Kalbin göğüsün sağ tarafında olması.
İc organların yer değiştirmesi durumu. Örneğin, kalp solda değil de sağdadır. (bkz: dekstrokardi) bilim adamları bu durumu genlerin mutasyona uğraması ile açıklamışlardır. Henüz böyle bir duruma şahit olamadım. Acayip bir durum olsa gerek.
Penis ucunda(glans başı) gelişen iltihaplanmadır. Klitoris ucunda da görülmektedir.
Çok bol, bol bol, durdurulamayan anlamında kullanılan sıfat. Örneğin, oluk oluk kan geliyor gibi.
Kasın istirahat halindeki gerginlik durumu. Kas tonusu kasları harekete hazırlayan istem dışı fenomendir. Vücudun normal duruşunun devam ettirilmesinde önemlidir.
Şöyle olamadım.
neyin eksik ayol diycem ama fazlan var sanırım :) ahlak fazlan :p hatırlatırım tanrı öldü demişlerdi
Kimsenin ahlakıyla alakalı bir yorumda bulunmadım.
ben bulundum ayol sen bulundum demedım kı =) fazla ahlaklı kalmıssın dedım "şöyle olmak için"
Ben yanlış anladım o halde :) evet, bir kişiye dahi veremiyorum. O derece ahlaklıyımdır .d
ciddi olamazsın =) aseksuel fılanmısın bacım sen =P az bıraz stoacı olun yav =) bıraz hazzın pesınde kosun =)
Tamam :)
Aklımı alan, fenalıklar getiren durum. Çevre bilinci yoksunu insanlardan yaka silktim iyice. Cinsel atık kutusu dururken sen gel aile konteynerina dildo at. Bir de aşağıya inmeden pencereden sallamıştır kesin.
tanrı sana olur olmadık mesajlar iletiyor
Onlar da insan.
Sevgili Anna,
En güvendiğin insanlardan kötülük görüp üzülmen güçsüz biri olduğun anlamına gelmez. Fizik kurallarına göre; sırtını dayadığın bir nesne birdenbire giderse sen de o yöne doğru devrilirsin.
Sigmund Freud'un kızına yazdığı mektup.
Güneşte
denizin sonunda mavi bir duman gibi
gözümde tütüyorsun
Yeşil bir erik dalı yüreğim
sen altın tüylü bir yemiş
sallanıyorsun
Fakat ben seni böyle bir yemiş ve bir duman gibi görmenin yerine
sahiden görmek istiyorum çıplak ayaklarını
sahiden dokunmak istiyorum uzun parmaklı ellerine(1938)
Nazım Hikmet'in piraye'ye yazdığı mektup.
İzafiyet kuramını açıkladığım zaman beni çok az kişi anladı. Şimdi insanlığa ulaşması için yazacaklarım da bu dünyada yanlış anlaşılmaya ve önyargılarla çarpışmaya mahkum.
Mektupları gerektiği sürece korumanı istiyorum. Ta ki toplum şimdi açıklayacaklarımı kabul edecek düzeye gelene kadar.
Bilimin açıklayamadığı son derece devasa bir güç var. Bu güç, herkesi kapsıyor ve yönetiyor. Evrenin çalışmasını sağlayan her olgunun arkasında bile o var ve henüz bizim tarafımızdan tanımlanamadı.
Bu evrensel güç SEVGİ'dir.
Bilim insanları evren için birleşik bir kuram ararken, görülemeyen en kuvvetli evrensel gücü unuttular. Sevgi ışıktır, onu alıp verenleri aydınlatan. Sevgi yer çekimidir, çünkü insanları birbirine çekmeyi sağlar.
Sevgi kuvvettir, çünkü bizdeki en iyiyi çoğaltır ve insanlığın kör bencilliklerinde tükenmemeyi öğretir.
Sevgi için yaşar ve ölürüz. Sevgi Tanrıdır ve Tanrı, sevgidir.
Bu güç her şeyi açıklar ve yaşama anlam katar. Bu, bizim çok uzun süredir göz ardı ettiğimiz bir çelişkidir. Çünkü belki insanın evrende kendi özgür iradesiyle kullanamayacağı tek enerji olduğu için, sevgiden korkuyoruz.
Sevgiye görünürlük verebilmek için, en ünlü denklemimde basit bir yer değiştirme yaptım. Eğer E=mc2 yerine, dünyayı iyileştirecek olan, enerjinin ışık hızının karesiyle çarpılarak sevgiyle sağlanabileceğini kabul edersek, şu sonuca varıyoruz; sevgi en kuvvetli güçtür, çünkü sınırı yoktur.
İnsanlığın evrendeki bizim düşmanımız haline gelen diğer güçleri kullanmakta ve kontrol etmekteki başarısızlığından sonra, kendimizi başka çeşit bir enerjiyle beslememiz zorunludur. Eğer türümüzün hayatta kalmasını istiyorsak, eğer hayatta bir anlam bulmamız gerekiyorsa, eğer dünyayı ve içinde yaşayan her duyarlı varlığı kurtarmak istiyorsak, sevgi tek ve biricik cevaptır.
Belki bir sevgi bombası, gezegenimizi harap eden açgözlülük, nefret ve bencilliği tamamen yok edebilecek kadar güçlü bir cihaz, yapmaya hazır değiliz.
Buna rağmen her bireyin enerjisini açığa çıkartmayı bekleyen küçük ama kuvvetli bir jeneratör var.
Bu evrensel enerjiyi almayı ve vermeyi öğrendiğimiz zaman sevgili Lieserl, sevginin hepsini yendiğini, her şeyin ötesine geçtiğini doğrulayabileceğiz. Çünkü sevgi, hayatın en özlü kısmıdır.
Bütün hayatım boyunca kalbimin içinde sana dair sessizce atanları ifade edemediğim için çok derin bir pişmanlık duyuyorum. Belki artık özür dilemek için çok geç, ama zaman göreceli olduğu için sana söylemem gerekiyor: Seni seviyorum ve nihai cevabı bulduğum için sana teşekkür ederim.
Baban Albert Einstein.
Albert Einstein'in kızına yazdığı mektup.
En güvendiğin insanlardan kötülük görüp üzülmen güçsüz biri olduğun anlamına gelmez. Fizik kurallarına göre; sırtını dayadığın bir nesne birdenbire giderse sen de o yöne doğru devrilirsin.
Sigmund Freud'un kızına yazdığı mektup.
Güneşte
denizin sonunda mavi bir duman gibi
gözümde tütüyorsun
Yeşil bir erik dalı yüreğim
sen altın tüylü bir yemiş
sallanıyorsun
Fakat ben seni böyle bir yemiş ve bir duman gibi görmenin yerine
sahiden görmek istiyorum çıplak ayaklarını
sahiden dokunmak istiyorum uzun parmaklı ellerine(1938)
Nazım Hikmet'in piraye'ye yazdığı mektup.
İzafiyet kuramını açıkladığım zaman beni çok az kişi anladı. Şimdi insanlığa ulaşması için yazacaklarım da bu dünyada yanlış anlaşılmaya ve önyargılarla çarpışmaya mahkum.
Mektupları gerektiği sürece korumanı istiyorum. Ta ki toplum şimdi açıklayacaklarımı kabul edecek düzeye gelene kadar.
Bilimin açıklayamadığı son derece devasa bir güç var. Bu güç, herkesi kapsıyor ve yönetiyor. Evrenin çalışmasını sağlayan her olgunun arkasında bile o var ve henüz bizim tarafımızdan tanımlanamadı.
Bu evrensel güç SEVGİ'dir.
Bilim insanları evren için birleşik bir kuram ararken, görülemeyen en kuvvetli evrensel gücü unuttular. Sevgi ışıktır, onu alıp verenleri aydınlatan. Sevgi yer çekimidir, çünkü insanları birbirine çekmeyi sağlar.
Sevgi kuvvettir, çünkü bizdeki en iyiyi çoğaltır ve insanlığın kör bencilliklerinde tükenmemeyi öğretir.
Sevgi için yaşar ve ölürüz. Sevgi Tanrıdır ve Tanrı, sevgidir.
Bu güç her şeyi açıklar ve yaşama anlam katar. Bu, bizim çok uzun süredir göz ardı ettiğimiz bir çelişkidir. Çünkü belki insanın evrende kendi özgür iradesiyle kullanamayacağı tek enerji olduğu için, sevgiden korkuyoruz.
Sevgiye görünürlük verebilmek için, en ünlü denklemimde basit bir yer değiştirme yaptım. Eğer E=mc2 yerine, dünyayı iyileştirecek olan, enerjinin ışık hızının karesiyle çarpılarak sevgiyle sağlanabileceğini kabul edersek, şu sonuca varıyoruz; sevgi en kuvvetli güçtür, çünkü sınırı yoktur.
İnsanlığın evrendeki bizim düşmanımız haline gelen diğer güçleri kullanmakta ve kontrol etmekteki başarısızlığından sonra, kendimizi başka çeşit bir enerjiyle beslememiz zorunludur. Eğer türümüzün hayatta kalmasını istiyorsak, eğer hayatta bir anlam bulmamız gerekiyorsa, eğer dünyayı ve içinde yaşayan her duyarlı varlığı kurtarmak istiyorsak, sevgi tek ve biricik cevaptır.
Belki bir sevgi bombası, gezegenimizi harap eden açgözlülük, nefret ve bencilliği tamamen yok edebilecek kadar güçlü bir cihaz, yapmaya hazır değiliz.
Buna rağmen her bireyin enerjisini açığa çıkartmayı bekleyen küçük ama kuvvetli bir jeneratör var.
Bu evrensel enerjiyi almayı ve vermeyi öğrendiğimiz zaman sevgili Lieserl, sevginin hepsini yendiğini, her şeyin ötesine geçtiğini doğrulayabileceğiz. Çünkü sevgi, hayatın en özlü kısmıdır.
Bütün hayatım boyunca kalbimin içinde sana dair sessizce atanları ifade edemediğim için çok derin bir pişmanlık duyuyorum. Belki artık özür dilemek için çok geç, ama zaman göreceli olduğu için sana söylemem gerekiyor: Seni seviyorum ve nihai cevabı bulduğum için sana teşekkür ederim.
Baban Albert Einstein.
Albert Einstein'in kızına yazdığı mektup.
Bayram sabahı degil ama arife günü yapılan seks bolluk, bereket getirir.
o bolluk bereket bebek olmasın .d.d.d
Neden olmasın .ddd
Hocam peki yoğun bir hazırlık, ziyaret durumu olursa 2. Veya 3. Güne sarkıtabilir miyiz?
Sarkitabilirz hocam 👿
Anladım, yeter ki seksten taviz verilmesin. Güzel fikir.
Kadın saçını farklı bir şekle sokmuştur; boya rengini, kesimini, toplama biçimini değiştirmistir. Fakat erkek, "yaptın da bana mı yaptın.." dercesine boş boş kadının yüzüne bakar. Bu çok acı bir şey:(
Bazısı da uzak mesafeden fark edip, yüzünüze sıcacık bir gülümseyle bakar ve şöyle der: olmamış bence ama yine de sen bilirsin tabii. Lanet olsun bu daha da acıdır:(
Bazısı da uzak mesafeden fark edip, yüzünüze sıcacık bir gülümseyle bakar ve şöyle der: olmamış bence ama yine de sen bilirsin tabii. Lanet olsun bu daha da acıdır:(
Uykuya dalmadan önce bacakları tepki olarak hareket ettirme bozukluğu. Bacaklar kendini hareket ettirmez. Kişi huzursuz hissettiği için kendisi hareket ettirir. Stres, yorgunluk, düzensiz uyku, anemi tetikleyici etkenlerdir. Özellikle kadınlarda; 65 yaş üstünde sık görülür. Baktığım zaman hemen herkes huzursuz bacaklar sendromuna sahip. Bunun dışında, kollarda da olabilir.


Uyku sarhoşluğu. Gündüz uykusunun aşırılığı. Gece hiç uyumamış gibi gündüz uykuya dalmak.
Millette ne dertler var tey tey.
Millette ne dertler var tey tey.
Gün içinde ortaya çıkan, uyanıkken birdenbire gelişen uykuya dalma, uykulu halin baskın gelmesi durumu. Bilinen gündüz uykusunun kendini yinelemesi.
(bkz: idiyopatik hipersomnia)
(bkz: idiyopatik hipersomnia)
Sağdakini başkası sandım.
Bir yastıkta kocayın dediğim sözlük yazarı.
Teşekkür ederim
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?