bir kelebek hüznü taşır sana uzaklardan. gecenin sonunun intihar olduğu muallaktayken üstelik. adı bilinmeyen bir şarkı, hüznü okunmamış bir serçenin adı olur yalnızlık ve istediğin sadece bir anüsün büzüklüğünde kaybolmaktır. ama gece hain, gece korkak, gece terk edilmiş bebekken... intikam sigarasını içer senin ciğerlerine ve vermez istediklerini ivedilikle. geceye düşman olursun, geceye isyan olursun, geceye muhtaç olursun... gece, hava karardığındaki tek gerçeklik, mutlak güç... vermez sana istediğini.
birkaç satır birkaç kadehle birleştiğinde o anüsün burunları büyüleyen kokusunun da adı dahi anılmayacak. belki eski tahta bir kapının gıcırdayan menteşeleri söyler bir şarkı en fazla... yalnızlığa bakış açısı meydana bu anda çıkacak, sen adını bilmediğin bir kadının anüsünde kaybolmaktan vazgeçmişken. kuş cıvıltıları, şişe kırıkları, cehennem kokuları, kırık fıskiyeler... artık yalnız ve kırılmış her şey seni anlatacak ve bir yerlerden bunu duyacaksın. bir anüs için bile vaktin kalmadığında ise muhtemelen azrail'e mektup yazacaksın.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?