sözlük kültürü

queenr
Malumunuz Türkiye internet camiasında 1999'dan beri çeşitli sözlükler açılıyor. Bu sözlüklerden tutanlar yoluna devam ederken tutmayanlar zamanla kapanıyor.

Ekşi ile başlayan bu sözlük macerasında görüyorum ki insanlar ya bu sözlüklerin tam içindeler ya da tam dışındalar. Yani bir kişinin bir sözlük hesabı varsa muhtemelen birkaç sözlükte daha var ya da sadece uzaktan okuyucu.

Bu uzaktan okuyucular yazar olmaya karar verip gerekli prosedürleri tamamladıklarında -ki bu prosedürler günde 100 kişinin ziyaret ettiği bir sözlükte oldukça kolay atlanabiliyor, kısa sürüyor- sözlüğü Twitter gibi kullanıyorlar. Bunun bir sonucu olarak mesela yazım kurallarına dikkat etmiyorlar. Daha bugün entrysinde nokta kullanmayan yazar gördüm. Arkadaşlar bu ülkede -de'nin -da'nın yanlış yazıldığını gördüklerinde kalp krizi geçiren bir kitle var, siz katil mi olmak istiyorsunuz? (bkz: just kidding) İşte bu kafa “beni sadece beni takip edenler görüyor”un ürünü. Hayır. Burası Twitter değil. Entryn direkt bugün akışına düşüyor ve hepimiz görüyoruz. Her an dalga geçip seni grammer nazileri'nin eline verebiliriz.

Bir diğer nokta ise yine Twitter mantığından doğan kısa ve kimsenin işine yaramayacak şeyler yazmak. Öncelikle 140 gibi 280 gibi bir karakter sınırlaması yok:) dolayısıyla -benim kadar olmasa da- sen de uzun yazmak, sadede gelmek zorunda değilsin. Önemli olan meseleyi geniş ele almak ve tabi ki bilgi vermek ya da bir düşünceyi süslemek. Yani yargı bildiren tarzda cümleler kurup “...yı çok seviyorum, herkese öneririm.” Demen hiçbir şey ifade etmiyor bizim için. Onu neden sevdiğini neden sevmediğini de yazmak zorundasın. Neden? Çünkü burası bir sözlük. Twitter değil.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol