confessions

johnny sins

1. nesil Yazar - Yazar -

  1. toplam entry 1005
  2. takipçi 8
  3. puan 15570

karanlıkta sevişmek

johnny sins
Türk seks ritüellerinin en başında yer alır, lambalar kapatılır.
Bir ileri seviye, çok az ışık
Bir ileri seviye, köşeden loş bir ışık
Bir ileri seviye, birden fazla mum hafif ışık
Ve son seviye ışıkları umursamadan seks.

yarın yokmuşçasına sevişmek

johnny sins
Hastalıklı bir durumdur.
Yarın sürekli vardır, abazanlık yapmanın gereği yok.
Kadın erkek farketmez.
Böyle olan kadınların ertesi gün kezban olarak uyandığına çok kez şahit oldum.
Tavsiyem, düzenli sevişin ve seksi ilk sıraya koymayı bırakın.
Doğal sürecinde daha keyifli ve lezzetlidir.

al pacino

johnny sins
Alfredo James Pacino 
25 Nisan 1940
Oscar ödülüne sahip Amerikalı sinema ve tiyatro oyuncusudur.
Doğu Harlem'de dünyaya geldi. Oyunculuk dersleri alan Pacino, zaman zaman çıktığı gösterilerde oyunculuğunu geliştirdi. 1966 yılında Actors Studio'da eğitim için hak kazandı. Daha sonra James Earl Jones ile çalıştığı The Place Creep'te rol aldı.
1967-68 tiyatro sezonunda zalim bir sokak serserisini oynadığı The Indian Wants the Bronx ile Obie Ödülleri En İyi Erkek Oyuncu ödülünü aldı.
Al Pacino'nun Broadway'de sahneye çıktığı ilk oyun Does the Tiger Wear a Necktie?'dır. Her ne kadar oyun kırk gösterimden sonra kaldırıldı ise de Pacino, topluma uyum sağlayamayan bir uyuşturucu bağımlısını canlandırdığı rolüyle Tony Ödülü'nün sahibi oldu.
Al Pacino'nun kariyerindeki ilk filmi, 1969 yılında çevirdiği Me, Natalie'dir. Buradaki başarısıyla, yapımcılığını Paramount'un üstlendiği, Francis Ford Coppola'nın The Godfather filminde Michael Corleone rolünü oynamaya hak kazanacaktır.
Bu filmdeki performansı ile En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar'ına aday gösterildi.
Broadwayde, başrolünü oynadığı The Basic Training of Pavlo Hummel ile ikinci kez Tony ödülünün sahibi oldu.
Pacino'nun daha sonra rol aldığı filmleri, homoseksüel bir seri katilin peşinde olan bir polis memurunu canlandırdığı Cruising ve Author Author adlı komedi iş yapmadı.
1983 yılında Brian De Palma'nın yönettigi, şiddeti bol (bkz: scarface) ise ilk gösterildiğinde sinemanın kült filmleri arasındaki yerini aldı.
Pacino tarihsel epik Revolution'dan sonra gözlerden uzaklaştı. Bu arada The Local Stigmatic filmiyle yönetmenliği denedi. Ancak Bu filmi piyasaya sürmedi.
Al Pacino'nun dönüşü, 1989'da çekilen Sea of Love filmi ile oldu. Film büyük sükse yaptı.
1990'da gösterişli bir gangsteri oynadığı Dick Tracy ile altıncı kez Oscar'a aday olan Pacino, aynı yıl çevrilen, üçlemenin üçüncü ayağı "The Godfather Part III"de yer aldı.
Ertesi yıl çevirdiği romantik komedi Frankie and Johnny ve ardından gelen Glengarry Glen Ross, sevilen filmleriydi.
Uzun süren sessizliğin ardından Scent of a Woman'daki oyunculuğu ile nihayet Oscar ödülüne kavuşmayı başardı.
1993'te Brian De Palma ile tekrar çalıştığı Carlito's Way ve 1995'te Michael Mann'in yazıp yönettiği ve Robert De Niro'nun canlandırdığı bir hırsızın peşindeki polisi oynadığı Heat ile kariyerine devam eden Pacino, 1996'da politik bir dram olan City Hall'da rol aldı. Fakat o sene dikkatleri daha çok yazıp yönettiği ve rol aldığı Looking for Richard ile çekti.
1997 senesinde genç Hollywood starları ile çevirdiği filmler gündemdeydi. Önce Johnny Depp ile Donnie Brasco ve sonra Keanu Reeves ile The Devil's Advocate..
Al Pacino, 1999 yapımı The Insider ile sinemaseverlerin karşısında. Başrolü Russell Crowe ile paylaşan Pacino, sigara şirketlerinin halktan gizlediği sırların anlatıldığı ve yayın aşamasında kıyametin koptuğu "60 Dakika" adlı programın yapımcısı Lowell Bergman'ı canlandırdı.
2000 yılında yönetmenliğini Oliver Stone'un üstlendiği ve başrollerinde Cameron Diaz, James Woods ve Dennis Quaid gibi deneyimli oyuncuların yer aldığı Any Given Sunday adlı filmde oynayan aktör, Tony D'Amato adında futbol aşığı bir koçu canlandırdı.
2002 yılında Andrew Niccol'ün yönettiği, Rachel Roberts'in S1M0NE karakterini canlandırdığı S1M0NE adlı eserde Al Pacino Hollywood yıldızlarının kaprislerine karşı tesadüfen eline geçen bir fırsatla tepki göstermeyi amaçlayan bir yönetmen olan Viktor Taransky'yi canlandırdı.
2003 yılında genç yıldızlardan olan Colin Farrell ile Çaylak isimli filmde oynadı.
2003 yılında rol aldığı Angels in America adlı mini dizi 12 dalda Emmy ödülü aldı, Al Pacino da bu dizi ile ilk Emmy ödülünü almış oldu. Aynı yıl Venedik Taciri isimli filminde yahudi tefeci Shylock'u oynadı.
2005 yılında Kirli Para adlı pek beğenilmeyen filmde rol aldı.
2007 yılında ise Jon Avnet'in yönetmenliğini yaptığı 88 Dakika isimli filmde başrolü oynadı. Bu filmde geçmişte kendisinin tespitleri sonucu yakalanan ve idama mahkûm edilen bir cinayet zanlısının suçunu kaldırmak isteyenler tarafından tehdit edilen bir cinayet psikiyatristi ve üniversite hocasını canlandırdı.
Sonrasında televizyon da daha çok çalışsa da, kendisini keyifle izliyoruz.
4 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol