libido ile ilgili bir ilgisi olduğu söylenebilir ancak herhangi bir açıklamayla genellenecek bir şey değil. çocukluğunda aşağılanarak ve şiddet yoluyla istismar görenlerde travmatik bir şekilde buna özlem olabiliyor. tam tersi yolda bundan kaçış da olabiliyor. öte yandan normal hayatında bunula ilgili bir emare yokken libidosu yükseldiğinde kendisine sert davranılmasını ve aşağılanmayı isteyenler de var.
kısacası genellemeyin, herkesi bir görmeyin, aynıymış gibi davranmayın. türlü türlü insan var.
kadınların aşağılanmaktan hoşlanması
Büyürken ailesi tarafından psikolojik ya da fiziksel olarak ezilen bir kadın ilgiyi aşağılanmakla Eşleştiriyorsa ya da karıştırıyorsa bunda Sevgiyle büyütülmüş kadınların suçu yok. Genellemeler sizi yakar dikkat edin.
Maço erkeklerin psikolojisine hiç girmeyeyim.
Milletçe seks ve aşk anlayışımız zaten mazoşist şarkılarımızda apaçık ortadadır.
Maço erkeklerin psikolojisine hiç girmeyeyim.
Milletçe seks ve aşk anlayışımız zaten mazoşist şarkılarımızda apaçık ortadadır.
Yine bir genellemeyle uyusmadigimi gordum. Uyumsuz muyum ben ya:(
Memlekette yaşayanların yarısından fazlası mazoşist. Aşağılanma duygusunun kadını erkeği yok artık.
(bkz: asgari ücret)
(bkz: asgari ücret)
bunu kelimelerle değil bakışları ve hareketleriyle dile getirmesi gereken kadındır.erkeği aşırı tahrik eder.
bugüne kadar yatakta deneyimlediğim 35 kadından 30 tanesi yatakta aşağılanmak demeyelim de terbiyesizleşmekten hoşlandıysa 3 tanesi çekimser kaldı, 2 tanesi hoşlanmadığını beyan etti
İlla bir genelleme olacaksa bunu yatakta yapın gençler. Gücünüzü erkekliginizi orda gösterin. Sert sikin acimayin. Tabir caizse amina koyun. Sık sık sikin arada istemiyorum desede fırsat kollayin bol sikin. Bir kadın ne kadar kültürlü olursa yatakta o kadar çok aşagılayin. Dirty talking candir. Birazdan o daracık amini öyle bir sikecegim ki beyninde simsekler çakacak. Şimdi seni sikmemi istermisin. Alacağın cevap evet sik beni.Sert sik olacaktır. Oh sesleri eşliğinde. <br>Gerçek hayatta bunları yapmayın, kibar olun nazik olun. Ona değer verdiğinizi koruyup kolladiginizi hissettirin.<br>Unutmayın yatak odası özeldir. Yatakta yaptıklarınızı normal hayatınızda partnerinizle hiç bir zaman konusmayin. <br>Son olarak kadını yatakta istediği gibi "güzel sikip" mutlu edemiyorsaniz, yatakta yaptığınız sertlik, dirty hiç bir işe yaramaz. En azından sizi gerçek hayatta iyi bir insan olarak hatırlar.
Kadın-Erkek gibi değil de karakter olarak ayırmak lazım. Çünkü, iki cinsiyette de aşağılanmaktan hoşlanan ve kesinlikle bundan nefret eden kişiler daima vardır. Kadınlar da çoğunlukta vs. değildir. Hayatı küçük çevrenizden ibaret görmeyiniz, tşkrlr.s
çimdik kadar düşüncem var deme şekli.
tebrikler pırıl pırıl zihniyetlere sahipsiniz. Kendinizi bu inanış biçimine nasıl adapte edebiliyorsunuz?
Böyle kadınlar yok mu evet var ancak erkeklerde olduğu kadar var ve bu bir PATOLOJİ. Aklı mantığı yerinde bir kadında deneyin isterseniz bir o aşağılama kelimelerinizi ve kriterlerinizi. size harikülade biçimde yedirsin sarf ettiklerinizi, özsaygınızı yitirtsin.
tebrikler pırıl pırıl zihniyetlere sahipsiniz. Kendinizi bu inanış biçimine nasıl adapte edebiliyorsunuz?
