Rahmetli Süleyman Demirel'in sözü aklıma gelir:
“Efendim, kerhaneleri kapatalım da millet bizi mi s****n…”
kerhane
21. yüzyılda bile devam eden kölelilğin ispatı.
Kölelik olamaz. Ücret karşılığı hizmet var. En fazla hastalık yuvası olur.
(bkz: kerhane tatlısı)
ben buraya ilk defa ukrayna'ya ayak bastığım ilk gün gittim. ama o nedenden değil. çekin bir tabure anlatıyorum.
aiesec projesi için başvurup, mülakatı geçmiştim. uçtum ukrayna'ya, havaalanına vardım. projemin başındaki kız elinde pankart gibi bir şeyle karşılıyor bizi. tanışma, kültür değişimi, o antalya diyor ben de poroşenko diyorum oluşturun işte kafanızda. cidden sorumluluk sahibi alımlı bir kız.
bu sırada diğer kişilerle tanışıyoruz, bu çinliler batı'ya gittiklerinde batılı adı alıyorlar, işte kızlar glory, daisy erkekler bernard falan. işte bu sırada hayatımı değiştireceğinin farkında olduğunu bilmediğim çinli bir çocukla tanıştım. hayatım boyunca bir daha asla bir çinli ile çalışmamaya yemin ettirdi pezevenk.
fitz.
bu oğlanın adını telaffuz edemediğim için gerçek adını bilmiyorum. ama amına koyayım fitz bir insan bu kadar mı yarım akıllı olur? bu bizim tanışma faslımızdan sonra avel avel dolanmış ortalıkta. bir kadın buna ingilizce "beraber eğlenelim mi?" demiş, bu çocuk-adam(her neyse) "aa birlikte eğlenmek istiyorlar, ne kadar iyi insanlar" diye takılmış peşine. bu arada çinlilerin maaşlar bok gibi, ukrayna bunlara vize uyguluyor. ensesi kalın tipler bilir ki ukrayna'ya gidebilen çinli'nin cebi doludur. tabi biz fitz'i tek parça halinde bulmak istiyoruz.
bu sırada kız bana diyor ki fitz'i bulmamız lazım. "lan ben nasıl bulacağım alfabenizi bile bilmiyorum s.k kırığı" demedim tabi, projenden biri alsan alamazsın, satsan si..tirip gitmez.. ukrayna'ya ayak bastığım ilk gün, bana 'buddy' diye verilen rehber kızla kerhane kerhane çinli aramaya çıktık.
bildiğiniz sokak sokak bilenen kerhanelere giriyoruz. liveleak'a bakıp kahkaları basan ben, bu mekanları görünce cidden böbreğinden köfte yapar müslümanlara yedirirler diyorum. gri, soğuk (kıştayız), tip tip gopnikler ve raguller etrafta. kerhane mamalarıyla diyaloğa giriyor kız, ben de yanında duruyorum, bak şöyle sor falan diyorum. kıza yan bakan olursa diye kolaçan ediyorum, bakan yok tabi. gittiğim kerhanelerden birinde kalorifere dayanış bir adamın yüzünü gördüm. orada kaloriflerler bizim sobalar gibi adamın yüzü yanmış adamdan tık yok.
kıza "excuse me what the fuck?" diyorum o da krokodil denilen bir uyuşturucu olduğunu, ülkenin anasını si..tiğini anlatıyor. rus asıllı bu kız, putin'in bu illeti büyük oranda azalltığı için deli gibi sevildiğini anlatıyor bana. ben o sırada 5000 yıllık çin tarihine küfür etmekle meşgulüm.
