Öncelikle (bkz: telegoni). Telegoni denilen olay teeee antik yunan zamanından beri varolan bir kavram. Çocuğun babaya tam benzememesi nedeniyle çıkmış olabilir, bilmiyorum. Avrupa'da ırkçılıkla birlikte de gündem olmuş. Mendel kalıtımın kurallarını bulana kadar da inanılmış. Sonra çekinik ve baskın gen kavramları telegoniyi çope atmış.
En son birkaç sene önce bir kısım gazetede manipülatif şekilde haber yapılınca yine gündem olmuştu ve herkes galeyana gelmişti. Buradaki naif yazarların aksine her yerde kadınların tek eşli olması gerektiği düşüncesine bilimsel alt zemin olarak sunulmuş ve kadın üzerindeki tahakkümleri için bahane bulan erkekler de saklandıkları oyuklardan ellerini ovuştura ovuştura çıkmıştı.
İşin aslı ise şu; bir sinek türü üzerinde deneyler yapılıyor. bir kısım erkek sinek güzel güzel beslenip boyut olarak serpiliyor, bunlara taylan diyelim. bir kısım erkek sinek ise zayıf besleniyor, cılız kalıyor. bunlara da kamil diyelim. dişi sinekler (pelinsular) daha gelişme aşamasındayken, yani yavrulayamayacak yaşlarda taylanlarla çiftleştiriliyor. sonra bu dişiler büyüyünce kamillerle çiftleştiriliyor ve yavrulamaya bırakılıyor. oluşan bebelerin biyolojik babası tamamen kamiller olmasına karşın boyutları taylan gibi oluyor. yani ortada genetik bir kalıtım yok, çevresel adaptasyonların iletilmesi var ki bunun nedenini büyük ölçüde taylanlar underage pelinsuları döllerken semen içindeki salgıların, proteinlerin veya bu tarz kalıtım dışı faktörlerin gelişim aşamasındaki oositleri de beslemesine bağlıyorlar. bu durum 'kalıtım'dan çok anneyi etkileyen çevresel etmenlerin fetüs üzerindeki değişikliği olabilir. şeker hastası annenin bebeğinin iri doğması gibi. ha insanlarda bu tarz bir telegoni durumu gösterilmiş değil.
yine aynı zamanlarda bu bakirelik fetişistlerinin kullandığı diğer bilimsel yayın da bazı ölen kadınların beyinlerinde y kromozomlarına ve yabancı dna'lara rastlandığını gösteren bir mikrokimerizim çalışmasıydı. ancak bu konunun da telegoniyle bir bağlantısı bulunmuş değil. bu yabancı dna'lar kadınların vücuduna gebeliklerinde plasenta vasıtasıyla çocuklarından geçiyor ve vücutta oraya buraya yerleşiyor. gelecek çocuklarına aktarma gibi bir olay yok. bu konunun başka bilimsel tarafları var ama konumuz değil.
vel hasıl-ı kelam, bebeğinizin yüzü lise basketbol takımı kaptanına benzemeyecek.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?