Böyle kadınlar yok mu evet var ancak erkeklerde olduğu kadar var ve bu bir PATOLOJİ. Aklı mantığı yerinde bir kadında deneyin isterseniz bir o aşağılama kelimelerinizi ve kriterlerinizi. size harikülade biçimde yedirsin sarf ettiklerinizi, özsaygınızı yitirtsin.
Kadınlar kendilerine acı çektiren erkeklere bağlanıyorlar. Garip bir sevme şekilleri var. Bunu ne kadar inkar ederlerse etsinler çogu kadının geçmişinde aşık oldugu, normal şartlarda sümüğünü atmayacağı bir erkek vardır. Bilim bu konuda çaresiz maalesef.
gerçeklik payı olan bir tespitin absürt bir dille ifade edilmesi yüzünden tepki çekmesi hadisesi ile karşı karşıyayız. olay büyümeden araya girmek istedim.
fi tarihinde hayatımın aşkı olarak tanımlayabileceğim kadınla sonları oynuyoruz. dinle arası pek iyi olan bir adam değilim ama gerçekten zordur; "allah insanı gördüğünden mahrum etmesin" derler. hayatının aşkının tenine dokunmuşsun lan, boru mu, o gitti mi 2 tahtan eksilir kafandan, cennetten kovulan adem misali olursun... artık ne tatmin edebilir ki seni?
neyse, bir ayrılıyoruz, bir barışıyoruz, bir o yapamıyor, bir ben yapamıyorum.
bir gün kendi kendime telefonu kapatıp 70'liği açtım ve "ulan ben bu kıza nerede yanlış yapıyorum da bunları yaşıyorum" diye düşünmeye başladım. bu şekilde de sabahı ettim ve pörtlemiş gözlerle mahallesine gidip karşısına dikildim...
- hatun, ben sana nerede yanlış yapıyorum?
psikopat ama dürüst bir kadındı. pek çok kadının söyleyemeyeceği şeyleri bir çırpıda söyleyen bir karakteri vardı...
- çünkü sen benim ağzıma sıçmıyorsun.
ve ağlamaya başladı...
ulan beni de ağlattı orada... kızsam mı, sevsem mi, sövsem mi, ne bok yiyeceğimi bilemez hallere sokmasını iyi bilirdi beni.
vallahi arkadaşlar... ben bu gönül ilişkilerinin üzerine kitap yazacak kadar yaşadım. yani siz burada ne anlatırsanız anlatın kişi yaşadığını bilir, kişi başına geleni bilir; gerisi lafı güzaftır.
gerçek şuydu:
benden önceki sevgilisi yemeği yaktığı için bunu döven ve üzerine yürüyen bir tip.
ben ise prenses gibi el üzerinde tutuyorum, kadın erkek eşit temelinde davranıyorum ve bu sebeple bir şeyler hep fazla geliyor kendisine.
sadece bu da değil.
kendisi akıllı, kültürlü ve parlak zekaya sahip olan bir hatundu lakin maddi durumu kötü olan bir aileden geliyordu. arada, lisedeyken okulundaki zengin çocuklarına dair yaşadığı burukluklardan bahsederdi. ergenlik ve lise fotoğraflarında güzel olmayan, üniversite yıllarında kadınlığını keşfederek aşırı güzelleşen, hayatı tırnakları ile kazıyıp iyi paralar kazanmaya başlayan ama şimdiki başarmışlığı ve geçmişindeki kötü anılar arasında gelgitler ve dengesizlikler yaşayan bir hatundan bahsediyoruz burada...
kendi ağzıyla dedi...
daha ne diyebilirim ki:
"çünkü sen benim ağzıma sıçmıyorsun"...
çünkü sen benim ağzıma...
çünkü sen benim...
çünkü sen...
