tartışmalı bir kavram.
- gerekli mi?
- İnsan tabiatına uygun mu?
- Mesela bu sözlük bunun parçası mıdır?
- Ya da sözlükte konuşulan aktivitelerin kendisi?
(bkz: işte bunlar hep seks)
cinsel devrim
tartışmalı kavram evet farklı tarihlerde farklı ülkelerde cereyan edegelmiştir. İsveç diyebiliriz, sinema öncü rol oynamıştır, bir zamanlar ülkemizde de 'isveç filmi gelmiş abi' diye bir heyecan söz konusuymuş, büyüklerinize sorunuz.
Fransada 68 hareketi ile olagelmiştir, zaten bu öğrenci isyanlarının başlıca sebebi kızların erkek öğrenci yurduna serbestçe giriş çıkış yapmak istemesi ya da karma yurt gibi bi kavram olsa gerek.
Amerika, kelebekler vadisi, hippiler sex drug rock n roll.
İspanyada da diktatör franconun ölümü sonrası seks patlamış, gençler delicesine sevişmiş, kürtaj tavan yapmıştır. Bir kaç sene sonra ortalık mayna olmuş, başlarda duvara tırmanan gençlerimiz düzenli ve güvenli sevişir hale gelmiştir.
Ha keza komünist ideolojide mesela kadın yeni bir kadındır, seks özgür olmalıdır, kimi ileri hayallerde aile bitiyo, çocuklar tüm toplumun evladı oluyo hacı abi aha bu da bir cinsel devrim sayılmaz mı?
Ha daha bunun gibi pekçok şeyler yazılabilir, sayılabilir.
Yukarıdaki sorulara gelirsek, bilmiyorum, yaşayıp göreceğiz derim.
Fransada 68 hareketi ile olagelmiştir, zaten bu öğrenci isyanlarının başlıca sebebi kızların erkek öğrenci yurduna serbestçe giriş çıkış yapmak istemesi ya da karma yurt gibi bi kavram olsa gerek.
Amerika, kelebekler vadisi, hippiler sex drug rock n roll.
İspanyada da diktatör franconun ölümü sonrası seks patlamış, gençler delicesine sevişmiş, kürtaj tavan yapmıştır. Bir kaç sene sonra ortalık mayna olmuş, başlarda duvara tırmanan gençlerimiz düzenli ve güvenli sevişir hale gelmiştir.
Ha keza komünist ideolojide mesela kadın yeni bir kadındır, seks özgür olmalıdır, kimi ileri hayallerde aile bitiyo, çocuklar tüm toplumun evladı oluyo hacı abi aha bu da bir cinsel devrim sayılmaz mı?
Ha daha bunun gibi pekçok şeyler yazılabilir, sayılabilir.
Yukarıdaki sorulara gelirsek, bilmiyorum, yaşayıp göreceğiz derim.
gerçekleştiği takdirde insanlığa faydaları inanılmaz derecede büyük olacaktır.
sorulara geçelim:
s: gerekli mi?
c: kesinlikle gerekli. mevcut durumda sekste malum erkek s.ken, kadın s.kilen olduğu için seks adeta kadının başına olumsuz bir şeylerin geldiği bir aktivite gibi düşünülüyor. bu yüzden birine gidip s..işelim mi derseniz kesinlikle olumlu yanıt alamaz, üstüne bir de sapık muamelesi görürsünüz. halbuki seks gayet doğal bir insan aktivitesidir, talep edilmesinde ve bu talebin karşılanmasında herhangi bir sorun yoktur ve olamaz ancak bu bahsettiğim s.ken-s.kilen anlayışı; kadının sonunda olumsuzluğa maruz kalacağı düşüncesiyle kendini korumaya almasına neden oluyor.
bunun yanında bir de namus anlayışı var. bir kadının s.kilmesi sadece onun kötülüğüne olmakla kalmıyor, akrabalarına da zarar veriyor. örneğin iki erkek birbirlerine kızdıkları zaman birbirlerini anne s.kmekle tehdit ediyorlar. bununla da kalmıyor, farklı iki ülkenin vatandaşı da karşı ülkenin kadınlarını s.kmeyi bir aşağılama vesilesi olarak kullanıyor, o ülkenin erkeklerinin namusunu o ülkenin kadınlarını s.kerek kirletiyor.
