wicca

eski devirlere saygımız sonsuz ama bu devirde bir elinde iphone, diğer elinde epilasyon aleti varken kral arthur'la, merlin'le, camelot'la, simya ve kara büyü ile kafayı bozmuş kişidir. buzdolabında sodyum benzoat, banyosunda paraben dolu olduğu halde "yok doğa şöyle güzel", "yok ayıcıklar böyle tatlişko"... doğa, doğa, doğa... al bu kişiyi gecenin bir karanlığında değil doğaya, nenesinin yaşadığı köye koy, akrep yılan çiyan diye viyak viyak bağırır. böyle de derin bir kitsch var mevzuda...
geçtiğimiz günlerde kedili kız arkadaşlarımdan bahsetmiştim. bu kişilerden biri kendini pagan sanıyordu... yok doğa şöyle ilhamlı, yok ormanlar böyle tılsımlı; tatlı tatlı takılıyoruz... hatun zeki, okumuş, kültürlü ama kaptırmış kendini bir hayal aleminde yaşıyor... yani bir çıkabilseydi o moddan nikahı bilem basardım... neyse, o mevzu karışık...
yani demek istiyorum ki ahali; kendinizle çelişmeyin; okuyun, kültürlenin ama olmadığınız kimlikleri siz oymuşsunuz gibi yaşamayın. hadi yaşadınız, bari etrafınıza dayatmayın. zira bu devir cadıların değil baudrillard'ların, orwell'ların, gramsci'lerin, adorno'ların devri...