Birinin libidosu yüksektir diğeri tek kelimeyle "açtır" ...
Çarşaf mı giyip oturalım nerene battı? Çirkin pipini sergileyemeyeceğin için görseli güzel kadınlara nereden saldıracağınızı şaşırdınız.
(bkz: dayılar)
bırde bunun kastamonu versiyonu kocekler var. oynarken elleyesi geliyor adamın
Penisine güvenen gitsin ameliyat olsun.Alet ne kadar büyükse o kadar en-boy artışı sağlanıyor.
süt gibi bembeyaz ve göbekli vücudunuzla üstünüzdeki t-shirt'un çıkartılma zamanının geldiği o andır.
kışın yenen künefeler gelir akla, kısa bir film gibi..
kışın yenen künefeler gelir akla, kısa bir film gibi..
gerçeklik payı olan bir tespitin absürt bir dille ifade edilmesi yüzünden tepki çekmesi hadisesi ile karşı karşıyayız. olay büyümeden araya girmek istedim.
fi tarihinde hayatımın aşkı olarak tanımlayabileceğim kadınla sonları oynuyoruz. dinle arası pek iyi olan bir adam değilim ama gerçekten zordur; "allah insanı gördüğünden mahrum etmesin" derler. hayatının aşkının tenine dokunmuşsun lan, boru mu, o gitti mi 2 tahtan eksilir kafandan, cennetten kovulan adem misali olursun... artık ne tatmin edebilir ki seni?
neyse, bir ayrılıyoruz, bir barışıyoruz, bir o yapamıyor, bir ben yapamıyorum.
bir gün kendi kendime telefonu kapatıp 70'liği açtım ve "ulan ben bu kıza nerede yanlış yapıyorum da bunları yaşıyorum" diye düşünmeye başladım. bu şekilde de sabahı ettim ve pörtlemiş gözlerle mahallesine gidip karşısına dikildim...
- hatun, ben sana nerede yanlış yapıyorum?
psikopat ama dürüst bir kadındı. pek çok kadının söyleyemeyeceği şeyleri bir çırpıda söyleyen bir karakteri vardı...
- çünkü sen benim ağzıma sıçmıyorsun.
ve ağlamaya başladı...
ulan beni de ağlattı orada... kızsam mı, sevsem mi, sövsem mi, ne bok yiyeceğimi bilemez hallere sokmasını iyi bilirdi beni.
vallahi arkadaşlar... ben bu gönül ilişkilerinin üzerine kitap yazacak kadar yaşadım. yani siz burada ne anlatırsanız anlatın kişi yaşadığını bilir, kişi başına geleni bilir; gerisi lafı güzaftır.
gerçek şuydu:
benden önceki sevgilisi yemeği yaktığı için bunu döven ve üzerine yürüyen bir tip.
ben ise prenses gibi el üzerinde tutuyorum, kadın erkek eşit temelinde davranıyorum ve bu sebeple bir şeyler hep fazla geliyor kendisine.
sadece bu da değil.
kendisi akıllı, kültürlü ve parlak zekaya sahip olan bir hatundu lakin maddi durumu kötü olan bir aileden geliyordu. arada, lisedeyken okulundaki zengin çocuklarına dair yaşadığı burukluklardan bahsederdi. ergenlik ve lise fotoğraflarında güzel olmayan, üniversite yıllarında kadınlığını keşfederek aşırı güzelleşen, hayatı tırnakları ile kazıyıp iyi paralar kazanmaya başlayan ama şimdiki başarmışlığı ve geçmişindeki kötü anılar arasında gelgitler ve dengesizlikler yaşayan bir hatundan bahsediyoruz burada...
kendi ağzıyla dedi...
daha ne diyebilirim ki:
"çünkü sen benim ağzıma sıçmıyorsun"...
çünkü sen benim ağzıma...
çünkü sen benim...
çünkü sen...
çünkü...
fi tarihinde hayatımın aşkı olarak tanımlayabileceğim kadınla sonları oynuyoruz. dinle arası pek iyi olan bir adam değilim ama gerçekten zordur; "allah insanı gördüğünden mahrum etmesin" derler. hayatının aşkının tenine dokunmuşsun lan, boru mu, o gitti mi 2 tahtan eksilir kafandan, cennetten kovulan adem misali olursun... artık ne tatmin edebilir ki seni?
neyse, bir ayrılıyoruz, bir barışıyoruz, bir o yapamıyor, bir ben yapamıyorum.
bir gün kendi kendime telefonu kapatıp 70'liği açtım ve "ulan ben bu kıza nerede yanlış yapıyorum da bunları yaşıyorum" diye düşünmeye başladım. bu şekilde de sabahı ettim ve pörtlemiş gözlerle mahallesine gidip karşısına dikildim...
