bir erkek olarak şikayetçi olduğum hadisedir. ne o, şaşırdınız mı?
bazı kadınlar sanıyor ki, psikopatlık sadece biz erkeklere has; kadınların ise hepsi temkinli... gerçekte yok öyle bir şey. öyle kadınlara denk geldim ki içlerine adeta chucky kaçmıştı... bahsi açılmışken bir tanesini özel bilgilere girmeden aktarayım...
fi tarihinde bir hatunla reel sex odaklı sohbet ve sexting yapıyoruz. o istanbul'dandı, ben de istanbul'a yakın bir yerde yaşıyordum o sıralar. sohbet ettiğim kişinin karakterini iyi analiz eden bir tarafım var. dikkat ediyorum, sanalda son derece mantıklı, yapıcı, doğal, olgun ve sakin bir üslupla konuşuyor. kızsal triplere girmiyor, diyelim ki işim mi çıktı o an, 50 tane soru işaretine dan dan basıp neredesin diye sormuyor. sonrasında durumu anlatınca anlayışla karşılıyor falan. nude mu istiyorum mesela, kendini ağırdan satmıyor, onu gerçekten arzuladığımı biliyor ve beni süründürme kezbanlığı yapmıyor. medeni ve aşmış denilebilecek bir konuşma tarzı vardı yani.
her şey bu formatta 1-2 ay sürdü. bazen günde 8 saat konuştuğumuz oluyor, bazen 3 gün birbirimizden haber alamadığımız da oluyor. bilenler bilir, bu karmaşık ilişki türünde karşındaki ile sadece sex düşünmüyorsun bir noktadan sonra. adı konulmamış bir dostluk da meydana geliyor, acısına üzülüp sevincine ortak oluyorsun; sex bu ilişkinin ana teması oluyor elbette ama dostane bonuslar da oluyor yanında. bir gün tamam dedim kendi kendime, istanbul'a gideyim ve bunun adını koyalım. hay hay dedi, cumartesi akşamı işten biraz erken çıkarım kadıköy'de heykelin orada buluşalım... başlangıçta her şey çok iyiydi. sarıldık, birbirimizin yanaklarından öptük, bir yandan da kalçalarına çapkın bakışlar atıp içimden "off ya tam da istediğim gibi" falan diyorum. birlikte yürüyoruz... yolculuk ne kadar sürdü diye soruyor, daha önce hakkında çok kez konuştuğumuz uyuz patronu hakkında "yine saçmaladı mı" diye soruyorum... son derece neşeliyiz ya da aslında sadece ben neşeliyim; bilemiyorum altan...
bahçeli bir barın ikinci katına girdik. kapalı balkon gibi bir yere oturduk. önümüze biralar geldi. derken ikinci biralar... alkolün rahatlatıcılığının etkisiyle yaklaştık, ön sevişme gibi, gibisi fazla direkt öyle bir durumdayız. eli orama uzandı. sonra ağzı da uzandı. muhtemelen birazdan kendi de dayanamayacak hale geleceğini bildiği için beni rahatlatarak ortamın ateşini düşürmek istedi, öyle de yaptı... sonra neden olduğunu hatırlamıyorum, suçluluk duygusundan olacak, olay mahallini terk etmek adına ikimiz de aynı anda aşağı kata inelim dedik. aşağı indikten sonraki o 30 dakikayı hayatım boyunca unutamayacağım.
- aslında en büyük fantezim ne biliyor musun?
- nedir hatuncan?
- bir erkeğin penisini kesip onun kan kaybından ölmesini izlemek...
içimden "ne diyo ya bu" desem de şaka yaptığını sanarak gülümsedim. sonra ciddi ciddi bana penisi kesilip kan kaybı yaşayan erkeklerin videolarını izletmeye başladı. işin tuhafı bu videoları internetten de izletmiyordu, ruh hastası gibi cebine indirmişti. hem şaşkındım, hem gerilmiştim. yuvarlak cümleler ile topu ona atarak muhabbeti nereye vardırmak istediğini çözmeye çalışıyordum. durdum, yüzüne baktım, birkaç dakika sessizce yüz hatlarını ve bana olan öfkeli bakışlarının manasını anlamaya çalıştım. bir ara yüzünde küçükken çok fazla şiddet görmüş bir kız çocuğu gördüm ve üzüldüm. kızgınlık, üzüntü, şaşkınlık, gerginlik, her şey iç içe geçmişti bende. daldığım yerden an'a döndüğümde gördüğüm manzara tanımlanamaz gibiydi. karşımda kendine düşman olmayan bir düşmanla ne idüğü belirsiz bir sidik yarışını sürdürmeye devam eden bir ruh hastası vardı; kendi kendine saldırganca bir şeyler anlatıyordu. o an bizim masayı yan masadan izleyen biri olsaydınız benim ona çok kötü bir şey yaptığımı ve bu yüzden öfkesini kustuğunu falan düşünürdünüz... ne yapacağımı bilemiyordum. onu o halde bırakıp gidemezdim... ama kalamazdım da... belki de bana söylemediği ruhsal bir hastalığı vardı. off ama ben buraya bunun için mi gelmiştim? bu gece böyle mi olacaktı? bırakıp gitseydim, başına bir şey gelseydi... sonra ben başına gelen olayı tv'de falan izleseydim, vicdan azabı falan... off amk... şansımı sikiim e mi...
