Genellikle magazin programlarından duymaya alıştığımız bir söz bu. Beraber görüntü vermek istemediği biriyle yakalanan ünlünün, magazin muhabirlerini yanlış bir şey yazmamalari konusunda uyarma şekli. Tabi o arkadaşlıkların sonra nelere evrildiği benim konum değil.
Bunu günlük hayatta duymak daha da enteresan oluyor. Geçen haftadan beri, birbirlerine çılgınca kur yapan iki insanı gözlemliyorum. Bu insanlar başkalarıyla evli olmalarına rağmen, dışardan bir gözün rahatlıkla anlayabileceği şekilde davranıyorlar. Normal şartlarda "bana ne" derim. Ama bu olay niyeyse çok ilgimi çekti. Hatta bu röntgenci tavrımdan inanılmaz keyif aldığımı söyleyebilirim. Ufak ufak da konuya dahil oldum gün itibariyle. Öğle yemeğini olaydaki kadınla yedik. Yeni evliymiş, ufak tefek sıkıntılar varmış, anlatıp can sıkmaya değmezmiş vs. Bir dokun bin ah işit durumları işte. Biraz tepkisini ölçmek için "ahmet gelmeyecek miydi?" Dediğimde gözleri parladı kadının. Sonra verdiği tepkiden utanır gibi "bilmiyorum ki. Sadece arkadaşız biz. Sandığın gibi bir şey yok" dedi. O an zorlayıp lafı alırdım aslında ama devam etmedim. "Tabi ki aranızda bir şey yok tatlım. Sen evlisin, o evli. Ne olabilir ki aranızda? Ikinizi de tanıdığım kadarıyla, eşlerinizi aldatacak kadar karaktersiz insanlar da değilsiniz" dedim. Yüzüme bir bakışı var, sanırsın süt dökmüş kedi. Kendi suçunu biliyor, daha da kötüsü, bunu benim anladığımı da biliyor. Ne o konuştu sonrasında, ne ben. Sessizce önümüzdeki salataya gömüldük.
"Hesabı isteyelim mi?"
Not : Öğleden sonra ikisi de yüzüme bakmadı ama olsun. Değdi bence buna...
Çok keyifli demi iğnelemesi :))))
Aynen :)