- hatun, ben sana nerede yanlış yapıyorum?
psikopat ama dürüst bir kadındı. pek çok kadının söyleyemeyeceği şeyleri bir çırpıda söyleyen bir karakteri vardı...
- çünkü sen benim ağzıma sıçmıyorsun.
ve ağlamaya başladı...
ulan beni de ağlattı orada... kızsam mı, sevsem mi, sövsem mi, ne bok yiyeceğimi bilemez hallere sokmasını iyi bilirdi beni.
vallahi arkadaşlar... ben bu gönül ilişkilerinin üzerine kitap yazacak kadar yaşadım. yani siz burada ne anlatırsanız anlatın kişi yaşadığını bilir, kişi başına geleni bilir; gerisi lafı güzaftır.
gerçek şuydu:
benden önceki sevgilisi yemeği yaktığı için bunu döven ve üzerine yürüyen bir tip.
ben ise prenses gibi el üzerinde tutuyorum, kadın erkek eşit temelinde davranıyorum ve bu sebeple bir şeyler hep fazla geliyor kendisine.
sadece bu da değil.
kendisi akıllı, kültürlü ve parlak zekaya sahip olan bir hatundu lakin maddi durumu kötü olan bir aileden geliyordu. arada, lisedeyken okulundaki zengin çocuklarına dair yaşadığı burukluklardan bahsederdi. ergenlik ve lise fotoğraflarında güzel olmayan, üniversite yıllarında kadınlığını keşfederek aşırı güzelleşen, hayatı tırnakları ile kazıyıp iyi paralar kazanmaya başlayan ama şimdiki başarmışlığı ve geçmişindeki kötü anılar arasında gelgitler ve dengesizlikler yaşayan bir hatundan bahsediyoruz burada...
kendi ağzıyla dedi...
daha ne diyebilirim ki:
"çünkü sen benim ağzıma sıçmıyorsun"...
çünkü sen benim ağzıma...
çünkü sen benim...
çünkü sen...
çünkü...
Sadece güzel olanların fotoğraflanmalarına izin verirler. Çirkin evlatlarının fotosunu göremezsiniz de ondan.
normal bir fragmanın 1,5 - 2 dakika sürdüğünü bilmeyen erkektir...
fragman ne la, bari filmin daha çeyreğinde bile değiliz deseydi...
fragman ne la, bari filmin daha çeyreğinde bile değiliz deseydi...
birinin arkasından iş çevirerek o kişiyi zor durumda bırakmak..
insanoğlu çiğ süt emmiş yapar mı yapar...
yok ki adam gibi adam bir arkadaş. belki de ben arkadaş olacak biri değilim. ulan artık suçu kendimde aramaya başladım.. değişim şart abi...
insanoğlu çiğ süt emmiş yapar mı yapar...
yok ki adam gibi adam bir arkadaş. belki de ben arkadaş olacak biri değilim. ulan artık suçu kendimde aramaya başladım.. değişim şart abi...
Amk anonimsiniz burda. Soyleseniz adam gibi yaptığınız şeyi iyi veya kötü. Ne kaybedersiniz?Burda anonimken bile yaptığınız şeyi kendinize itiraf edemezken, etrafinizdaki erkeklerin size nasıl saygı duymasını bekliyorsunuz. Kafaniz mi iyi nedir anlamadım ki? Yoksa biraya şu katmadan mi iciyorsunuz !
Olum siz ne yeyip iciyonuz la!
Sigara içmeyen, spor yapan ve genetik olarak bu özelliğin kendisine miras kalması sonucu olusmus erkektir. Zordur işi. Tabi bir de seçici ise. (Gerçekten bazen çekilmiyor sozluk ;)
Şarkıcı ; Model değmesin ellerimiz şarkısının bestecisi; " can temiz " bu çiftlerden ilham almıştır.
Şarkı sözlerinin içinde bu çift çok iyi anlatılmış.