çünkü...
fi tarihinde hayatımın aşkı olarak tanımlayabileceğim kadınla sonları oynuyoruz. dinle arası pek iyi olan bir adam değilim ama gerçekten zordur; "allah insanı gördüğünden mahrum etmesin" derler. hayatının aşkının tenine dokunmuşsun lan, boru mu, o gitti mi 2 tahtan eksilir kafandan, cennetten kovulan adem misali olursun... artık ne tatmin edebilir ki seni?
neyse, bir ayrılıyoruz, bir barışıyoruz, bir o yapamıyor, bir ben yapamıyorum.
bir gün kendi kendime telefonu kapatıp 70'liği açtım ve "ulan ben bu kıza nerede yanlış yapıyorum da bunları yaşıyorum" diye düşünmeye başladım. bu şekilde de sabahı ettim ve pörtlemiş gözlerle mahallesine gidip karşısına dikildim...
- hatun, ben sana nerede yanlış yapıyorum?
psikopat ama dürüst bir kadındı. pek çok kadının söyleyemeyeceği şeyleri bir çırpıda söyleyen bir karakteri vardı...
- çünkü sen benim ağzıma sıçmıyorsun.
ve ağlamaya başladı...
ulan beni de ağlattı orada... kızsam mı, sevsem mi, sövsem mi, ne bok yiyeceğimi bilemez hallere sokmasını iyi bilirdi beni.
vallahi arkadaşlar... ben bu gönül ilişkilerinin üzerine kitap yazacak kadar yaşadım. yani siz burada ne anlatırsanız anlatın kişi yaşadığını bilir, kişi başına geleni bilir; gerisi lafı güzaftır.
gerçek şuydu:
benden önceki sevgilisi yemeği yaktığı için bunu döven ve üzerine yürüyen bir tip.
ben ise prenses gibi el üzerinde tutuyorum, kadın erkek eşit temelinde davranıyorum ve bu sebeple bir şeyler hep fazla geliyor kendisine.
sadece bu da değil.
kendisi akıllı, kültürlü ve parlak zekaya sahip olan bir hatundu lakin maddi durumu kötü olan bir aileden geliyordu. arada, lisedeyken okulundaki zengin çocuklarına dair yaşadığı burukluklardan bahsederdi. ergenlik ve lise fotoğraflarında güzel olmayan, üniversite yıllarında kadınlığını keşfederek aşırı güzelleşen, hayatı tırnakları ile kazıyıp iyi paralar kazanmaya başlayan ama şimdiki başarmışlığı ve geçmişindeki kötü anılar arasında gelgitler ve dengesizlikler yaşayan bir hatundan bahsediyoruz burada...
kendi ağzıyla dedi...
daha ne diyebilirim ki:
"çünkü sen benim ağzıma sıçmıyorsun"...
çünkü sen benim ağzıma...
çünkü sen benim...
çünkü sen...
çünkü...
Nasıl bir son bu böyle :( oldu mu şimdi
bende daha ne sonlar var. bir insan kolay delirmiyor :D
:(
Adamına ve kadınına ve ortamına göre değişen bir şey bence. Sex yaparken en şehvetli anında dediginle , komşunun kızının kinasinda dediğin şey aynı olamaz. Herşeyi herkese genelleme huyumuz artık ata sporumuz oldu resmen.
hoşlanıyorlar. kadınlar maço sevici oldukları için, aşağılanmak, ezilmek, fino köpek muamelesin görmekten hoşlanıyor. bunu bir güç göstergesi olarak görüyorlar, ezilmek hoşlarına gidiyor. koruyup kollanma, güç sevme içgüdülerinin bir parçası bu. kadını ne kadar ezersen o kadar erkeğe bağlı oluyor. değer vermeyeceksin, köpek çekeceksin, ezeceksin. 40 yaşında bir abinizden tavsiyedir bu.
bu adama biri dur desin, kadin düşmanı resmen
Tamam adama dur diyelim haklısın; ama adam da haksız mi ? Büyük çoğunluğunuz "bu hariç bütün genellemeler yanlıştır " niye size gerçekten değer veren aşık olan, alıp alabileceğiniz en üst değeri veren insanları, sevgiliniz olsa bile, neden yerlerde surunduruyorsunuz?
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?