aslında kadın pilot olan uçağa binmeme hakkı diye açacaktım ama linç gelir diye yumuşattım.
evet itiraf ediyorum ve haykırıyorum, kadın pilot varsa götümden terler akana kadar korkuyorum. uçağa her binişimde kokpite doğru bakıyorum. kadın görürsem bembeyaz oluyorum. anons eden pilot kadın ise altıma sıçıyorum.
arkadaşım, kadınların mekanik konusundaki refleksleri ve kriz çözme kabiliyetleri düşüktür. evrimsel bir süreçtir bu.
avcı toplayıcı erkeğin üstüne doğru koşan bir mamuttan kurtulma refleksi ile uçağın başına bir şey gelince yapılan refleks hemen hemen aynıdır. yani yüz binlerce yıllık bir evrimsel süreçtir.
bu nedenle anormal mekanik durumlarn yönetimi erkeklerde daha iyidir.
kadın pilota denk gelince altıma sçıyorum.. yanında erkek pilot varsa azıcık rahatlıyorum.
2 kadına hiç denk gelmedim. denk gelirsem inerim o uçaktan..
kadın pilotun olduğu uçağa binerken daha fazla korkma hakkı
Pilot değilim ama size kadın ve erkek arasındaki farkı söyleyeyim.
Bir rota var, kullanılacak bir alet var ve uyulması gereken kurallar var.
Erkek öğrendikten sonra güveni artar ve ben oldum diye bakar her şeye.
Rotayı takip eder, aleti kullanır, kurallara uyar.
Sonra bir gece yarısı yorgundur, sadece gündüz kullanması gereken daha hızlı ve kısa rota vardır. Kendine olan güveni ağır basar kullanır. Bingo herşey yolunda gider. Eve yarım saat erken gelir. Duşunu alır uyur.
belki 50 kez kullanır o rotayı, şansı da yaver gider ve bir şey olmaz. Ama 51. De uçağı düşürür.
Kadına gelelim. Aynı rota, alet ve kurallar.
Kadın öğrendikçe ne kadar az bildiğini fark eder. Erkeklere özgü o güven bir türlü gelmez. O yüzden daha çok araştırır, verilenden daha fazla sorar.
Kuralların neden konulduğunu fark eder. Dışına biraz olsun çıkmayı reddeder. O gece çok yorgundur. Gündüz kullandığı rotayı kullanıp bir yarım saat erken yatakta olmak inanılmaz çekici gelmektedir. Ama korkusu galip gelir. Eşşek gibi gece rotasını takip eder. Sağsalim Eve döner. üniformasını çıkarır ve yatağa sızar kalır.
Bir rota var, kullanılacak bir alet var ve uyulması gereken kurallar var.
Erkek öğrendikten sonra güveni artar ve ben oldum diye bakar her şeye.
Rotayı takip eder, aleti kullanır, kurallara uyar.
Sonra bir gece yarısı yorgundur, sadece gündüz kullanması gereken daha hızlı ve kısa rota vardır. Kendine olan güveni ağır basar kullanır. Bingo herşey yolunda gider. Eve yarım saat erken gelir. Duşunu alır uyur.
belki 50 kez kullanır o rotayı, şansı da yaver gider ve bir şey olmaz. Ama 51. De uçağı düşürür.
Kadına gelelim. Aynı rota, alet ve kurallar.
Kadın öğrendikçe ne kadar az bildiğini fark eder. Erkeklere özgü o güven bir türlü gelmez. O yüzden daha çok araştırır, verilenden daha fazla sorar.
Kuralların neden konulduğunu fark eder. Dışına biraz olsun çıkmayı reddeder. O gece çok yorgundur. Gündüz kullandığı rotayı kullanıp bir yarım saat erken yatakta olmak inanılmaz çekici gelmektedir. Ama korkusu galip gelir. Eşşek gibi gece rotasını takip eder. Sağsalim Eve döner. üniformasını çıkarır ve yatağa sızar kalır.
güzel bir noktaya temas etmişsin, kural konusunda hata yapan erkek pilot çok daha fazla,haklısın. ancak benim daha çok üzerinde durduğum nokta, can riski anında yönetim becerisi. bu da evrimsel olarak erkeklerde daha gelişmiştir.
Yerden atılan güdümlü Bir füze seni vurmazsa Can riski sadece pilotun kumandayı eline aldığı anda vardır. İlk sekiz ve son sekiz dakika. Onda da risk almak tamamen pilota aittir. Bu konuda erkekler daha çok risk alır. Doğrudur.
Şahsen kadın mı erkek mi iyi diye bir yarışın olduğuna inanmıyorum doğada. Kadın ve erkek birbirini tamamlamak üzere varlar rekabet etmek için değil. Pilotların birinin kadın,diğerinin erkek olduğu bir uçak en güvenli uçaktır düşüncesindeyim.
kadın erkek eşittir diye bir saçmalık çıkarttılar. herkeste bunun ince çizgisinin peşinde. kadın uçak kullanamaz demek istemiyorum tabiki kullanabilir ama bazı gerçekler vardır kabiliyet söz konusudur misal bir erkeğe anne şefkati ver çocuğa diyebilirmisiniz? diyemezsiniz çünkü veremiyeceğini biliyorsunuz. E hani eşitlik nerede erkekler anne şefkatinden mahrumlar :) sadece örneklendirdim bu yüzden entryi açan arkadaşın demek istediği olayı anlamak çok da zor olmasa gerek
Herkes aynı DLR sınavına giriyor bunun kadını erkeği yok. Dikkat, manevra yeteneği, karar verme süreciyle ilgili bir sürü sınava giriyorsun sonra birisi çıkıp kadın olunca korkuyorum diyor işe bak sen otobüse bin trene bin hatta yürü bence.
Arabasıyla sürekli şerit değiştiren abla hanimefendisine ; Ablam nereye gideceksen o yöne sinyal ver lütfen diyene nereye gideceğim kimseyi ilgilendirmez diyen kadınlar yüzündendir.
thy'nin kadın pilotlara sınavda daha yumuşak yaklaştığını duymuş bir arkadaşım ekolü. kadındır, geçsin sınavı da kadın pilot vitrinimiz olsun diye..
Yani o kadar saçma, popodan uydurma bilgilerle ortaya atılmış bir iddia ki dayanamayıp üye oldum yazmak için.
Öncelikle, ben erkeğim, liboşluk olsun diye de her konuda kadınların tarafını tutan bir tip de değilimdir. Objektif olmak için her konuda bilimin pusula olması gerektiğine inanan, eğitimli, okuyan bir insanım.
Evrimle ilgili sallanan şeylerle başlayalım. Yukarıda Luna878 belli şeylerden bahsetmiş, ama o da tam gereken noktaya değinmemiş. Bir kere öyle mamuttan kaçma gibi saçma örnekler verip bunu evrimle bağdaştırmak için cahil olmak lazım. 70 bin yıl önce mamut avlayan insanla şu andaki insan arasında evrimsel fark yok, ikisi de Homo Sapiens, yani biyolojik olarak tamamen aynı tür. Evrim demek mutasyon demektir. İnsan ise mutasyon geçirmeden, yani evrime uğramadan davranış değiştirebilen tek canlıdır. Bunun sebebi, bilişsel devrim dediğimiz, insanın en yakın akrabaları olan primatlardan da en zeki canlı olarak ayrılmasını da sağlayan fenomendir. Şempanzeler alpha erkeğe isyan edip, "bundan sonra tek kişi yönetmeyecek, demokrasi olacak" diyemezler, bunun olması için mutasyonla davranış değiştirmeleri gerekir. Oysa Sapiens, Fransız Devrimi yapıp bir gecede bütün işleyişi değiştirebilir.