işte cinsel bir devrim yapılarak bu konularda tam anlamıyla bir eşitlik sağlandığı takdirde cinselliğe yüklenen bu temelsiz anlamlar ortadan kalkacak ve cinsellik olduğundan ibaret normal bir aktivite olarak görülebilecek, son derece doğal ve olağan karşılanacaktır. bu durumda insanlar da rahat rahat sekslerini yapacak, taciz/tecavüz büyük ölçüde azalacak, insanlar yoksunluk çekmeyecek, kimse kendini bastırmak durumunda hissetmeyecek, yaptığı seksten suçluluk duymayacak ve dolaylı olarak utanç yaşamayacak, ps.kolojik olarak tüm toplumda büyük bir rahatlama gerçekleşecektir.
s: insan tabiatına uygun mu?
c: insanın yapabildiği her şey, insanın tabiatına uygundur. doğa dediğimiz kavram zaten insanı da kapsar. insan doğanın dışında bir canlı değildir. doğanın içine dışarıdan bir yabancı el tarafından sokulmamıştır. diğer hayvanlarla birlikte doğada yaşamış, yaşantısının neticesinde evrimleşmiş, evriminin sonucunda bir bilinç geliştirmiş, bilinci sayesinde diğer hayvanların iştigal edemediği pek çok bilişsel aktiviteyle iştigal etmiş, sonucunda ortaya pek çok başka hayvanlar tarafından rastlanmayan ürün koymuştur. insan bu ürünler nedeniyle kendini diğer hayvanlardan büyük ölçüde ayırmış olduğu için zaman içinde kendisinin de bir hayvan olduğu gerçeğini unutmuş, bazı varoluş biçimlerini tabiata aykırı sanmıştır ancak var olan her şey tabiatın bir parçasıdır ve insan da bundan münezzeh değildir.
gelgelelim insanın tabiatı denerek kastedilen şey ise aslında insanın içgüdüleridir, bilincini kullanarak değiştirmediği öz yapısıdır. olaya bu açıdan baktığımızda ise görürüz ki cinselliğe halihazırda yüklenen anlamlar aslında insanın tabiatına aykırı olanlardır. yani seksi saklamak, seks esnasında arkadan s.kildi diye aşağılandığını hissetmek, sperme, penise kirletici anlamları yüklemek, 18 yaşına gelmemiş çocukları seksten ve seks görüntülerinden uzak tutmaya çalışmak, seks yapan kadına orospu, motor, herkese veren, seks yapan erkeğe çapkın, s.kici vb. demek gibi davranışların hepsi insanın tabiatına aykırıdır. dolayısıyla cinsel devrim aslında büyük ölçüde insanın cinselliğinin tabiatına uygun haline döndürülmesi olacaktır.
tabii burada şuna da dikkat çekmelidir ki tamamen değil büyük ölçüde dedim, çünkü tamamen içgüdüsel olarak yaşamak sosyal açıdan insanlık türünün zararınadır. insanlık bilinç dediğimiz yeteneğinden bu şekilde faydalanır. bir başka örnek vermek gerekirse insanın içgüdülerinden biri de saldırganlıktır. insan sadece içgüdülerinin gerektirdiği şekilde davranmaya kalkar ve toplumsal bir uzlaşı neticesinde kendini kısıtlamazsa kendi soyunu yaygınlaştırmak adına birlikte yaşadığı bireylerin çocuklarını öldürmekte de bir sakınca görmeyecektir, zira bu kendi çocuğunun dişilerle birlikte olma ihtimalinin artması anlamına gelir. bunun neticesinde de tam anlamıyla bir vahşet ve şiddet ortama hakim olacaktır ve bu hiç kimse için iyi değildir. buradan anlıyoruz ki insan içgüdülerinin gerektirdiği bazı davranışların kendisine zarar vereceğini anlama ve içgüdülerini bu şekilde bastırma kapasitesine sahiptir. dolayısıyla cinselliği de tamamen içgüdüsüne bırakarak değil bilinciyle törpüleyerek yaşamak durumundadır. bunları göz önünde bulundurarak düşündüğümüzde cinselliğin reşit bireylerin karşılıklı rızası çerçevesinde özgürce yaşanmasının insan için en ideal davranış biçimi olduğunu görmek zor değildir.
s: sözlük bunun parçası mıdır?
c: insanın olduğu her ortam bunun parçası olabilir ancak bir cinsel devrimin pratikte uygulanması mevcut durumda söz konusu olmadığı için henüz hiçbir yer cinsel devrimin bir parçası değildir. cinsel devrim için gereken belirli bir kalabalığın mevcut görüşlere aykırı hareket ederek kendi yeni cinsellik algılarını ortaya koyması, bunun da yayılarak toplum tabanında kabul görmesidir. örneklendirerek anlatırsak anadolu'nun bir kentinde 20 bin kadın toplanıp çırılçıplak soyunup ulu orta erkeklerle seks yapmaya başlarlarsa bu cinsel devrimin ateşini yakmak olur. eylemin sonucunda bu yeni davranış biçiminin kabul görmesi ve tüm türkiye'de insanların sağda solda çırılçıplak seks yapmaya başlamaları cinsel devrimin gerçekleşmiş olması anlamına gelir. bu süreçte kamusal alanda çırılçıplak seks yapma fikrinin kabul edilmesi için cinsel sözlük tarafından miting düzenlenirse cinsel sözlük doğrudan bu devrimin bir parçası olur.
bu varsayımsal durumu bir kenara bırakıp gerçeklere odaklanırsak şunu görürüz ki toplumların farklı konulardaki algıları sürekli olarak değişim halindedir. türk toplumunun cinsellik algısı da elbette buna dahildir. zaten bundan bir 40 yıl önceki durumla şimdiki durumu kıyaslarsak görürüz ki insanlar eskiye kıyasla çok daha serbest biçimde seks yapabilmekte, ancak büyük bir kalabalık seks yaptığını ve seks partnerini (kadınsa kendini korumak, erkekse partnerine saygısızlık etmemek olmak, kısaca mahremiyet adına) gizlemektedir. buna karşın seksin sağlıklı olduğu ve özgürce yapılabilmesi gerektiği görüşü eskisine göre çok daha yaygındır ve artık seks yer yer halk arasında sıradan bir sohbet konusu olabilecek kadar yaygınlaşmıştır. bunun adı ise cinsel devrim değil, cinsel evrimdir. insanlar arası etkileşim kurulabilen her ortam da cinsel evrimin alanıdır.
seksin kendisi de bu evrime dahildir, zira insanlar cinsellikle ilgili aktivitelere bizzat dahil olabildikleri ölçüde bunları içsel olarak normalleştirir ve çevrelerine de seksin normal olduğu bakış açısını yansıtabilirler. bu da evrimi hızlandırıcı bir etkiye sahiptir ve uygulamada cinsel evrimin etkilerinin hissedilmesine katkıda bulunur.
sonuç olarak hem bireysel hem de toplumsal özgürlüğümüzü ve mutluluğumuzu pekiştirmek için seksimizi yapalım, cinsellikle ilgili hatalı görüşlere kapılmayalım arkadaşlar. hepinize hayırlı s..işler dilerim.
sorulara geçelim:
s: gerekli mi?
c: kesinlikle gerekli. mevcut durumda sekste malum erkek s.ken, kadın s.kilen olduğu için seks adeta kadının başına olumsuz bir şeylerin geldiği bir aktivite gibi düşünülüyor. bu yüzden birine gidip s..işelim mi derseniz kesinlikle olumlu yanıt alamaz, üstüne bir de sapık muamelesi görürsünüz. halbuki seks gayet doğal bir insan aktivitesidir, talep edilmesinde ve bu talebin karşılanmasında herhangi bir sorun yoktur ve olamaz ancak bu bahsettiğim s.ken-s.kilen anlayışı; kadının sonunda olumsuzluğa maruz kalacağı düşüncesiyle kendini korumaya almasına neden oluyor.
bunun yanında bir de namus anlayışı var. bir kadının s.kilmesi sadece onun kötülüğüne olmakla kalmıyor, akrabalarına da zarar veriyor. örneğin iki erkek birbirlerine kızdıkları zaman birbirlerini anne s.kmekle tehdit ediyorlar. bununla da kalmıyor, farklı iki ülkenin vatandaşı da karşı ülkenin kadınlarını s.kmeyi bir aşağılama vesilesi olarak kullanıyor, o ülkenin erkeklerinin namusunu o ülkenin kadınlarını s.kerek kirletiyor.
işte cinsel bir devrim yapılarak bu konularda tam anlamıyla bir eşitlik sağlandığı takdirde cinselliğe yüklenen bu temelsiz anlamlar ortadan kalkacak ve cinsellik olduğundan ibaret normal bir aktivite olarak görülebilecek, son derece doğal ve olağan karşılanacaktır. bu durumda insanlar da rahat rahat sekslerini yapacak, taciz/tecavüz büyük ölçüde azalacak, insanlar yoksunluk çekmeyecek, kimse kendini bastırmak durumunda hissetmeyecek, yaptığı seksten suçluluk duymayacak ve dolaylı olarak utanç yaşamayacak, ps.kolojik olarak tüm toplumda büyük bir rahatlama gerçekleşecektir.
s: insan tabiatına uygun mu?
c: insanın yapabildiği her şey, insanın tabiatına uygundur. doğa dediğimiz kavram zaten insanı da kapsar. insan doğanın dışında bir canlı değildir. doğanın içine dışarıdan bir yabancı el tarafından sokulmamıştır. diğer hayvanlarla birlikte doğada yaşamış, yaşantısının neticesinde evrimleşmiş, evriminin sonucunda bir bilinç geliştirmiş, bilinci sayesinde diğer hayvanların iştigal edemediği pek çok bilişsel aktiviteyle iştigal etmiş, sonucunda ortaya pek çok başka hayvanlar tarafından rastlanmayan ürün koymuştur. insan bu ürünler nedeniyle kendini diğer hayvanlardan büyük ölçüde ayırmış olduğu için zaman içinde kendisinin de bir hayvan olduğu gerçeğini unutmuş, bazı varoluş biçimlerini tabiata aykırı sanmıştır ancak var olan her şey tabiatın bir parçasıdır ve insan da bundan münezzeh değildir.
gelgelelim insanın tabiatı denerek kastedilen şey ise aslında insanın içgüdüleridir, bilincini kullanarak değiştirmediği öz yapısıdır. olaya bu açıdan baktığımızda ise görürüz ki cinselliğe halihazırda yüklenen anlamlar aslında insanın tabiatına aykırı olanlardır. yani seksi saklamak, seks esnasında arkadan s.kildi diye aşağılandığını hissetmek, sperme, penise kirletici anlamları yüklemek, 18 yaşına gelmemiş çocukları seksten ve seks görüntülerinden uzak tutmaya çalışmak, seks yapan kadına orospu, motor, herkese veren, seks yapan erkeğe çapkın, s.kici vb. demek gibi davranışların hepsi insanın tabiatına aykırıdır. dolayısıyla cinsel devrim aslında büyük ölçüde insanın cinselliğinin tabiatına uygun haline döndürülmesi olacaktır.
tabii burada şuna da dikkat çekmelidir ki tamamen değil büyük ölçüde dedim, çünkü tamamen içgüdüsel olarak yaşamak sosyal açıdan insanlık türünün zararınadır. insanlık bilinç dediğimiz yeteneğinden bu şekilde faydalanır. bir başka örnek vermek gerekirse insanın içgüdülerinden biri de saldırganlıktır. insan sadece içgüdülerinin gerektirdiği şekilde davranmaya kalkar ve toplumsal bir uzlaşı neticesinde kendini kısıtlamazsa kendi soyunu yaygınlaştırmak adına birlikte yaşadığı bireylerin çocuklarını öldürmekte de bir sakınca görmeyecektir, zira bu kendi çocuğunun dişilerle birlikte olma ihtimalinin artması anlamına gelir. bunun neticesinde de tam anlamıyla bir vahşet ve şiddet ortama hakim olacaktır ve bu hiç kimse için iyi değildir. buradan anlıyoruz ki insan içgüdülerinin gerektirdiği bazı davranışların kendisine zarar vereceğini anlama ve içgüdülerini bu şekilde bastırma kapasitesine sahiptir. dolayısıyla cinselliği de tamamen içgüdüsüne bırakarak değil bilinciyle törpüleyerek yaşamak durumundadır. bunları göz önünde bulundurarak düşündüğümüzde cinselliğin reşit bireylerin karşılıklı rızası çerçevesinde özgürce yaşanmasının insan için en ideal davranış biçimi olduğunu görmek zor değildir.
s: sözlük bunun parçası mıdır?
c: insanın olduğu her ortam bunun parçası olabilir ancak bir cinsel devrimin pratikte uygulanması mevcut durumda söz konusu olmadığı için henüz hiçbir yer cinsel devrimin bir parçası değildir. cinsel devrim için gereken belirli bir kalabalığın mevcut görüşlere aykırı hareket ederek kendi yeni cinsellik algılarını ortaya koyması, bunun da yayılarak toplum tabanında kabul görmesidir. örneklendirerek anlatırsak anadolu'nun bir kentinde 20 bin kadın toplanıp çırılçıplak soyunup ulu orta erkeklerle seks yapmaya başlarlarsa bu cinsel devrimin ateşini yakmak olur. eylemin sonucunda bu yeni davranış biçiminin kabul görmesi ve tüm türkiye'de insanların sağda solda çırılçıplak seks yapmaya başlamaları cinsel devrimin gerçekleşmiş olması anlamına gelir. bu süreçte kamusal alanda çırılçıplak seks yapma fikrinin kabul edilmesi için cinsel sözlük tarafından miting düzenlenirse cinsel sözlük doğrudan bu devrimin bir parçası olur.
bu varsayımsal durumu bir kenara bırakıp gerçeklere odaklanırsak şunu görürüz ki toplumların farklı konulardaki algıları sürekli olarak değişim halindedir. türk toplumunun cinsellik algısı da elbette buna dahildir. zaten bundan bir 40 yıl önceki durumla şimdiki durumu kıyaslarsak görürüz ki insanlar eskiye kıyasla çok daha serbest biçimde seks yapabilmekte, ancak büyük bir kalabalık seks yaptığını ve seks partnerini (kadınsa kendini korumak, erkekse partnerine saygısızlık etmemek olmak, kısaca mahremiyet adına) gizlemektedir. buna karşın seksin sağlıklı olduğu ve özgürce yapılabilmesi gerektiği görüşü eskisine göre çok daha yaygındır ve artık seks yer yer halk arasında sıradan bir sohbet konusu olabilecek kadar yaygınlaşmıştır. bunun adı ise cinsel devrim değil, cinsel evrimdir. insanlar arası etkileşim kurulabilen her ortam da cinsel evrimin alanıdır.
seksin kendisi de bu evrime dahildir, zira insanlar cinsellikle ilgili aktivitelere bizzat dahil olabildikleri ölçüde bunları içsel olarak normalleştirir ve çevrelerine de seksin normal olduğu bakış açısını yansıtabilirler. bu da evrimi hızlandırıcı bir etkiye sahiptir ve uygulamada cinsel evrimin etkilerinin hissedilmesine katkıda bulunur.
sonuç olarak hem bireysel hem de toplumsal özgürlüğümüzü ve mutluluğumuzu pekiştirmek için seksimizi yapalım, cinsellikle ilgili hatalı görüşlere kapılmayalım arkadaşlar. hepinize hayırlı s..işler dilerim.
gereksiz. salın insanları, 3 kuruşluk cinsel hayatı olan kişilerin cinsellik incili yazıp herkesin gözüne sokmasından bıktım.
cinsel devrim yaşamış olan ülkeler zaten farklı bir şeyleri aşabilmiş değiller. hayaller 'güçlü özgür kadınlar' gerçekler "nolur s.k artık" diye yalvaran kadınlar. bu komik şeyi dayatmak kimseyi daha da özgürleştirmiyor, hem geleneksel hem de sözde modern sorumlulukların kadınları ezmesini sağlıyor. kadınlar o portreye uyamadığı için kafayı yiyor.
ama elbette türkiye oksidentalist bir ülke, kafamızda uydurduğumuz batı muhteşem, her şey aşılmış falan filan.. hayalleri yıkılacak diye gerçeklerden kaçan insanların bize verebileceği hiçbir şey yoktur.
cinsel devrim yaşamış olan ülkeler zaten farklı bir şeyleri aşabilmiş değiller. hayaller 'güçlü özgür kadınlar' gerçekler "nolur s.k artık" diye yalvaran kadınlar. bu komik şeyi dayatmak kimseyi daha da özgürleştirmiyor, hem geleneksel hem de sözde modern sorumlulukların kadınları ezmesini sağlıyor. kadınlar o portreye uyamadığı için kafayı yiyor.
ama elbette türkiye oksidentalist bir ülke, kafamızda uydurduğumuz batı muhteşem, her şey aşılmış falan filan.. hayalleri yıkılacak diye gerçeklerden kaçan insanların bize verebileceği hiçbir şey yoktur.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?