Bir Morgan Freeman klasiği haline gelmiş replikler silsilesini kısacık (!) hikayesiyle bir yazıdan alıntılıyorum:
Her 10 senede bir değişen jüri üyelerinin karşısına çıkan Red aynı soruyla karşılaşır: Düzeldiğine inanıyor musun? her seferinde aynı cevabı verir. 'Evet efendim kesinlikle düzeldiğime inanıyorum.' Ama sonuç bir türlü değişmez ve tahliye talebi reddedilir. En sonunda müebbet hapis cezasının 40 yılını geçiren Red yine jüri üyesinin karşısına geçer. Soru aynıdır: Düzeldiğinize inanıyor musunuz? Bu kez Red sinema tarihine geçecek bir konuşma yapar ve tahliye olur. JÜRİ ÜYESİ: Lütfen oturun. Ellis Boyd Redding, müebbet hapis cezanızın 40 yılını geçirmişsiniz. Düzeldiğinize inanıyor musunuz? RED: Düzelmek mi? ... Bir düşüneyim... Bunun ne olduğu konusunda hiçbir fikrim yok artık JÜRİ ÜYESİ:...Yani bay Redding topluma katılmaya hazır mısınız? RED: Ben bunun ne demek olduğunu biliyorum evlat. Ama bu kelime benim için sadece uydurulmuş politik bir laf. Sizin gibi iş sahibi,takım elbise ve kravatlı gençlerin bilmek istediği şey ne? ... Ne yapmamı istiyorsunuz? Yaptığım için pişman olmamı mı? JÜRİ ÜYESİ: Pişman mısınız? RED: (İç çekiş) pişman olmadığım bir gün bile yok ki. Burda olduğum ya da olmam gerektiğimi düşündüğünüz için değil... O zamanları hatırlıyorum da,küçük, aptal bir çocuğun işlediği korkunç suç.Şimdi onunla konuşmak istiyorum...Onunla konuşmak istiyorum. Ama bunu yapamıyorum. O çocuk geçmişte...çok eskilerde kaldı. Bu yaşlı adam onun artığı işte. Bununla yaşamak zorundayım. Düzelmek mi? bu çok saçma bir söz.Gidip formlarınızı damgalayın evlat ve boş verin gitsin vaktimi boşa harcamayın. Çünkü doğruyu söylemek gerekirse artık umurumda bile değil.
(Malum,"Esaretin Bedeli" nden)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?