Gelişip duran bütün medeniyetimizin temeli de budur. Doğamızda giyinmek yoktur ama giyiniriz. Sıcak iklim olan yerlerde de insanlar minimum seviyede de olsa giyinirler. İlerleme için gereklidir. Bir masa etrafında oturan karşıt cinsiyetten insanlar, doğalarına karşı koyup meme, göt, penisten başka şeylere odaklansın diye giyim kodları vardır. Laboratuarda, sınıflarda, uluslararası diplomatik toplantılarda çıplak oturamazsınız, hatta bikiniyle de oturamazsınız. Aynı şekilde hayvanların yaptığı gibi yakaladığınız dişiyle yakaladığınız yerde çiftleşemezsiniz, dişiyi kapmak için rakip erkeği vuramazsınız ya da kıskançlık dolayısıyla bir dişiye zarar veremezsiniz. Bunlar doğamızda vardır ama karşı koyarız, bu kuralları bozanlar (en azından medeni ülkelerde) cezalandırılırlar.
Bu doğrultuda medeni insan, bilişsel konularda doğasını öne sürerek cinsiyetçilik yapmaz, çünkü medeniyet, insanın hayvandan ayrılıp, ilerlemek için doğasıyla mücadelesi demektir.
Erkekler, fiziksel alanlarda kadınlardan daha güçlüdür. Testosteron bunun sebebidir. Bu yüzden kadınlar, spor mücadelelerini kendi aralarında yapar, erkeklerle yarışamazlar. Fakat bilişsel yetenekler söz konusu olduğunda, bilimsel olarak geldiğimiz aşamada iki cinsiyetin birbirine karşı kanıtlanan bir üstünlüğü yoktur. Kadınlar, çoğunlukla erkeklerden daha kötü sürücülerse bunun sebebi kültürel farklardır. Bildiğimiz kadarıyla, kadınlar da erkekler de cinsiyet kodları ile yetiştirilmeseydi hidrolik direksiyonlu (fiziksel güç gerektirmediği için) arabaları aynı derecede hızlı ve effektif öğrenirlerdi, ya da erkekler de süt vermek dışındaki her türlü bebek bakma işlemini başarıyla yaparlardı, ki yapanlar var. Evet, doğamızda yavruya dişinin bakması var, ama hatırlayın, medeni insan davranış değiştirebilir zekası sayesinde.
Pilotluk konusuna gelince, eğer günün birinde mesela testosteronun kriz anlarında nasıl avantaj sağladığına dair ya da benzer bir bilimsel veri bulunursa o zaman bu iddianın bir dayanağı olabilir. Fakat şu anda böyle bir bulgu yok. Ayrıca benim çok sayıda pilot tanıdığım var, kardeşim de pilot. Bu ekipten öyle vasat iq'lu insanlar var ki, bunlar bu işi yapabiliyorsa, kadınlar da hakkıyla yapabilir. Pilotluğun büyük oranda uçağı kaldırmak ve indirmekten başka bir şey olmadığını da aklınızda bulundurun. Uçuşun kalanında uçak kendisi uçuyor. Olası bir acil durumda ise uçağın kendi yedek önlemleri de iflas ettiğinde, pilotun kadın veya erkek olması ise pek bir fark yaratmıyor, kim daha çok dua biliyorsa diyelim =)
Öncelikle, ben erkeğim, liboşluk olsun diye de her konuda kadınların tarafını tutan bir tip de değilimdir. Objektif olmak için her konuda bilimin pusula olması gerektiğine inanan, eğitimli, okuyan bir insanım.
