theperfectmaster

erkek egemen dünyada erkeğin kadına biçtiği ikinci sınıf insan rolünü kabullenen ve seve seve üstlenen bir kadın tiplemesidir. erkek egemen kültür kadını adeta edinilecek bir mülk yerine koyar. kezban da bu mülk kimliğini benimsemiştir. erkeklerin adeta bir ödül gibi kendisinin peşinde koşması gerektiğini düşünür, ardından kendini en çok hak ettiğini düşündüğü kişiye sunacaktır.

'evlenmeden olmaz', 'kocam beni döver de sever de', 'benim erkeğim diyeceğim kişi beni taşıyabilmeli' gibi cümleleri ünlüdür. sürekli evlilik hayali kurar, hayattaki en büyük aşık olduğu kocinden yaptığı çocukların annesi olmak ve hayatının kalanını onların başarılarıyla övünmekle geçirmektir. ev işleri haricinde kendini geliştirmek gibi bir gayesi yoktur, hayattaki görevi iyi bir eş ve anne olmaktır. sığ, cahil ve vizyonsuzdur.

elbette bu özelliklerin hepsi tek bir bünyede toplanmaz. bu bir karikatürizasyondur. ancak kezban denen kadınların bu saydığım ve saymadığım daha pek çok kezbanvari özelliklerin bazılarını bünyesinde toplayan kişilere denir. genel olarak kezban olmayan kadınların yer yer kezbanlaştığı da görülmektedir.

Tam hali "gökten .m yağsa bize y.rrak düşer, o da yerden seker g.tümüze girer" şeklinde olan ve şanssızlık belirten bir atasözüdür. "Bahtsız bedeviyi çölde kutup ayısı s.kermiş" sözünün bir benzeridir.

Cevap: 1) kadının seks yapması ayıplanıyor da ondan. Seks yapan kadına kaşar, o.ospu, motor vb. Birçok hakaretamiz yakıştırma yapılıyor. Erkeğe yürü be koçum deniyor.

2) kadın için seks zaten basit bir şey. Bir tinder açsa düz siyah ekran fotoğrafı koysa bile yüz tane erkeği bir saatte kapısına dizer kadın. Dolayısıyla sekse öyle erkek gibi heves etmiyor. Nasıl olsa istediği zaman ulaşabileceği bir şey.

3) Kız çocuğu hep korumacı yetiştirilir. Erkek amcalara pipisini gösterirken Kız çocuğuna açılan eteğini hemen kapatması gerektiği öğretilir. Bunlar da tabii alışıyorlar kendilerini hep korumaya ve geri çekmeye.

4) kızlar duygusal olur. Bunun da yetiştirme tarzıyla alakası var. Belki kadın doğasıyla da alakası vardır, bilemiyorum. Ama kadınlar hep masallarla, romantik komedilerle, aşk romanlarıyla, televizyonlardaki dizilerde gördükleri aşk hikayeleriyle büyüyorlar. Bundan 15 yıl geri git, üniversite çağından önce tek bir kadın göremezsin ki fuck buddy veya one night stand (tek gecelik ilişki) kavramlarına aşina olsun. Şimdi bile genç kızlar epey bir süre böyle kavramlardan bihaber yetişiyorlar, duyduklarında da önce iğreeeenç diyorlar. O zamana kadar Bildikleri Tek Şey aşk çünkü. Sadece onu görüyor etrafında.

5) kadınlar geri zekalıdır. Yani her zaman değil, hepsi değil ama çoğu böyle. Bu saydığım maddeleri okuyan herhangi bir kadına Bunun böyle olduğunu anlatamazsın, hayır bu benim özgür irademle yaptığım kendi seçimim falan der. Benim ailem çok moderndi der. Özgür bıraktılar beni der. Veya işte erkeğe suç bulur, yok siz nasıl yaklaşacağınızı bilmiyorsunuz falan gibi bahaneler üretir. Lan seks bu, doğal, içgüdüsel bir şey. Neden bunu yapmak için önceden bilmem gereken bir yaklaşım tarzı olsun? içimizden gelecek yapacağız. Ama anlatamazsın bunu bir kadına, kafa gitmiştir çünkü.

Böyle olunca da uğraşıp didiniyorsun, peşinde koşuyorsun ki anca istediğini alabilesin. Hayat zor.

benim için avukatlık ve akademisyenlik başta geliyor.

iyi s.kilmemiş kadın sendromu.

seks bir ihtiyaçtır. bu ihtiyacını gidermeyen insanlarda cinsellik içgüdüsü bazı sorunlara yol açar. erkekler genelde bir yolunu bulup, en olmadı karıya gidip bu sorunlarını çözerler ancak kadınlar küçük yaşlardan beri baskı görmenin etkisiyle cinsellik içgüdülerini eyleme dökmek konusunda sıkıntı yaşayabilirler. eyleme dökülmeyen cinsellik ise agresiflik, dengesizlik, huysuzluk, aksilik şeklinde dışa vurulur ve diğer insanların asabını bozar. böyle kadınların sorununa genel olarak isks adı verilir. bunlar şöyle güzelce bir s.kildikleri zaman bir şeycikleri kalmaz. ertesi gün pamuk gibi olurlar, yüzleri güler ve neşe saçarlar.

