Florya'da bir kafede otururken yanımıza geldi. saat isteyip istemediğimi sordu. hayır dediğimde cüzdana ihtiyacın var mı dedi. hayır dediğimde iyi eğlenceler, iyi günler dedi ve gitti.
istanbul'un sembollerinden biridir. 5 TL'ye saati toptancıdan alıp 10 TL'ye satarlar. köprülerin üstlerinde falan dururlar. daha bugüne kadar 1 tane tecavüz, cinayet davasına konu oldukları görülmemiştir. abijim diye hitap ederler. kimsenin gözünün içine bakmazlar. sefil ama onurlu bir şekilde yaşayıp giderler. suriyelileri kovmak varken bunlara göz dikti devletimiz.
Hiç olaya karıştıklarını duymadığım ve bir şeyi istemediğimizi söylediğimizde ısrar etmeyen insanlardır. En azından çalışarak para kazanıyorlar, dilenerek değil.
Bunlar gündüz külahlı; gece silahlı olurlar. O, size kibarca, hatta dokunaklı bir ses tonuyla: aağğbijiiğmm.. diyen aç ve onurlu Afrikalı üç bacaklı beberuhi'yi; Gecenin bir vakti, Tarlabaşı' nda kuytu bir sokakta afili bir torbacı olarak görürseniz, hiç de şaşırmayın.
O, boyunlarına astıkları Saat tezgahını; adetâ Truva atı olarak kullanırlar. O, Aç ve onurlu Afrikalı tiyatrosu başka türlü nasıl vücut bulur ki zaten? Saatten yaptıkları o küçük sermaye ile ot alemine ufak bir giriş... yakalanan kadar, tiyatroya devam... çakı çakmak; ayna tarak... buyur ağbiijiiiğmm, buyur...
bende iyi şeyler duydum doğru kaynaktan senegalliymiş ailesine para göndermek için saat satıyorlarmış ama kadınlar telefonlarını yazıp ellerine tutuşturuyorlarmış. (Savaş zamanında avrupa sömürgesi olarak çanakkaleye savaşmaya getirilirlerken ezan sesi duyup vazgeçmeleriyle canlarını feda etmişler)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır. katkıda bulunmak istemez misin?