Evrimle ilgili sallanan şeylerle başlayalım. Yukarıda Luna878 belli şeylerden bahsetmiş, ama o da tam gereken noktaya değinmemiş. Bir kere öyle mamuttan kaçma gibi saçma örnekler verip bunu evrimle bağdaştırmak için cahil olmak lazım. 70 bin yıl önce mamut avlayan insanla şu andaki insan arasında evrimsel fark yok, ikisi de Homo Sapiens, yani biyolojik olarak tamamen aynı tür. Evrim demek mutasyon demektir. İnsan ise mutasyon geçirmeden, yani evrime uğramadan davranış değiştirebilen tek canlıdır. Bunun sebebi, bilişsel devrim dediğimiz, insanın en yakın akrabaları olan primatlardan da en zeki canlı olarak ayrılmasını da sağlayan fenomendir. Şempanzeler alpha erkeğe isyan edip, "bundan sonra tek kişi yönetmeyecek, demokrasi olacak" diyemezler, bunun olması için mutasyonla davranış değiştirmeleri gerekir. Oysa Sapiens, Fransız Devrimi yapıp bir gecede bütün işleyişi değiştirebilir.
Gelişip duran bütün medeniyetimizin temeli de budur. Doğamızda giyinmek yoktur ama giyiniriz. Sıcak iklim olan yerlerde de insanlar minimum seviyede de olsa giyinirler. İlerleme için gereklidir. Bir masa etrafında oturan karşıt cinsiyetten insanlar, doğalarına karşı koyup meme, göt, penisten başka şeylere odaklansın diye giyim kodları vardır. Laboratuarda, sınıflarda, uluslararası diplomatik toplantılarda çıplak oturamazsınız, hatta bikiniyle de oturamazsınız. Aynı şekilde hayvanların yaptığı gibi yakaladığınız dişiyle yakaladığınız yerde çiftleşemezsiniz, dişiyi kapmak için rakip erkeği vuramazsınız ya da kıskançlık dolayısıyla bir dişiye zarar veremezsiniz. Bunlar doğamızda vardır ama karşı koyarız, bu kuralları bozanlar (en azından medeni ülkelerde) cezalandırılırlar.
Bu doğrultuda medeni insan, bilişsel konularda doğasını öne sürerek cinsiyetçilik yapmaz, çünkü medeniyet, insanın hayvandan ayrılıp, ilerlemek için doğasıyla mücadelesi demektir.
Erkekler, fiziksel alanlarda kadınlardan daha güçlüdür. Testosteron bunun sebebidir. Bu yüzden kadınlar, spor mücadelelerini kendi aralarında yapar, erkeklerle yarışamazlar. Fakat bilişsel yetenekler söz konusu olduğunda, bilimsel olarak geldiğimiz aşamada iki cinsiyetin birbirine karşı kanıtlanan bir üstünlüğü yoktur. Kadınlar, çoğunlukla erkeklerden daha kötü sürücülerse bunun sebebi kültürel farklardır. Bildiğimiz kadarıyla, kadınlar da erkekler de cinsiyet kodları ile yetiştirilmeseydi hidrolik direksiyonlu (fiziksel güç gerektirmediği için) arabaları aynı derecede hızlı ve effektif öğrenirlerdi, ya da erkekler de süt vermek dışındaki her türlü bebek bakma işlemini başarıyla yaparlardı, ki yapanlar var. Evet, doğamızda yavruya dişinin bakması var, ama hatırlayın, medeni insan davranış değiştirebilir zekası sayesinde.
Pilotluk konusuna gelince, eğer günün birinde mesela testosteronun kriz anlarında nasıl avantaj sağladığına dair ya da benzer bir bilimsel veri bulunursa o zaman bu iddianın bir dayanağı olabilir. Fakat şu anda böyle bir bulgu yok. Ayrıca benim çok sayıda pilot tanıdığım var, kardeşim de pilot. Bu ekipten öyle vasat iq'lu insanlar var ki, bunlar bu işi yapabiliyorsa, kadınlar da hakkıyla yapabilir. Pilotluğun büyük oranda uçağı kaldırmak ve indirmekten başka bir şey olmadığını da aklınızda bulundurun. Uçuşun kalanında uçak kendisi uçuyor. Olası bir acil durumda ise uçağın kendi yedek önlemleri de iflas ettiğinde, pilotun kadın veya erkek olması ise pek bir fark yaratmıyor, kim daha çok dua biliyorsa diyelim =)
Çok özgüven sahibi birine tam o noktaya değinmenin ve anlaşılmanın aşırır zor olacağını düşündüğüm için biraz daha basit tutmaya çalıştım. Ancak aynı dilden konuşabildiğim birilerinin olması güzel
Aklıma bile gelmez.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?