5 saati geçmişiz artık, ben artık güzel ukraynalı kadınlara bakamıyorum. boynum yorulmuş, gözüm alışmış onlar artık normal..
artık sadece bir günde kiril alfabesinin yarısını çözmüşüm, sex shop görünce artık okuyabiliyorum, malum sebeplerden. şehirden çok da uzak olmayan bir yere girdik, artık bu yerde sıva diye bir şey yok. boya hiç yok. gökyüzü gri, binalar gri ortamdaki tek renk insanların mavi gözleri, benimse 'çurka' olduğum 1000 km öteden belli. burası biraz daha tuhaf bir yerdi çünkü apartmana girmeniz için alt kat ara girişten bir yere girmeniz gerekiyor, ilk defa kapı önünde slav squat yapılmayan büyük kerhane görüyorum. nasıl bir yerse kızın zile basmaya götü bile yemedi, bana bas dedi, bastım girdik içeri.. bu sefer bu mama'nın aurasından daha yetkili biri olduğunu anladım.
bizim çinli burada değilmiş ama yağlı kaz bulunduğunu bir şekilde haber almış (nasıl bir ağı varsa) bizi oraya yönlendirdi, yer de yakın. benim o soğukta çıplak elle gezerken artık canım yanıyor, bitkin bitkin bastım zile. kadınlar şto(?) diyor kız konuşuyor girdim yine.
fitz'in suratında avel avel bir ifade var, eline bornoz vermişler çocuğun. fahişenin de suratında bıkkın bir ifade. kaç saattir oradalar ama halen bizim fitz, çin seddi'ni aşmamış. ne bok döndüğünü bile anlamamış kendini rehin sanmış orada. sarıldı ağladı bana. ben sinirliyim etrafa bakıyorum, çünkü oğlana daha fazla baksam vurasım gelecek biliyorum.
etrafa bakarken fahişenin çok zarif ve alımlı olduğunu fark ettim. aklıma yazdım mekanı sonrası için.. fitz denilen hıyarın bana yaptığı tek iyilik bu olabilir.
aiesec projesi için başvurup, mülakatı geçmiştim. uçtum ukrayna'ya, havaalanına vardım. projemin başındaki kız elinde pankart gibi bir şeyle karşılıyor bizi. tanışma, kültür değişimi, o antalya diyor ben de poroşenko diyorum oluşturun işte kafanızda. cidden sorumluluk sahibi alımlı bir kız.
bu sırada diğer kişilerle tanışıyoruz, bu çinliler batı'ya gittiklerinde batılı adı alıyorlar, işte kızlar glory, daisy erkekler bernard falan. işte bu sırada hayatımı değiştireceğinin farkında olduğunu bilmediğim çinli bir çocukla tanıştım. hayatım boyunca bir daha asla bir çinli ile çalışmamaya yemin ettirdi pezevenk.
fitz.
bu oğlanın adını telaffuz edemediğim için gerçek adını bilmiyorum. ama amına koyayım fitz bir insan bu kadar mı yarım akıllı olur? bu bizim tanışma faslımızdan sonra avel avel dolanmış ortalıkta. bir kadın buna ingilizce "beraber eğlenelim mi?" demiş, bu çocuk-adam(her neyse) "aa birlikte eğlenmek istiyorlar, ne kadar iyi insanlar" diye takılmış peşine. bu arada çinlilerin maaşlar bok gibi, ukrayna bunlara vize uyguluyor. ensesi kalın tipler bilir ki ukrayna'ya gidebilen çinli'nin cebi doludur. tabi biz fitz'i tek parça halinde bulmak istiyoruz.
bu sırada kız bana diyor ki fitz'i bulmamız lazım. "lan ben nasıl bulacağım alfabenizi bile bilmiyorum s.k kırığı" demedim tabi, projenden biri alsan alamazsın, satsan si..tirip gitmez.. ukrayna'ya ayak bastığım ilk gün, bana 'buddy' diye verilen rehber kızla kerhane kerhane çinli aramaya çıktık.
bildiğiniz sokak sokak bilenen kerhanelere giriyoruz. liveleak'a bakıp kahkaları basan ben, bu mekanları görünce cidden böbreğinden köfte yapar müslümanlara yedirirler diyorum. gri, soğuk (kıştayız), tip tip gopnikler ve raguller etrafta. kerhane mamalarıyla diyaloğa giriyor kız, ben de yanında duruyorum, bak şöyle sor falan diyorum. kıza yan bakan olursa diye kolaçan ediyorum, bakan yok tabi. gittiğim kerhanelerden birinde kalorifere dayanış bir adamın yüzünü gördüm. orada kaloriflerler bizim sobalar gibi adamın yüzü yanmış adamdan tık yok.
kıza "excuse me what the fuck?" diyorum o da krokodil denilen bir uyuşturucu olduğunu, ülkenin anasını si..tiğini anlatıyor. rus asıllı bu kız, putin'in bu illeti büyük oranda azalltığı için deli gibi sevildiğini anlatıyor bana. ben o sırada 5000 yıllık çin tarihine küfür etmekle meşgulüm.