Ah ne zormuş bitsin demek
Hala severken seni
Dudaklarını öpmemek
Bir yabancı gibi
Bilirsin ayrılık konusunda
İyi değiliz ikimiz de
Bir kıvılcım yeterdi her zaman
Koşup geri dönmemize
Değmesin ellerimiz
Buluşmasın bu gözler
Yine erir gideriz
Unutulur yeminler
Biz hiç beceremedik
Sevmeyi de terk etmeyi de
Aşk kokan dudakların
Karşısında direnmeyi de
Biz hiç beceremedik
Sevmeyi de terk etmeyi de
Aşk dolu mısraların
Karşısında direnmeyi de
Ah ne zormuş bitsin demek
Hala severken seni
Dudaklarını öpmemek
Bir yabancı gibi
Bilirsin ayrılık konusunda
İyi değiliz ikimiz de
Bir kıvılcım yeterdi her zaman
Koşup geri dönmemize
Değmesin ellerimiz
Buluşmasın bu gözler
Yine erir gideriz
Unutulur yeminler
Biz hiç beceremedik
Sevmeyi de terk etmeyi de
Aşk kokan dudakların
Karşısında direnmeyi de
Biz hiç beceremedik
Sevmeyi de terk etmeyi de
Aşk dolu mısraların
Karşısında direnmeyi de
İşte bir kez daha
Durup karşında
Belki de son defa
Soruyorum sana
Bitti mi hikayemiz?
Bu ne biçim son böyle
Değmez miydi sevgimiz
Savaşıp direnmeye?
Değmesin ellerimiz
Buluşmasın bu gözler
Yine erir gideriz
Unutulur yeminler
Biz hiç beceremedik
Sevmeyi de terk etmeyi de
Kendimize sahip çıkıp
Dünyayla yüzleşmeyi de
Biz hiç beceremedik
Sevmeyi de terk etmeyi de
Korktuğumuz o gözlerin
Karşısında direnmeyi de
Bitmesin hikayemiz
Şarkı sözlerinin içinde bu çift çok iyi anlatılmış.
Ah ne zormuş bitsin demek
Hala severken seni
Dudaklarını öpmemek
Bir yabancı gibi
Bilirsin ayrılık konusunda
İyi değiliz ikimiz de
Bir kıvılcım yeterdi her zaman
Koşup geri dönmemize
Değmesin ellerimiz
Buluşmasın bu gözler
Yine erir gideriz
Unutulur yeminler
Biz hiç beceremedik
Sevmeyi de terk etmeyi de
Aşk kokan dudakların
Karşısında direnmeyi de
Biz hiç beceremedik
Sevmeyi de terk etmeyi de
Aşk dolu mısraların
Karşısında direnmeyi de
Ah ne zormuş bitsin demek
Hala severken seni
Dudaklarını öpmemek
Bir yabancı gibi
Bilirsin ayrılık konusunda
İyi değiliz ikimiz de
Bir kıvılcım yeterdi her zaman
Koşup geri dönmemize
Değmesin ellerimiz
Buluşmasın bu gözler
Yine erir gideriz
Unutulur yeminler
Biz hiç beceremedik
Sevmeyi de terk etmeyi de
Aşk kokan dudakların
Karşısında direnmeyi de
Biz hiç beceremedik
Sevmeyi de terk etmeyi de
Aşk dolu mısraların
Karşısında direnmeyi de
İşte bir kez daha
Durup karşında
Belki de son defa
Soruyorum sana
Bitti mi hikayemiz?
Bu ne biçim son böyle
Değmez miydi sevgimiz
Savaşıp direnmeye?
Değmesin ellerimiz
Buluşmasın bu gözler
Yine erir gideriz
Unutulur yeminler
Biz hiç beceremedik
Sevmeyi de terk etmeyi de
Kendimize sahip çıkıp
Dünyayla yüzleşmeyi de
Biz hiç beceremedik
Sevmeyi de terk etmeyi de
Korktuğumuz o gözlerin
Karşısında direnmeyi de
Bitmesin hikayemiz
adrenalin cinsel isteği tetikler. bu bize şemanze atalarımızdan kalma bir mirastır. hayatta kalma + üreme isteği
Pentagram'ın 1997 yılında İstanbul Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda verdikleri konserin kaydıdır. Sonradan albüm olarak piyasaya sürülmüştür. Konserin hemen başında duyulan "Popçular dışarı" tezahüratı albüme adını vermiş.
Rusyanın diktatörü pardon öyle demiyorduk 'devlet başkanı'. kendisi Sscb döneminde kominist istihbaratı 'kgb' de ajandır. Hatta istanbulda bile çalışmıştır(!). Bunlar dışında oldukca centilmendir.
Kadınlar çok genel olmuş veren veriyor vermeyen birşeyi beğenmemiştir,Bu entryde bunlar benim malım diyen Ali ağaoğlu geldi aklıma genelleme hiçbirşeyde olmuyor bazı kadınlar kimlere kimlere veriyor
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?