sözlük yazarlarının ilk öpüşme hikayeleri

Gerek her iki tarafinda ilk öpüşmesi olması sebebi gerekse o heyecan ve panikle kötü geçen anilardir.

17 yaşındayım. O zamana kadar öpüşmeyi bırakın doğru düzgün birinin elini bile tutmamıştım. Neyse sevgili kişisiyle sinemaya gittik akşam ders çıkışı. Filmin 10 dksı dışında izlememişizdir. Önce yanağımda bir sıcaklık yaklaştı sarıldı derken olan oldu. Sinemadan çıkışta lavaboya gittiğimde dudak kenarlarım kıpkırmızı. Hala hatırlayınca utanırım. Sadece öpüşme ileri gitme vs yok. Ertesi gün çocuğu uyardım bi daha olmasın lütfen diye ne kafadaysam. 2 saat öpüş sonra utançtan bi daha yapmayalım de 😂 Hayatımın en uzun öpüşmesi sanırım 2 saat öpen bi daha olmadı. O zamanlarda tatmin olma öyle miymiş neymiş. Şimdi düşünüyorum acaba kalkık penisi nasıl sakladı ya da acaba sadece öperek falan boşaldı mı? Neyse belki film arasında lavaboda halletmiştir. O zamanlar aklım ermez tabi öyle detaylara 😂😂😂

(bkz: sözlük yazarlarının öpüşmeden olaya girmesi)

üst komşunun kızı, yaş 7-9 gibi bir şey. apartmanın yan yana dört ağaç içeren arka bahçesi ve de bodrumunda, artık nereden ve nasıl özendiysek ve bunu birbirimize nasıl açıp onayladıysak bilmiyorum, uzun süre boyunca devam eden öpüşme seanslarımız olmuştu. nasıl başladığımızı da nasıl bitirdiğimizi de hatırlamıyorum ama 'neredeydiniz' diye soran sokaktaki arkadaşlara 'arkadaki ağaçlara bakıyorduk' gibi salak bir yalanı yedirdiğimizi biliyorum.
işte bunlar hep turgut özal'ın politikaları.

Hikaye değilde deneme diyelim. 15 yaşındaydım iki ön sıradaki Mısra'ya her erkek sizi öpünce tokat atıyor musunuz dedim? Yoo dedi. Sonra da yapıştım dudağa, tokat yemeye yakın kaçtım. Çıkışta da tokat yedim. End of story.

14 yaşlarındaydım sanırım, gece gizlice okulun açık kalan penceresinden içeriye girmiştik....

bu kadar hikaye, sonra uzun uzun yazarım belki (bkz: swh)

18 yaşımda barda, o gün arkadaşımın tanıştırdığı 30 yaşında yabancı uyruklu adamla. Defalarca öpüştük. Sonra eve geç kalıyorum diye koşarak uzaklaştım.

İlk öpüşme değil, önce öpüşmedir,
Tahkiye değil ontolojidir benim açımdan.
Yine de:
Geceydim. kilidimi döndürmüştüm kendi karanlığımda. Çatlak dudaklarımı ayışığı araladı.
...
"önce öpüşmek vardı"
Böyle yazardı bana inmiş aşkın o kutsal kitabının ilk satırında.
...
Bitmeyince ilk de olmuyor.
Amenna.

İlk sevgilim koltukta eğilip öptü. Beğenmedim ittim. Kenardan dengesini kaybedip yere düştü.
Suratı kıpkırmızı gülmeye başladı. Ben de ayıp olmasın diye gülmüştüm.

Salak.

Hiç hatırlamıyorum çok enteresan. Demek ki akılda kalıcı değilmiş. Gerçi aklımda kalanda yok ama...

18/ beylikdüzü migros asansör/ ateşli ve ilk / beğenmedim/ boğulurmuş gibi oldum/

18/ beylikdüzü park/ hala kusasım gelir / çocuğun sivilcesi patlamıştı / ahh yine öğürme hissi

Olmayan hikayem. Sahi çok merak ediyorum dilimizi mi yalıyoruz ne yapıyoruz?

sokak köşesinde kendimden büyük kızla çok tatlıydı bende çok heyecanlıydım

16 yaşındayım lisede okuldan çıkmısız ve eve doğru el ele yürüyoruz. Ümraniye meydanın Yakında bir park gördük ve oraya doğru gittik. Havada deli gibi kar yağışlı ama oturduğumuz bankın üstünü iki çam ağacı kapattığı için bize kar gelmiyor. Zaten soğuk olduğu için etrafta kimsede yok oyle. Yan yana oturduk çokta üşüdüğümüz yok ama ısınmak için sıkı sıkı birbirimize kenetlendik sarılır. İşte o anda ne olduysa duduklarımız birbirine değdi ve bir saatten fazla öpüştüğümüzü hatırlıyorum. Mükemmel birşeydi evet ve o ilk öpüşmeyi hiç unutmam

Lise masumiyetinde, el ele tutuşurken bile çekinen iki toy insandık. Doğum gününde hediyesini verirken gözlerimiz kitlendi sanki bir filmin sahnesi gibi ağır çekimde birbirimize yaklaştık, gözlerimiz kısıldıkça dudaklarımız bir oldu. İlk sefer olunca kısa bir öpüşme oldu yüzümüz kıpkırmızı olmuştu. O kadar güzeldi ki rujlu dudakları, hızla çarpan kalbi, al al olmuş yanakları... insan ilk öpüşmesini unutmaz derler ya kesinlikle doğru Alzheimer olsam unutmam sözlük.

9. Sınıfta yatılı kaldiğım lisede ve ilk sevgilimle idi ilk öpüşme. Lisenin çok büyük devasa bir bahcesi vardı pansiyonu da aynı bahçenin içerisindeydi. Kız ve erkek yurdu bitişik yanyanaydı. Bahçenin her yerinde okul koridorlarında bile kamera vardı. Sıkı disiplinli bir yatılı okuldu. Günlerden cumartesi idi . Yurdun yarısı evci çıkmışlardı. Pansiyonun arka tarafında bağ bahçesi vardı. Bağ da bizim okula ait yani. Öğlen yemeğinden sonra kameraların en kör noktası olan bağ bahcesine gittim. Elimde gülten dayıoğlu' nun ganga isimli kitabı da var. Bahçe duvarına yaslanmış ayakta sohbet ediyorduk. Gülerken biran önüme geçti duvara dayalı vaziyette çenemi tuttu dudaklarımdan öpmeye başladı. Sonra ayakta daha çok dikkat çekmemek için duvarın dibinde ki bağların içine uzandık. Artık nasıl bir öpüşme ise gözlerimizi yumup öpüşürken zamanı unutmuşuz. Kaç saat öylece kaldik hiç bilmiyorum. Bildiğim gözlerimi açtığı.da hava kararmaya başlamıştı. Akşam yemeği zili çoktan çalmış sayım başlamış olmalıydı. İlk sevgilim dedi önce sen git, kitap okurken zamanı unutmuşum, hava kararınca farkettim dersin sen , dedi. Birlikte gidersek şüphe çeker sen git ben iki saat sonra falan gelirim yurta dedi. Gittim ve öyle dedim . Öğretmenler tarafindan sevilen çalışkan bir öğrenci olduğum icin pek göze batmadım bu yalanıma inanmamış olsalarda pek sorgulamadılar. Sevgilim lise son öğrencisiydi ve bir yılda sınıfta kalmışlığı vardı. O sadece uyuyup kaldığını iddaa etmişti ve onun için bu durum müdür yardımcısı tarafından hiç hoş karşılanmadı ve bir tek o cezalandırıldı. Fedakarlık göstermese bende ceza almaktan kurtulamazdım.

ArAbasından inerken “öpeyim mi” sorusuna “öp” diye karşılık vermemin akabinde gelişti her şey. Dudaklarımın sevdiğim adamın dudaklarına değmesi, o yumuşaklığı, sıcaklığı hiçbir zaman aklımdan çıkmayacak.

İlkokul ikinci sınıfa gidiyordum. Okuldan sonra X isimli sınıf arkadaşımın evine gittim. Kapıyı ablası açtı. Ablası o zamanlar ergenlik çağındaydı. Gel, X bakkala gitti gelir şimdi dedi. Ben de mal gibi içeri girdim. Nerden bileyim beni kötü emellerine alet edeceğini hahaha. Salona geçtim oturdum. X'in ablası geldi ve bana "sen hiç filmlerdeki gibi dudak dudağa öpüştün mü" dedi. Yooo dedim. Bi deneyelim mi dedi şak yapıştı dudaklarıma. Ben çocuğum tabi ne olduğunu bile anlayamadım. Bi beş altı saniye beni öptü. Sonra hadi bi daha deneyelim dedi. Ben hızlıca kapıya yöneldim. Ayakkabılarımı elime alıp kaçtım gittim. Eve gittiğimde korku içindeydim.
(Şimdi diyeceksiniz ki 30 yaşındasın bunu nasıl böyle dakika dakika hatırlıyorsun. Çünkü o gün bugündür herkese anlatıyorum. Hepsi aklıma mıh gibi kazındı)