işin aslı şu ki, insanlar belli bölgelerinden zevk alma konusunda tercih sahibi değildir. erkek olarak anüsünüze bir şey girdiğinde ve oradaki sinirleri uyardığında ister istemez zevk alırsınız. bu kadın için de geçerlidir. kadınlar da vajinal olarak temasa maruz kaldıklarında kendi rızaları dışında olsa bile zevk alırlar. bunun sebebi, cinsel uyarılma eyleminin otonom sinir sistemi denen mekanizma tarafından büyük ölçüde bilincin kontrolü haricinde gerçekleştirilmesidir. yani günümüzde heteroseksüel erkeklerin çoğu homofobik olduklarından dolayı anüslerine bir şeyin girmesi düşüncesinden irrite olurlar ancak bu anüslerine bir şey girdiği takdirde zevk alacakları gerçeğini değiştirmez.

testosteronun yanlış yazılmış adıdır. çoğu kişi testosteronun böyle yazıldığını sanır.

aptalların başka aptalları meşhur ettiği bir mecra.

misyoner pozisyonu kadının sırt üstü yattığı, erkeğin de boylamasına kadının üstüne çıktığı en basit ve ilk uygulanan seks pozisyonlarından biridir. kadınlarda erkekle yüz yüze bakamadığı pozisyonda aşağılandığını hissetme eğilimi vardır, bu yüzden sekse yeni başlayan kadınlar; yüz yüze bakılan, basit ve kolay uygulanabilen misyoner pozisyonunu tercih ederler. kelime anlamı olarak hristiyan olmayan ülkelerde hristiyanlığı yaymakla görevlendirilmiş dinî çalışanlara verilen bir isimdir. türkçeye geçmeden önce misyoner pozisyonu halk arasında köylü s*kişi olarak bilinirdi.

değişken bir koşula bağlı erkektir o. mesela o anda seks yapmak istemeyen erkek, veya o kişiyle seks yapmak istemeyen erkek, veya orada seks yapmak istemeyen erkek olabilir ama genel anlamda seks yapmak istemeyen erkek olmaz.

meriç kelimesi umut sarıkaya'nın aşağıda görebileceğiniz karikatüründen doğarak literatüre girmiş bir erkek ismidir. bütün taylanların esmer ve yavşak olması gibi 'bu sinsi tiplerin adı da hep meriç'tir' varsayımından yola çıkan karikatürdeki tiplemenin fazla yayılmasının ardından bu sinsi tiplere meriç yakıştırması yapılmıştır. böylece meriç 'üzüleceğin bir şey yapma burcu' tarzı sözler söyleyen gevşek tiplerin genel adı haline gelmiştir.

bu tipler kadınların en yakın arkadaşı olup sinsice fırsat kollar ve sevgiliden ayrıldıkları zamanlar gibi en duygusal anlarında yanlarında olup destek vermek ayağına kadınları yatağa atmaya çalışırlar. kadınlar da bazen alkolün etkisi, yalnızlık, çocuğun uzun zamandır peşinde koşuyor olması, regl öncesi aşırı yükselmiş libido vb. nedenlerle bu tiplerle bazen yatarlar, bazense ilgisini bir süre sömürdükten sonra kovalarlar.

kadın erkek ilişkilerini ele alan bir doktrindir. erkek açısından bakar, cinsiyetçidir ve büyük ölçüde evrimsel psikolojiye dayanır. adını matrix'te neo'nun yuttuktan sonra gerçek dünyayı gördüğü kırmızı haptan (the red pill) alır. bu öğretiyi benimseyenler, kendilerine karşı çıkanları blue pill'ciler olarak adlandırır ve gerçekleri görmeyi reddedenler olarak kategorize eder. kimi zaman faydalı bilgiler, tespitler, tavsiyeler içerebiliyor olsa da çoğunlukla taraflı bir bakış açısından zararlı, yanlış ve eksik görüşler sunar. eleştirel bakılması tavsiye edilir.

bu kelime aslında azmak kökünden türemiştir. önce azmış kişi anlamında azan denmiş, ardından bunun pekiştirilmesiyle apazan (kıpkırmızı gibi) kelimesi ortaya çıkmış, sonunda da dönüşümle abazan olmuştur. uydurdum ama neden olmasın?

bir mesajı keyfi olarak cevapsız bırakmak nezaketsiz ve kabaca bir harekettir. türk kızları da genelde nezaketsiz olur, zira bunlara nazik davranmak değil kendini erkeklere karşı korumak öğretilir. ayrıca kızlar erkeklerden yüksek ölçüde talep gördükleri için genellikle kendini beğenmiş olurlar, bu yüzden nezaket çerçevesinde davranmasını bilmezler ve önemsemezler. eğer bir kız mesajınıza kasten cevap vermiyorsa ahmaklığını erkenden belli ederek sizi kendisinden kurtardığı için sevinmeniz gerekir. iletişim kurmayı beceremeyen insanlarla diyaloğu ne kadar çabuk o koparırsanız o kadar iyidir.

türkçede bir diğer adı da zühre'dir. cinsellik vb. işlere bakan tanrıça bu olduğu için cinsellikle alakalı konulara bu isimden yola çıkılarak zührevi denir. zührevi hastalık tabirinin kökü de bu gezegenin ismine dayanmaktadır.

olayın cinsiyetlere dayalı olduğu bir ortamda biraz gerzekçe bir hareket.

abraham maslow'un insanın ihtiyaçlarına dair yaptığı bir sıralamadır. maslow'a göre fizyolojik ihtiyaçlar en temel ihtiyaçlardır ve ancak bunların karşılanmasıyla sonraki basamağa geçilebilir. seks de bu fizyolojik temel ihtiyaçlardan biridir ve seks yapamayan insanın diğer ihtiyaçlarına tam performansla odaklanması düşünülemez. türkiye'nin ülke olarak pek çok avrupa ülkesinden asırlarca geride olmasının nedenlerinden biri de budur.

Maalesef Yobazlık dalgasının etkisinde kalmış bir dişi insandır. Normal ve sağlıklı bir dişi birey, cinsel fonksiyonların gelişmeye başladığı 12-14 yaş aralığını kapsayan ergenlik döneminin ardından 16-18 yıl boyunca tek bir defa bile seks yapmıyorsa burada çok vahim bir ps.kolojik rahatsızlık olduğu sugötürmez bir gerçektir. Ne yazık ki ülkemizin Yobaz zihniyetinin etkisinde kalan bu hanımlar kendilerini baskılamakta ve bu nedenle kendi ps.kolojilerini bozmaktadırlar.

Bir de başka insanlar "Belki karşısına biri çıkmamıştır" veya "evlenmeden seks yapmayı doğru bulmayan birisi olabilir" gibi bahanelerle bu saçmalığı temize çekmeye çalışsalar da bu ortadaki problemi yalnızca başka hastalıklı görüşlerin ardına gizlemeye yarayabilir, Başka bir halta yaramaz. Ps.kolojisi bozuk olmayan ve cinselliği takıntı haline getirmemiş birey ilişkiye girmek için 30 yaşına kadar kesinlikle bekleyemez. O yüzden böyle hanımlara tavsiyem acilen bu sapkın görüşlerinden kurtulmaları ve seks yapmaları şeklindedir.

yadsınamaz bir başka gerçektir. froyd insan ruhunun veya zihninin üç ayrı katmandan oluştuğunu söyler. bunlar id, ego ve süperegodur. id ilkel dürtülerin, ego gerçekçi ve mantıklı davranışların, superego da ahlaki dış etkenlere bağlı kısıtlamaların yönetildiği kısımdır. yani yolda güzel bir kadın görünce "ulan ne karılar var bee, bu var ya ne s.kilir şimdi" diyen iddir. "gidip bu güzel hanımefendiye merhaba diyeyim" diyen kısım egodur. sohbet sırasında "bu arada göğüsleriniz de çok seksiymiş" demeyi düşünürken "öyle denmez, terbiyesiz adam, hemen başka şeyler düşün" diyen de süperegodur.

şimdi gelelim alkolle seks bağlantısına. alkol, alındığında bünyenin süperegosunu zayıflatır, hatta tam sarhoşluk halinde devre dışı bırakır. seks ise tamamıyla içgüdüsel bir aktivitedir ve seksten alınan zevk kendinizi ne kadar serbest bırakabildiğinize, içinizden gelenleri kaygısızca sergileyebilmenize bağlıdır. dolayısıyla süperegoyu etkisizleştiren alkol, idin rahatça hareket etmesini sağlayarak en derinlere gizlediğiniz cinsel zevklerinizi açığa çıkarmanıza imkan tanır. bu yüzden alkol etkisi altında yapılan seks, alkolsüz yapılan sekse göre çok daha zevklidir.

eski dilde altmış sene demektir. genellikle uzun süre olmayacak şeylerden bahsedilirken kullanılır. sıklıkla sittin yerine si..tin şeklinde de söylenir. aslında bu kullanım doğru değildir, si..tin sene diye bir şey yoktur, ancak insanlar sittin diye bir kelime bilmedikleri için bunu si..tin zannederek bu kullanımı yaygınlaştırmıştır. hatta sittin sene lafını küfür zannedenler dahi vardır. bir kere aile ortamında bu lafı kullandığım için bir arkadaşım beni kenara çekip uyarmıştı, "oğlum ne biçim konuşuyorsun si..tin falan" demişti. böyle şeyler yapmayın. küfür değildir.