dünyanın en zengin mutfağı

gastronomiye fazlasıyla ilgisi olan birisi olarak söylemem gerekir ki çokluk, zenginlik değildir. değerli olan şeylerden elinde varsa zenginsin. kaliten yoksa, standardın yoksa, ürün bakımından iki sene üst üste aynı seviyede iş yapamıyorsan zengin değilsin. dünyada tanınan restoran adedin sadece 2. Michelin yıldızının yakınında bile değilsin. reçete olarak hepsinden fazla ürünün olabilir ama bunlar ne geleneksel ne de standartı olan ürünler.

Fransız mutfağı, mutfakta kullanılan sosların sahibidir. beşamel sos, hollandaise sos, domates sosun da dahil olduğu 5 temel sosun sahibi. sen bugün tavuk yaparken bile üzerine beşamel döküyorsun. fırında makarna yaparken de. bu mutfağa zengin dememek saçma olur.

İtalyan mutfağının sırrı, geleneksel ve değişmezliğinde yer alır. ülkenin güneyinde yediğin makarna da kuzeyinde yediğin makarna da aynı lezzete. taze makarna üstelik. "bizim peynirimiz tuzlu, yumurta daha taze ondan" diye bahane yok. dünyanın en iyi ikinci restoranı bu ülkede iken, mutfakları bizden fakir demek fazla abartı.

İspanyol mutfağı, uzakdoğu mutfağı gibi deniz ürünlerinin tillahı olan mutfaklara girmeye hiç lüzum yok. çünkü, 3 tarafın deniz, içinde de bir tane kocaman deniz varken deniz ürünlerin rezil durumda.

dediğim gibi hepsinden fazla yemeğimiz olabilir ama hepsi kendimize göre fazla. ürünümüzün kalitesiz olması yüzünden, iki sene üst üste aynı şekilde lezzetinin olmaması da cabası.