merhabalar. gece gece şu savınızı gördüğüm için site üyeliği alarak size cevap vermeyi bir kadın olarak kendime borç bildim. türkiye'de yaşayan bir kadın olarak, istisnasız hepimiz gün içerisinde mutlaka cinsiyetçi bir söylem, ötekileştirme ya da buna benzer bir durumla karşılaşıyoruz. ancak sizin iddia ettiğiniz ve aslında var olmayan “bilimsel veriler” ile böylesine pişkin bir sav ileri sürmek beni çileden çıkardı. tam olarak durumu izah edebilmek için basit bir şekilde ilerleyeceğim.
öncelikle iddia ettiğiniz “mekanik konulu refleks” diye bir dinamik yok. böyle bir şey literatürde yok yani. insanların iki çeşit refleksi vardır en genel haliyle. doğuştan gelen aksırma, göz kırpma gibi refleksler ve şartlı refleksler. şartlı refleksler ise tecrübe ile kazanılmaktadır.
aslında sizin bahsettiğiniz, daha doğrusu bahsetmeye çalıştığınız şey, bence motor beceriler. peki nedir bu motor beceriler? en basit itibari ile bir kişinin hareketi gerçekleştirebilme kabiliyetini göstermesidir. bebeklik ile başlar ve genel olarak 14 yaşına kadar devam eder. motor beceriler pek çok şeyi içermektedir; dikiş dikmek de bir motor beceridir; araba kullanmak da. şimdi diyeceksiniz ki “benim demek istediğim “mekanik beceri” araba kullanmak gibi bir beceri onu da erkekler daha iyi yapıyor işte”. eğer öyle diyeceksiniz cevap vereyim, hayır öyle değil. hemen bununla ilgili birkaç bilgi paylaşayım. 2007 yılında beypazarı'nda yapılan bir çalışmada ergenlik dönemindeki kız çocuklarının erkek çocuklarına göre el-göz koordinasyonu gerektiren işleri daha iyi yaptıkları ortaya çıkmıştır. bunun aksine 2009 yılında edremit'te yapılan bir çalışmada ise obje kontrol ve lokomotor becerilerde erkek çocukları kız çocuklarına göre daha başarılı çıkmıştır. bunun gibi örnekleri saysam 2019'dan evrimin başladığı yere kadar gideriz.
şimdi sizin savınıza gelelim. antik zamanlarda yaşayan insanlar, şu an olan insan yaşamından ziyade hayvan yaşamına çok daha yakın bir yaşam biçimi sürmekteydiler. anne, bebeğini sütle beslediği için yanından ayrılamıyordu ve vücut hassasiyeti doğum sebebi ile (geçici olarak yani) erkeklerden farklıydı. bu süreç içinde insan ırkının erkek canlısı anneyi doyurabilmek amacı ile avcılığa başladı ve kabilelerde böyle bir anlayış gelişti. zaten bu anlayış günümüze kadar geldiği ve değişmesi gerektiği için bu çatışmalar yaşanıyor. yukarıda edremit ve beypazarı örneklerinin farklı çıkması ile zamanında bir erkeğin mamuttan daha hızlı kaçabilmesinin sebebi aynıdır: toplumsal ayrımcılık ve bunun sosyolojik yansımaları.
