zor arkadaşlar hem de çok zor. gelin size ne kadar zor olduğunu anlatayım.. türkiye şartlarını düşününce inanılmaz rahat ve düzgün bir işim var. aşırı iyi. personel müdürümüz selma hanımı evinden alıp işe götürüyorum, işten de alıp eve götürüyorum bu kadar. 3200 tl maaşım ve 500 tl restoranlarda ve alışverişlerde kullanabileceğim setcard var. tertemiz kıyafetle işe gidiyorum, mis gibi. selma hanım aynı zamanda annemin sınıf arkadaşı. arada bize çaya ve kahveye gelir, oturur sohbet ederiz. 10 numara insandır. brunello cucinelli ceketler, kiton etekler falan maddi durumu da çok iyi. bir ayağı da new york'da zaten. beni işe de annem sayesinde aldı. torpil yani. hiç sevmem lmao.
işte ben sabah selma hanımı şirkete götürünce kapısını açıyor, sonra çantasını ve ceketini alıp koruması gibi odasına kadar gidiyorum. 500 kişiye günaydın demekten dilim damağım kuruyor. kimse bana demiyor yanımızdaki müdüre diyor, ben de onun yanındayım diye götüm kalkıyor. düşünün ki asansör düğmesine basabilmek için birbirini ezen insanlar var. odasının bulunduğu departmana çıktığımız anda zaten full kadın çalışanları görüyoruz. o odasına geçiyor, ben de boş masada bazen internette dolaşıyorum, bazen de kitap okuyorum. muhattap olan kadınların haddi hesabı yok, instagram'da ekliyorlar ama daha gelen takip bildirimine tıklayana kadar şifremi bilen kız arkadaşım engelliyor. bir de fırçalıyor. kim bu, niye takip etti, nerden tanıyorsun diye. günümün yarısı da ona hesap vermekle geçiyor. kız arkadaşım olmasa her gün başka bir kadınla beraber olurum da onun aşkı bütün hormonlarımdan çok daha ağır basıyor, aldatamıyorum. üzerime bağlama büyüsü mü yaptı ne yaptı..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?