bu şekilde sabahı ettik... tabi alkolün etkisiyle sızdı, hatta sızsın diye kasten daha fazla içirdim. ayılıp çükümü keser falan diye de tüm gece uyuyamadım. hatta sızmadığını, sızma numarası yaptığını falan bile düşündüm... bu da böyle boktan bir anımdır...
sanalda mantıklı konuşan kişinin buluşunca psikopat çıkması
ahahhahah bak bak laflara bak . sanalda mantıklı konuşan kişi dediği de şu : "kızsal triplere girmiyor, diyelim ki işim mi çıktı o an, 50 tane soru işaretine dan dan basıp neredesin diye sormuyor. sonrasında durumu anlatınca durumu anlayışla karşılıyor falan. nude mu istiyorum mesela, kendini ağırdan satmıyor, onu gerçekten arzuladığımı biliyor ve beni süründürme kezbanlığını yapmıyor. medeni ve aşmış denilebilecek bir konuşma tarzı vardı yani."
kızsal trip ne ? neden bu cinsiyetçilik ? kaç tane "kız" tanıdın da genelleyecek kadar tecrüben oldu ? bir yandan aramızda ister istemez bir dostluk gelişiyor diyorsun diğer yandan yatmaya çalışıyorsun off kalça tam istediğim gibi diyorsun. küçükken şiddet gördüğünü filan anlamış yüzüne bakınca hey allahım ya :D
-babam beni küçükken ıslak hortumla dövüyordu
- hımmm demek türk sanat müziğine ilginiz bu yüzden
konuyla ilgili bir video izlemiştim o da dursun şöyle kenarda https://www.youtube.com/watch?v=WFuWPhlsyEI
çok gergin gördüm seni :)
hayatımda hiç kız tanımadım kardeş, mağaradan yeni çıktım ben :D
hayatımda hiç kız tanımadım kardeş, mağaradan yeni çıktım ben :D
bol toksiklik sıfır maskülenlik akıyor bu entryden. :DD
Hiç başıma gelmemiş hadise. Yahu herkes mi sanaldaki gibi çıkar ? Bütün aklı başındakiler bana çatıyor. Şu fani dünyada bir aksiyon yaşamadan ölüp gidicem. Bir ara üşenmezsem küçük anekdotlar sunarım.
gündüz ve kalabalık bir mekanda buluşun. tecrübeyle sabit...
Nasıl bir tecrubeydi mesela?
Sanalda değil fakat neredeyse seviştiğim her kadın gündelik hayatta çok kibar olmama rağmen yatakta canavara dönüşmeme baya şaşırdığını söylüyor.
Genelin bu tanıma uyduğu başlık.
Bu zamana kadar sanalda tanıdığım iki kişiyle buluştum.
Pişmanlık yaşatacak bir davranışlarına rastlamadım.
Konuşmalarında ne kadar samimi veya ne kadar yapmacık ya bunu iyi ayrıt edebiliyorum ya da çok şanslıyım. Sanaldan tanıdığım biriyle 6 yıllık bir yakınlığım oldu diğeriylede 1 yıl ve ikiside gayet efendi insanlardı.gerçek hayatta tanıdığım birkaç kişi gibi psikopat değiller.
Pişmanlık yaşatacak bir davranışlarına rastlamadım.
Konuşmalarında ne kadar samimi veya ne kadar yapmacık ya bunu iyi ayrıt edebiliyorum ya da çok şanslıyım. Sanaldan tanıdığım biriyle 6 yıllık bir yakınlığım oldu diğeriylede 1 yıl ve ikiside gayet efendi insanlardı.gerçek hayatta tanıdığım birkaç kişi gibi psikopat değiller.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?
Bu kadar iyilik bu topraklara fazla.