5 saati geçmişiz artık, ben artık güzel ukraynalı kadınlara bakamıyorum. boynum yorulmuş, gözüm alışmış onlar artık normal..
artık sadece bir günde kiril alfabesinin yarısını çözmüşüm, sex shop görünce artık okuyabiliyorum, malum sebeplerden. şehirden çok da uzak olmayan bir yere girdik, artık bu yerde sıva diye bir şey yok. boya hiç yok. gökyüzü gri, binalar gri ortamdaki tek renk insanların mavi gözleri, benimse 'çurka' olduğum 1000 km öteden belli. burası biraz daha tuhaf bir yerdi çünkü apartmana girmeniz için alt kat ara girişten bir yere girmeniz gerekiyor, ilk defa kapı önünde slav squat yapılmayan büyük kerhane görüyorum. nasıl bir yerse kızın zile basmaya götü bile yemedi, bana bas dedi, bastım girdik içeri.. bu sefer bu mama'nın aurasından daha yetkili biri olduğunu anladım.
bizim çinli burada değilmiş ama yağlı kaz bulunduğunu bir şekilde haber almış (nasıl bir ağı varsa) bizi oraya yönlendirdi, yer de yakın. benim o soğukta çıplak elle gezerken artık canım yanıyor, bitkin bitkin bastım zile. kadınlar şto(?) diyor kız konuşuyor girdim yine.
fitz'in suratında avel avel bir ifade var, eline bornoz vermişler çocuğun. fahişenin de suratında bıkkın bir ifade. kaç saattir oradalar ama halen bizim fitz, çin seddi'ni aşmamış. ne bok döndüğünü bile anlamamış kendini rehin sanmış orada. sarıldı ağladı bana. ben sinirliyim etrafa bakıyorum, çünkü oğlana daha fazla baksam vurasım gelecek biliyorum.
etrafa bakarken fahişenin çok zarif ve alımlı olduğunu fark ettim. aklıma yazdım mekanı sonrası için.. fitz denilen hıyarın bana yaptığı tek iyilik bu olabilir.
sanılanın aksine eskort hizmeti veren kadınlar ya da pavyon tarzı eğlence mekanlarına göre çok daha temiz ve güvenli yerlerdir.
sex işçisi kadınların günlük çalışma saatleri bellidir. kapıda her zaman polis ve güvenlik bulunur. kadınlar rutin sağlık testlerinden geçirilirler. vereceğiniz ücret ve alacağınız hizmet aşağı yukarı bellidir.
sex işçisi kadınların günlük çalışma saatleri bellidir. kapıda her zaman polis ve güvenlik bulunur. kadınlar rutin sağlık testlerinden geçirilirler. vereceğiniz ücret ve alacağınız hizmet aşağı yukarı bellidir.
(bkz: mektep)
Çalışan arkadaşlar değme holding beyaz yakalısından delikanlı ve harbi olur. Melih gökçek hakkında, “valla bizden biri doğurmadı” mihvalindeki açıkllamaları bile yeter.
Elit değil ezik abazalarin mekanı
Hayret kimse değinmemiş
Mikrop ve hastalık yuvası.
Buradan kaptığınız hastalıklar öyle iki hap bir iğne ile düzelmez
Mikrop ve hastalık yuvası.
Buradan kaptığınız hastalıklar öyle iki hap bir iğne ile düzelmez
Ker=eşek, hane =ev, hane... (şeklinde bir kökeni var maalesef.)
Bu mekanın yakınlarında genelde şerbetli halka tatlısı satılıyor, buna da keta deniyor; kerhane tatlısının kısaltması.
Genelevin argodaki ismi
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?