır. ayakların geri çekilerek karşı gelme isteği ama bunun başarısız olduğu hareket eden büyük topuklular ile ortaya çıkar.
Özellikle malum bozuk yüzeyli yollarımızda koşuştururken fark edilen durum. Dağ ayakkabısıyla yürüsek bile bastığımız yere sık sık bakmak zorunda hissettiğimiz yollarda topuklu ayakkabı giymeyi ne yazık ki bıraktık.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?