şimdi reflekslere geri dönelim. refleksler davranışları oluşturur ve şekillendirir. sizin evrimle şekillendiğini iddia ettiğiniz süreç aslında insanda gen aktarımı ile olmaktadır. genlerin ise davranışları şekillendirdiği düşünülmektedir ancak bununla ilgili “evet kesinlikle böyle” denilebilecek bir kanıt yoktur. yani bahsettiğiniz “yüzbinlerce yıllık evrimsel süreç” diye bir şey yok. refleksler ırklar arasında kalıtımsal olarak farklılaşırlar; örneğin a ırkı köpeği atılan bir topu bilmem ne kadar saniyede geri getirirken, b ırkı köpeği aynı topu getirmek için daha çok vakit harcar. ancak biz kadın ve erkek olarak ayrı bir ırk değiliz. lütfen bir tarafınızdan terler akacağı kadar bir tarafınızdan bilgiler uydurmayın.
peki neden çalışmalar farklılık gösteriyor ve erkeklerin daha iyi “mekanik refleksleri” olduğu iddia ediliyor? bunun sebebi elbette sosyolojik. bir araştırma yapılırken ya da bir sav ileri sürülürken biz bu araştırmaya sadece cinsiyeti dahil etmiyoruz. cinsiyet farklılığının ortaya çıkmasının demografik ve sosyolojik birçok farklı nedeni var. bizim ülkemizde erkeklerin daha iyi araba kullanması erkeklerin daha çok araba kullanmasından kaynaklanıyor. babaların bir kız bir erkek evladı olmasına rağmen 15'ine geldiğinde oğluna “hadi oğlum atla da araba sürmeyi öğreteyim” demesinden kaynaklanıyor. bu arada kız çocuğu ise annesinin dizinin dibinde iğne oyası yapmayı öğreniyor. pek çok motor becerisi zayıf olan ya da çeşitli hastalıkları bulunan yaşlılara ya da yetişkinlere motor becerilerini geliştirebilmeleri için el işi egzersizleri tavsiye ediliyor. o iğne oyasını yapan kadın sizi atomlarınıza bile ayırır da ruhunuz duymaz.
kriz yönetiminin ya da anormal durumların yönetimi ile ilgili filan savlarınıza hiç girmeyeceğim zaten nasıl güleyim şaşırdım. bununla ilgili sosyolog kimliğimi bırakıp direkt annelerimizi örnek vermek istiyorum. bir anneden daha iyi kriz yöneticisi mi var? baba gelir çocuk gelir birbirlerini kırar döker, çeker gider ve hepsini toplayan anne olur. bu arada hatırlatmak isterim anne dediğimiz varlık bir kadındır. bu arada anormal mekanik durum yönetimi filan diye de bir şey yok elbette.
demem o ki bunun kadını erkeği yoktur. bunun öğrenmek, tecrübe edinmek, yaşam koşulları ve pratik yapmakla ilgisi vardır. aynı şartlar altında bir kadın ve bir erkek pilottan kadın olan uçağı düşürüyor ama diğeri aynı şartlarda düşürmüyorsa bunun nedeni evrim filan değildir. bunun nedeni çevresel ve kişisel özelliklerdir.
elbette ki kanıtlanmış evrimsel refleks değişimleri vardır. ancak bunlar moro refleksi ya da avuçlama refleksi gibi doğal reflekslerdir. diğerleri sadece sizin ve sizin gibi düşünen insanların yapmış olduğu cinsiyet ayrımcılığının asılsız birer iftirasıdır.
bu arada evet evrim diye bir şey var ya hani? bu sadece fiziksel olarak değil de düşünsel olarak da değişmektedir. mesela siz “ya ben tam bir cinsiyetçiyim, kadının motor becerilerinde geri kaldığını düşünecek ve iddia edecek kadar düşünsel evrimimi tamamlayamadım o nedenle bu bende tabu” deseniz diyecek hiçbir şeyim olmaz. bence siz kadınların olmayan refleks evrimine takacağınıza kendi korkma sebeplerinizin altında yatan travmatik ve anksiyetik nedenleri bir düşünün. umarım kadın pilot olduğunda uçağa binmeme hakkı diye bir şey doğar da siz onlarla, onlar da sizle aynı havayı solumak zorunda kalmaz. zira onların soluduğu hava oldukça değerli.
esenlikler dilerim.